Motor

320 12 7
                                    

Rüzgar saçlarımı savururken düşmemek için Zayn'in beline sarılı kollarımı biraz daha sıkılaştırdım. Sert kasları tenimin altındaydılar ve inanın soğuk havaya rağmen o hep sıcaktı. Bir yokuşun başındayken onun dudaklarından ismimin döküldüğünü duydum.

"Marina, bana sarılmayı bırak."

Kaşlarımı çatarken onun deli, olduğunu düşündüm.

"Bir yokuşu inmek üzereyiz, Zayn. Sana sarılmayı bırakırsam ölürüm."

Motor gereğinden daha hızlıydı ve beni duyması için bağırmak zorunda kalmıştım. Güldü.

"Ölmene izin vermem, kollarını serbest bırak. Bu siktimin motorunu neden sevdiğimi anlamak istiyorsan bunu denemelisin. Kollarını iki yana aç ve bacaklarını sakın kaldırma."

Hayır, bu aptalca şeyi yapmak istemiyordum. Tanrım, ölebilirim!

"Ah, korkak bir kız çocuğu ile ne işim var benim?"

Alaylı sesi gözlerimi kısmama neden olmuştu. Ondan nefret ediyordum. Pekala ben korkak değildim. Zayn'in karnında kenetlediğim ellerimi yavaşça açtım ve sonrada kollarımı onun teninden ayırdım. Siktir, her an yeri boylayabilirdim. Zayn'in bağıran sesi kulaklarımı doldurdu.

"Güzel, şimdi kollarını iki yana aç ve dengede dur. Rüzgarın bedenini savurmasına izin verme."

Cevap vermedim ve lanetler okuyarak kollarımı yavaşça kaldırdım. Rüzgar direk olarak göğüs kafesime geliyordu ve ben dengemi korumak için bir cambazın çabasına eş değer bir performans sergiliyordum. Rüzgar bütün bedenime işlerken Zayn konuştu.

"Gözlerini kapat, güzelim. Özgür olduğunu hisset."

Cümlesinden sonra ellerimde onun ellerini hissettim. Oda benim gibi kollarını iki yana açmış ve ellerimi tutmuştu. Sikeyim bu çok tehlikeliydi. Tekrar konuştu.

"Ve senin yanında olan varlığımı hisset, beni hisset."

Ah bu herif beni cümleleriyle bile tahrik etmeyi başarabiliyordu. Zayn'in uzamış olan saç telleri burnumu gıdıklayınca bir kahkaha attım. Tanrım, bu esen sıcak yel ile onun saçlarında ki Hindistan cevizi kokusu ciğerlerimi dolduruyordu. Bu, çok hoştu.

Yokuşun sonuna kadar bu şekilde ilerlerken nasıl mükemmel bir his olduğunu düşündüm. Rüzgar bedeninin içinden geçip gidiyordu sanki. Bu şey uçuyormuşsun gibi hissettiriyordu. Zayn tekrar kollarını indirip motoru yönlendirirken bu anın sonsuza dek sürmesini istiyordum. Başka bir caddeye girerken bende kollarımı indirdim ve Zayn'in eşsiz vücuduna doladım. Başımı sırtına yaslarken kokusu beynimi sarhoş ediyordu. Nefes alışverişini hissediyordum. Bu, fazla güzeldi. O kollarımın arasındaydı. Ordaydı, benimdi. Ara sokaklara girdiğimizde biraz daha yavaşladık ve sonra geçen gece kaldığımız evin önüne geldiğimizde motor nihayet durmuştu.

Kaskı yavaşça çıkardım ve ona uzattım. O güzel gülümsemesini yine suratına yerleştirdi.

"Sevdin mi?" Yaptığımız motor çılgınlığından bahsediyordu.

"Ah, evet sevdim." Gülümsemesi biraz daha büyüdü ve mırıldandı.

"Biliyordum."

Oysaki bilmiyordu ki onunla olan her şeyi zaten hep sevmiştim.

Uzun kolları başımın üstünden dolandı ve zile bastı. Çocuklardan birinin kapıyı açmalarını beklerken, gözlerimi lanet olası göğüs kafesinden uzaklaştıramıyordum. Kıskanılacak derecede güzel bir tene sahipti. Tenine işlenmiş olan dövmeleri, bende onları öpme isteği uyandırıyordu. Aslında bu aptal mürekkep izleri, her kadında bu isteği uyandırıyordu.

bir bedende iki insan // z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin