8. Bölüm

8.7K 820 446
                                    

*satır arası yorumları unutmayalım canımlar

''Dökmeye niyetim yok içimi. Zor sığdırdım zaten...'' Cemal Süreyya 🖋️

Yaşadığınız bir anı hayal sandığınız olmuş muydu hiç? Kendinizi çimdiklediğiniz , hayali bir tokat aşkettiğiniz ? İşte ben şimdi deli gibi çarpan kalbim , hızlanan nefesim ve sızlayan burun direğimle öyle bir andaydım. Burada mıydı sahiden ? Gelmiş miydi bana yeniden ? İçim hala kanayan açık yaralarımla sızlasa da ona doğru engel olamadığım bir adım atmıştım. Nasıl durabilirdim ki ? Benliğim aşkıyla kavrulurken nasıl durabilirdim ki ? Gurursuzluk ? Hayatım boyunca gurur abidesi olmuştum da ne olmuştu ? Tek bir cümle... Tek bir af dilese bitecekti tüm kırgınlığım. Bakışlarım çökmüş ve kararmış gözaltlarında , uzayan sakallarında , ve zifiri gözlerinde hasretle gezindi. Koşup sarılmamak için zor tutuyordum kendimi . Lakin ben daha ikinci leyla adımımı atmadan aralanmıştı dolgun dudakları.

-Sabah okulda da kustun. Söyle. Hamile misin?'

Durdum bir an . Menevişlerinde gezindi gözbebeklerim. Sorduğu sorudan çok sabah okulda yaşadığım olayı bilmesine takılmıştım. Halbuki bildiğim bir gerçek canım böyle yakmamalıydı. Sönüverdi tüm umutlarım. İçimde ona dair büyüttüğüm bütün güzellikler derinlere gizlendi. Öfkeyle kısıldı kehribarlarım. Ona doğru bir adım daha attım.

-Oradaydın.'dedim kısık ama öfke dolu bir sesle. Göğsüm nefesimle ağır ağır şişip indi. 'Oradaydın ve bir köşeden perişanlığımı izliyordun değil mi?' Tek bir mimik dahi oynamadı suratında. Bir gün muhabbet esnasında askerliğini komando olarak yaptığından bahsetmişti. Oradan kazandığı bir alışkanlık mıydı bu duygusuzluk? Burnumun direği sızım sızım sızlıyordu. Bunu neden yapıyordu? Neden oynuyordu benimle? İnsan terk ettiği bir kadına neden gül bırakırdı? Neden gölge misali gezerdi ensesinde? Gür kirpikleri bakışlarına eş kıpırdandı.

-Hamile misin?'

Tahammülsüzleşiyordum . Bu duygusuzluğu , bu donukluğu delirtecekti beni! Bunu mu sormaya gelmişti buraya ? İki kez kustum diye paçaları tutuşup buraya onu sormaya mı gelmişti yani ? Yanağıma damlayan bir inci tanesiyle baktım yüzüne. Kehribarlarım nefret doluydu şimdi.

-Olsam ne değişecek ? Zamanı geri alabilecek misin?

Öyle acı çekiyordum ki... Karşımda günlerdir hasretinin iliklerime kadar sızlattığı bir adam vardı . Fakat ben onun beni her nefeste daha çok kırmasından fırsat bulup kokusunu içime çekemiyordum bile. Ellerimi yüzüme kapatıp dudaklarımdan firar eden hıçkırıklarıma sahip çıkmaya çalıştım. Bakışları asla değişmemiş, karşımda kanlı canlı bir insan değilde bir robot varmış gibi donuk bakmayı sürdürmüştü yüzüme. Gözlerimiz bir birleştiğinde tekrar aralandı dudakları.

-Hamile misin?'

Sabrımın son damlasını getiren şey bu tekrar ettiği sorusu olmuştu . Ona olan tüm kızgınlığımın göğsümde toplandığını hissediyordum sanki. Ellerim yumruk haline dönmüş, hıçkırıklarım yerini öfke dolu bakışlara bırakmıştı. Islak yüzümü ona çevirip yamacına doğru ağır ağır iki adım attım. Dişlerim birbirine baskı uygulamaktan kırılacak hale gelmişti. Başımı iki yana salladım.

-Değilim Allah'ın cezası değilim ! Rahatladı mı için?'dedim kırık dökük bir sesle adeta nefret kusarcasına. Boş boş bakmıştı suratıma. Bahsettiğimiz şey herhangi birşeymiş gibi baktı. Eğer olsaydım ikimizden bir parça olmayacakmış gibi bakmıştı. Sonrada dönüp hiçbir şey demeden yöneldi balkon kapısına doğru. Kalbime binlerce diken batıyor gibi hissediyordum. Ben böyle bir adamı mı sevmiştim yani ? Bu boş bakan gözlerine mi içim gitmişti ?

MURASSA 🌿Muâşaka Serisi🌿 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin