Episode 4 : Soulmate

Start from the beginning
                                    

Kim Taehyung halkına karşı en büyük fedakarlığı Min Yoongi'nin mührünü kabul ettiğinde yaptı ancak bu bile, halkın sesini kesmeye yetmedi.

Taehyung her zaman türü yüzünden hakaretlere, aşağılamalara, ne kadar başarılı olursa olsun yerden yere vurulmaya mecbur bırakılacaktı.
Genç prens henüz küçük yaşından beri yaşadığı baskının, hakaretlerin, aşağılamaların ve ön yargıların arasında ezilen ruhunun bir anda sanki gökyüzüne doğru özgürce sürüklendiğini hissederken gözlerinin doluşu, yanaklarının kan basıncından ötürü ısınışı, ellerinin nemlenmeye başlaması ve kulaklarında uğuldayan kalbinin gümbürtüsü aynı anda gerçekleşmişti.

Bel boşluğunu hafif bir güç uygulayarak sıkan geniş ellerin yarattığı hislerin yoğunluğu o denli fazlaydı ki genç omega neye uğradığını şaşırıyor, odaklanamıyor, en son ne yapmak üzere olduğunu bile anımsayamıyordu. Var olan dünya yalnızca kendisine bakan keskin sarı gözler ve belinde dinlenen ellerden ibaretti. Dudakları bir süre daha aralık vaziyette kaldı ve kulaklarından kalbinin atış sesleri bir an olsun dinmedi. Sanki bir büyünün altına girmişçesine parıldayan gözlerinden kendi kendine bir iki damla yere doğru süzüldü ve Taehyung'un adeta huzurla dolan kurdu kendisini de etkiledi.

Birden bire belinde hissettiği eller yok oldu, büyü bozuldu ve Taehyung sanki sert bir tokat yemişçesine kendine geldi. Gözlerini hızla kırpıştırdığı saniyelerde bir an için az evvel olan şeylerin hayal gücüne ait olduğunu düşünecekti ancak yüzüne doğru eğilen bir yüz onu engelledi ve genç omega yerinde sıçrarken onun bu irkilişi karşısındaki adamı güldürdü. Taehyung'un yeşil gözlerinin iri iri açılışı ile beraber hızla karşısında tüm görkemiyle dikilen beyaz tenli adamı incelemeye başladı. Taehyung o saniyede tüm uzuvlarının teker teker uyuştuğunu, dilinin basit bir kas olmaktan başka bir işe yaramayacağını hissetmeye başladı. Konuşamıyordu, dili adeta tutulmuştu.

Öylece kendisine bakmakta olan bu adam, rüyasında kendisini acımadan dolduran kişiden başkası değildi.

Taehyung bir süre daha dudakları aralık bir şekilde kalakaldığında beyaz tenli adam karşısındaki kendisinden yaşça küçük olduğunu fark ettiği adama bir adım yaklaştı. Kurdunun güçlü havası kendi göğsünü parçalayacak raddeye gelse bile beyaz tenli genç adam bu zorlukla mücadele etmek konusunda fazlasıyla tecrübeliydi. Kurdu kendisini ne kadar zora sokarsa soksun bir mimiğini bile oynatmadan sessizce esmer tenli güzel adamı inceledi. Her ne kadar sesini çıkartmıyor olsa da esmer tenli omegayı ayağına dek kendisinin getirdiğinin elbet farkındaydı, zaten farkında olmadan yapılacak bir şey de olamazdı bu.

Taehyung gözlerini kırpıştırdı, parlaklığını kaybetmeyen sarı gözlere tırmanan bakışları neler olduğuna anlam veremediğini belli edercesine soru işaretleri ile dolduğunda beyaz tenli genç kollarını göğsünün üzerinde birbirine kavuşturdu. Omegayı ayağına getirmişti evet, hesap etmediği tek şey bundan sonraki süreç içerisinde neler olacağıydı. Anlık hislerine kapılıp onu buraya getirmekle hata edip etmediğinin ikilemine düşmek için ise fazlasıyla geç kalmıştı.

Taehyung gözleri birbirine kenetlendiği anda kalbinin görünmeyen bir el tarafından sıkılmaya başladığını hissetti ve bu tuhaf his karşısında kaşlarını çatıp tek elini sol göğsüne koymakla yetindi. Beyaz tenlinin sarı gözleri omeganın göğsünü bulduğunda Taehyung nasıl böylesine bir gücün varolduğunu düşünmekle meşguldü. Göz göze geldikleri an kasılan kalbi ve sızlayan kemikleri, aynı zamanda net bir şekilde aldığı ağır koku sebebiyle yanan genzi ve boğazı, karşısındaki bu tuhaf adamın şu zamana dek gördüğü hiçbir alfaya benzemediğini açıklayacak seviyedeydi.

"Sizi buraya getiren şey nedir, sevgili prens?"

Beyaz tenli adam birçok şeyi bilmesine ve omeganın burada bulunmasının tek sebebi olmasına rağmen aptal rolüne bürünmeyi, karşısındaki güzel adamı tesadüfen ilk kez görüyormuş gibi davranmaya karar verdi. Bu şekilde daha sağlıklı ve doğru bir yol izleyebilirlerdi. Omegayı buraya getirmesi bile başlı başına hatayken beyaz tenli kurduna uyduğu için kendini ilk defa aptal gibi hissediyordu. Onun anlık gelişen hisleri sebebiyle sürekli izlediği yolu sarsacak cinsten hareketler sergiliyordu.

middle of the night.Where stories live. Discover now