twenty six

620 58 28
                                    

"Senin... Burada ne işin var?"

Soobin, Arin ile sözleştiği gibi akşam barbekü yapmak için yarım saatliğine alışverişe gitmişti. Elinde poşetlerle zili çaldığında görmeyi beklediği son şey iki gündür telefonlarına cevap vermediği sevgilisiydi.

Yeonjun sırıtarak kafasını yana yatırdı.

"Ateşböceği sevgilimi kovalamaya geldim." Ardından kenara çekilerek Soobin'in geçmesine izin verdi. Soobin bir şey demeden içeri girdi.

Koridorda ilerlerken Arin çıkmıştı karşısına. Arin gülümseyerek Soobin'in elinden poşetleri aldı. Soobin'in sorgulayıcı bakışlarını da fark etmişti.

"Ne yapayım canım? Sana ulaşamayınca bana ulaştı çocuk. Geri mi çevirseydim?" Soobin oflayarak bahçeye yöneldi. Arin kafasını iki yana sallayıp kendisini izleyen Yeonjun'a döndü.

"Hadi gel Yeonjun, biz seninle mutfakta hazırlık yapalım." Yeonjun onu onayladı ve mutfağa ilerledi.

10 dakika boyunca konuşmadan barbeküde kullanacakları malzemeleri yıkayıp doğramışlardı. Bu süre içerisinde Arin bir şey söylemek istermiş gibi Yeonjun'a bakıp durmuştu. Yeonjun en sonunda ona dönmeden konuştu.

"Söyleyebilirsin." Arin bunu bekliyormuş gibi bıçağını tezgaha bıraktı ve Yeonjun'a döndü.

"Neden Soobin seninle konuşmuyor? İlk buluştuğumuz gün senden bahsedip durmuştu bana halbuki." Yeonjun üzüntüyle nefesini verdi. Yine de kafasını kaldırmadan işini yapmaya devam etti.

"Kompleksli bir aptal olduğum için konuşmamakta haklı." Alt dudağını dişledi hafifçe. "Seni tanımadığım için her şeyi yanlış anladım ve onu kırdım. Bu yüzden konuşmuyor."

Arin anlamış gibi başını salladı. Yine de kafasına takılan şeyi söylemeden edememişti.

"Tanıdığım Soobin beni kıskanmandan hoşlanırdı."

"Bizim bir araya gelmemiz... Biraz farklı oldu. Benim onu yanlışından vurduğumu düşündü ama ben sadece..." Elindeki sebzeyi kenara bırakıp Arin'e döndü. "Ona çok uzun süreden beri aşığım. Beni sevmesi için her gün dua ettim ve bir gün dualarım kabul oldu. Ama yine de korkuyordum ellerimden kayıp gidecek diye. Düşüncelerim ister istemez bizim hakkımızda kötü senaryolar kuruyordu. Sizin fotoğrafınızı görünce düşüncelerime yenildim. Ama gerçekleri öğrenince çok pişman oldum, daha güçlü durmalıydım ve onu dinlemeliydim önce. Şimdi Soobin'e bu durumu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Çok aptalım."

Yeonjun'un istemsizce gözleri dolduğunda Arin de üzüntüyle ona baktı. Destek olmak ister gibi elini onun omzuna koydu.

"Soobin'e de bana anlattığın gibi anlatırsan anlayacağına eminim. Lütfen üzme kendini." Yeonjun anladığını belirtmek için kafasını salladı.

O sırada ikisi de mutfak kapısının dışında onları dinleyen Soobin'den habersizdi.

***

Soobin barbekünün başında beklerken çaktırmadan Yeonjun'a bakıyordu ara sıra. Yeonjun ise onun bakışlarının farkında olmadan çimlerde oturmuş etrafındaki karahindibalara üflüyordu. Çok güzeldi. Yeonjun bu kadar güzelken Soobin nasıl kızgın kalabilirdi ki?

Zaten kızgın kalmak istemiyordu da. Evet, kırılmıştı ona ama bugün duyduklarından sonra empati kurmuştu. Ona olan sevgisini hissetirememiş olduğu için kendisine kızıyordu artık. Değişeceğine dair kendisine söz verdi. Bundan sonra Yeonjun'un sevgisinden şüphe etmemesi için her şeyi yapacaktı.

Düşüncelerini bölen şey bahçeye koşarak giren üç kişiydi; en yakın arkadaşı Kai, onun sevgilisi Beomgyu ve sevgilisinin arkadaşı Taehyun.

"Sizi kim çağırdı?" Soobin'in iğrenir gibi çıkardığı ses tonuna karşılık Yeonjun gülerken Kai suratını astı.

"Aşk olsun! Bizi çağırmadığın için utanman gereken yerde yaptığına bak." Sonra dönüp arkalarından gelen Arin'in omzuna kolunu attı. "Arin noonam çağırdı ayrıca."

Soobin bir süre ikisine boş boş baktıktan sonra barbeküsüyle ilgilenmeye devam etti. Kai ise ona göz devirmesine rağmen ne olup bittiğini öğrenmek için yanında kalmıştı. Beomgyu ve Taehyun da çimlerde oturan Yeonjun'un yanına yerleşmişlerdi. Yeonjun onlara da birer karahindiba koparıp uzatmıştı oyalanmaları için. Beomgyu mahcubiyetle elinden alırken konuşmaya başlamıştı.

"Durumu Kai'den öğrendim. Ortalığı karıştırdığım için özür dilerim Yeonjun." Yeonjun ona anlayışla gülümsedi.

"Senin bir suçun yok. Aptallık yapan bendim." Beomgyu ve Taehyun birbirlerine baksalar da bir şey diyememişlerdi. Arin onları yemeğe çağırana kadar sessizce oturmuşlardı.

Arin sofranın başına otururken bir tarafına Soobin, diğer tarafına da Yeonjun oturmuştu. Yeonjun'un yanında Beomgyu ve Taehyun otururken Kai de Soobin'in yanına oturmuştu.

Soobin yemeye başlamadan önce Yeonjun'un tabağını önüne çekti.

"Biberler çok acı. Sen yiyemezsin." Ağzının içinde konuşurken tabaktaki biberleri ayıklıyordu. Herkes ona suspus bir şekilde bakıyordu. Üstündeki bakışlardan rahatsız olsa da devam etti. Biberleri ayıkladıktan sonra tabağı eski yerine itti.

"Teşekkür ederim." Yeonjun sessizce söylediğinde Soobin kafasını kaldırıp ona bakmıştı. Ardından boğazını temizleyerek yemeğini yemeye başladı.

Dakikalar geçtikçe masadaki garip sessizlik yerini koyu bir sohbete bırakmıştı. Bazıları birbirlerini yeni tanısalar bile samimiyet kurmak zor olmamıştı.

Sohbet devam ederken Soobin ara sıra Yeonjun'un tabağına kendi tabağındaki etleri bırakıyordu. Bu anlarda göz göze geliyorlardı ve Yeonjun ağlayacak gibi hissediyordu. Sofradan ilk o kalkmıştı. Mutfağa doğru ilerlerken arkasından Soobin'in de geldiğini biliyordu.

Art arda mutfağa girdiklerinde Yeonjun konuşmak için ağzını araladı ancak Soobin ondan hızlı davranmıştı.

"Seni seviyorum." Yeonjun gözlerini şaşkınlıkla büyütmüştü. Tekrar konuşacağı sırada yine Soobin tarafından durduruldu.

"Seni seviyorum ve bunu sana hissettiremediğim için hatalı olduğumu kabul ediyorum. Ama değişeceğime söz veriyorum." Yeonjun'un istemsizce gözleri dolduğunda Soobin'e yaklaştı.

"Seni dinlemediğim için ben hatalıyım asıl. Sana bunları düşündürmek istemezdim." Dudağını büktüğünde Soobin dayanamayıp dudaklarına bir öpücük kondurdu.

"İkimiz de hatalarımızı kabul ettiğimize göre uzatmanın anlamı yok güzelim. Hem ben... Seni çok özledim." Yeonjun'un dolu gözlerinden birer damla yaş aktı ve Soobin'in göğsüne atıldı.

"Seni çok seviyorum." Soobin gülümseyerek onun saçlarını öptü ve kollarını beline sardı.

"Ben de seni çok seviyorum Yeonjun."

***

bölümün sonlara doğru kötüleşmesinin sebebi uykumun gelmesi djajdjsjjs özür dilerim

baby you are | yeonbin ✓Where stories live. Discover now