Naz ve Hilal

887 27 6
                                    

𝑆𝑒𝑛𝑠𝑖𝑧𝑙𝑖𝑘 𝑏𝑒𝑛𝑖 𝑏𝑜̈𝑦𝑙𝑒 𝑦𝑒𝑛𝑠𝑖𝑛 𝑚𝑖?
𝑇𝑒𝑘 𝑏𝑎𝑠̧𝑖𝑚𝑎 𝑦𝑜𝑙𝑙𝑎𝑟𝑑𝑎 𝑏𝑒𝑛𝑖 𝑏𝑜̈𝑦𝑙𝑒 𝑏𝑢𝑙𝑠𝑢𝑛 𝑚𝑢?

Bu aralar bu şarkıya fena halde takmıştım..

Ben Tuana.. Tuana Naz Tiryaki 17 yaşındayım. Bu yaşıma hayatın acılarıyla geldim.
Annem.. babam.. ben doğduktan hemen sonra terk etmişler.. kimin beni yetimhaneye getirdiği hakkında en ufak bi fikrim yok. Annemle babamı merak ediyor muyum? Hayır, etmiyorum. Çünkü onlar merak edilmeyi bile hakketmiyorlar.. bazen cidden bi evlat olmayı hakketmediğimi düşünüyorum.

Sanki onların beni doğduğum gibi terk etmelerini ben sağlamışım gibi hissediyorum.. çok aptalca belki ama bazen onların bi suçunun olmadıklarını düşünüyorum.. tek sebep kendim, tek sorun kendim.. varoluşum bile hatadır belki.

Başımı kaldırdığımda saattin gece yarısını geçtiğini farkettim. Uyanık olan sadece ben ve Hilal vardı. Ülkü Hilal. Genelde birbirimize ikinci adımızla hitap ederiz.. bana ve Hilal'e göre insanların ikinci adları her zaman özeldir..

Yataktan kalkmak için doğrulduğumda başımın dönmesiyle bi süre yerimde durup elimi başıma koydum. Hilal başımın ağrısını farketmiş olacak ki çekmeceden ilaç çıkarıp masanın üzerindeki suyu uzattı. İlacı içtikten sonra zorla da olsa kendimi uykuya bırakmaya çalıştım. Bir kaç başarısız denemeden sonra uykuya dalabildim.

6.30
Kalktığımda saattin 6.30 olduğunu gördüm. Kendime gelmek ve elimi, yüzümü yıkamak için odadaki banyoya girdim. Elimi, yüzümü yıkadıktan sonra tam kapıyı açıp çıktım diyecektim ki başımdaki yoğun ağrı kapının koluna sıkıca tutunmama sebep oldu. Dün gece ilaç içmiştim. Birazcıkta olsa geçmişti ama sabah ilacın etkisi geçmişti. Başımdaki yoğun ağrı sebebiyle elimi kapının kolundan çekip banyo tezgahına tutundum. Dışarıya doğru "Hilal, ağrı kesici getirir misin?" Diye bağırdım. Bi kaç dakika sonra Hilal banyoya geldi ve beni belimden tutup odaya götürdü.

Odaya girdiğimizde çalışma masasının üzerinde ki ilacı ve suyu gördüm. Hilal'in yardımıyla koltuğa oturup ilaçla beraber suyu içtim. Bi kaç dakika sonra ağrının azaldığını farkettim ve okul için hazırlanmaya koyuldum.

Saçımı serbest bırakıp okul elbisemi giydim. Genelde kahvaltı yapmadan giderdim okula. Ki bugün de öyle yaptım. Çantamı da alıp Hilal'i beklemeye başladım. Ona baktığımda o da çantasını sırtına takmıştı yanıma geliyordu.

Yanıma geldiğinde beraber yurttan çıkıp yola koyulduk. Okul hemen hemen yakınımızdaydı. Gitmemiz 15 dakikamızı aldı. Okula girdiğimde bahçenin ne kadar kalabalık olduğunu farkettim.

İçeriye girdiğimizde 11-C yazılan sınıfa girdik. Herkes kendi halindeydi. Burda herkes istediği yere oturabiliyordu. O yüzden Hilal'le arka sırada ki masaya geçtik. Sıraya oturduğum gibi kafamı masaya gömdüm. Hilal'in de çantasından bi kitap çıkardığını işittim. Normalde erken gelirdik ve yine erken geldiğimiz için rahattık.

Dersin başlamasına 15 dakika kala lavaboya girdim. Saçımın dağılmış olduğunu farkettim. Elimle tarayıp alttan örgü yaptım. Kendime gelmek için yüzümü yıkamıştım. Ki kendime gelmiştim de. Lavabodan çıkıp sınıfa girdiğimde Hilal'i göremedim. Sınıftakilere nerde olduğunu sorunca "kantine gideceğini söyledi" dediler. Bende hızlıca kantine indim dersin başlamasına 5 dakika kalmıştı. O yüzden hızlıca kantine girip Hilal'i aramaya başladım.

Yoktu.. hiç bi yerde yoktu. Dersin başlamasına saniyeler kalmıştı ve kantin boşalmıştı. Okulu aramaya başladım. En son bahçeye çıktığımda Hilal'i boyalı kaldırımlara otururken gördüm. Hemen yanına koştum.

Hilal'in yanına vardığımda nefes nefese "nerdeydin sen? Her yerde seni arıyordum. Kantine gidicem demişsin ama bulamadım seni kantinde. Hem burda ne işin var?"

"Ya kızım bi sakin ol. Nefes al. Otur şuraya. Nefes nefese kalmış sorular soruyor bi de. Te Allah'ım." Cidden çok soru sorduğunu farkettiğimde Hilal'in yanına kaldırıma oturdum. Ders başlamıştı ama umurumda değildi. Ki Hilal'in de umurunda değilmiş gibi görünüyordu. Biraz nefeslendikten sonra " eee burda ne işin var? Kantine gidicem diyip neden buraya geldin?" Diye sorduğumda Hilal başını kaldırmış güneşe bakıyordu. Bi kaç dakika sonra " kantine gittim aslında ama bi şey almadan bahçeye çıktım. O geri zekalılıarın yüzünü görmekten nefret ediyorum."  Kimden bahsettiğini ilk başta anlamadım ama sonrasında Çağan ve yağızdan bahsettiğini anladım. Ülkü onlardan ciddi anlamda aşırı nefret ediyordu ve bende. Ki onlarda bizden.

Fazla göze çarpmak istemediğimden Hilal'i dürtüp "hadi gidelim geç kaldık, hoca bizim yokluğumuzu farketmiştir." Dedim. Hilal'in ders umurunda değilmiş gibi omuzunu silkip "hayır, derse girmicem. Bu gün hiç bir derslere girmeyi düşünmüyorum."  Dediğinde şaşırmıştım. Tamam, Hilal dersleri sevmezdi biliyorum ama hiç bi derse girmemezlik yapmazdı. Belli ki canını sıkan bi şey demişlerdi onlar.

"Yoksa onlar mı canını sıkacak bi şey dediler? Çünkü dersleri sevmesen bile girmemezlik yapmazdın. Hilal, bi şey olmuş belli ki. Hadi anlat bana." Dediğimde omzunu silkip "derse girmemem için bi sebep olması gerekmiyor. Ha sebep olacaksa dersleri sevmemem sebep olabilir."

Bu dediğine inanmayarak kolunu bana güvem dercesine sıkıp "Hilal, bana güvenebileceğini söylememe gerek yok. Bi derdin varsa lütfen söyle." O da kolunu sıkmama karşılık omzuma elini koyup sevecen bi sesle "gerçekten bi derdim yok. Bugün sadece derslere girmek istemiyorum. Bu kadar. Bundan başka bi sebep aramana gerek yok Naz."
Peki dercesine koluna iki kez hafif vurdum.

________________________________






Eveeeeettttt. Ben geldiiiim. MSJXJSJDJ nasıl giriş yaptım amaaa.

Her neyse asıl konuya girecek okursak; bu Benim ilk hikayem. Hatalarım olabilir, bunu söylemekten asla çekinmeyin. Çekinmeyin ki hatalarımı düzeltebileyim.

Saat konusuna gelirsek de asla net saat veremem. Ne zaman hazır olursam, müsait olursam o zaman yayınlarım bölümü.

Umarım hikayeyi beğenirsiniz..

Sizi çok seviyorum.❤️
Kendinize iyi bakın..
öptüüüüm.

KADERİN OYUNUWhere stories live. Discover now