~HASTANE (PART 1)~

Start from the beginning
                                        

(Enes): bahara haber verdim. 2 saate burada olur demişti.

Hepimiz Elina'nın amileyatından çıkmasını tedirgince beklerken bir tane hemşire hanım yanıma gelip "aşağıda sizi bekleyen birileri var"deyip başıyla onu takip etmemi istedi ve bende kadını takip ederek hızlı adımlarla aşağı indim.

Aşağı indiğimde karşımda 13 yaşlarında bir kız elinaya çok benzeyen bir adam ve sarı saçlı bir kadın vardı. Adam bana yaklaşarak meraba ben christian "Elina'nın babasıyım dedi. Sonra geri çekilerek bu eşim alev buda küçük kızım emily dedi." Sanırım Elina'nın babası yabancıydı. İsmi christian olduğuna göre,

Sonra Elina'nın babası bana elini uzatarak "kızımı kurtarıp buraya getirdiğin için çok teşekkür ederim oğlum, ben hastane işlerini halledip geliyorum" dedi. Aslında o kadar da kötü bir adama benzemiyordu.
Bende christian amca gidince  Alev Hanım'a doğru dönüp "buyurun bekleme salonuna gidelim" dedim. Alev hanımda suratsız ve huysuzca "iyi"demişti. Gıcık kadın ya bu kadar derdin ve üzüntünün ortasında bide onunla uğraşamayacaktım. Bekleme salonuna doğru ilerlerken emily benim yanıma gelip;

(Emily): şey siz anneme bakmayın o beni bile sevmiyor herkese böyle davranıyor dedi. Masumca,

Üzülmüştüm zaten kadını gördüğüm an insancıl olmadığını anlamıştım. Bekleme salonuna varınca alyalara alev gıcığını ve emilyi tanıtmıştım. Emily tanıştığıma memnun oldum deyip gülümserken annesi alev gıcıkça surat asarak gidip bir yere oturdu. Tam o sırada Elina'nın babası bekleme Salonu'ndan içeri girip işlemleri hallettiğini söyledi ve koltuklardan birine oturdu. Gıcık alev ne kadar harcadığını sorup çok değil mi gibi mızırtılar çıkarırken içimden onu boğmak geliyordu. Paragöz kadın. Bu arada bekleme salonunun köşe kısmında nili görmüştüm. Sanırım sakinleşmişiti. Kolumdaki saate baktığımda daha sadece 1.30 saat geçtiğini gördüm ve sekiz saate nasıl dayanabileceğimi düşündüm. Çünkü Amileyatın bitmesine daha çok vardı. Elina orda içi açılmış bir şekilde üşürken, ben burada böyle oturamazdım.

Elimden yapıcak birşey gelmiyordu. Eğer elinaya bişey olursa onu bıçaklayan adamı mezarından çıkarır ben bıçaklar sonrada intihar ederdim. Elinasız yapamazdım. Bunları düşünmek bile acı ve yalnızlık duygusuna sebep olurken cümlenin sonunu bitirememiştim. Çünkü böyle birşey olmayacaktı. Eski hayatımıza geri dönecektik biliyordum.

Sonra ardalar ve emreler ayağa kalkıp biz elinaya felen yedek üst baş getiricez dediler. Ve gittiler. Kızlarda anne babalarına durumu anlatıp bugün burda bekleyeceklerini söylüyorlardı. Sonunda herkes izin verince bekleme salonun kapısında koşarak bahar ve annesi burcu teyze girmişti. Bahar hemen bize sarılıp durumunu sormuştu. Bizde başımızı sallayarak "bilimiyoruz" dedik. Nil ve bahar annesine dönerek bugün burda kalıcaz dediler. Baharların annesi kabul edip "bende burda kalıyorum belki yardımım dokunur"dedi.

Şuan yaptığımız tek şey oturup beklemekti. Çünkü yapılacak hiçbirşey yoktu. Hayattan tek istediğim Elina'nın iyileşmesiydi. Eğer ona birşey olursa dayanamazsım. Çünkü o beni hayata döndüren bricik aşkım elinamdı.

BERKİN AĞZINDAN ;

Eme kübra ve alisle eve geldiğimizde rüzgarın verdiği anahtarla kapıyı açtım ve içeri girdik. Kızlar arasın ve Elina'nın birkaç eşyasını alırken bizde rüzgarın eşyalarını almak için odasına çıktık. Odasında rüzgarın çantasını bulup içine bir tişört kot ve parfümü koyup aşağı indik.
10-15 dakika elimizde çantayla aşağıda beklerken kızlar hala gelmemişti. Emre merdivenlerin bir basamağına çıkıp;

(Emre): kübraaaaaa alissssss hadi diye bağırmıştı.

1-2 Dakika sonrada alis ve kübra 2 çanta arasın 3 çanta Elina'nın eşyaları ile aşağı inimişlerdi.
Yuhhhhh anasını be sanki taşınıyoruz. Emre ile ben kızların elindeki çantaları alınca kapıyı kilitleyip bizim eve gittik. Kapıyı annem açtı. 4 dümüzde içeri geçip elinaya olanları anlattık ve arasın 1-2 gün daha bizde kalbilirmi??! Diye sorduk. Annem arası oğlu gibi sevdiğinden kabul etti ve bizde arasın eşyalarını açelyanın odasına koyup evden çıktık ve yoldan geçen bir taksiyi durdurup bindik. Ben hastanenin adresini verirken alis ve kübrada anne babalarınla konuşuyordu. Emre ise önde telefonundan rüzgarı aramıştı. Kısacası çok ama çok telaşla ve stresliydik. Saate baktığımda gece 3.00 tü sanırım 2.30 saat gibi bir süre geçmişti. Daha amileyatın bitmesine 5.30 saat vardı. Hepimiz uykusuzluk ve yorgunluktan ölmek üzereydik ama iş arkadaşımız olursa 5 gün uyumamaya bile dayanabilirdik biz...
#################################

Hastanenin kapısından içeri girdiğimizde direkman bekleme salonuna ilerledik. Kübra ve alis "bir gelişme varmı" diye sorunca rüzgar üzüntülü bir sesle" kalp fonksiyonları çok kötüymüş " dedi. Herkes ağlamaklı hallerle bize bakarken Elina'nın babası ve üvey kardeşi emily de çok üzgün gözüküyordu fakat Elina'nın üvey annesi alev pis pis sırıtıyordu. Onun sırttığını gören kübra alis alya ve beste kadının üstüne atlayarak. "Bu üzüntülü halimizde nasıl gülersin" diye kadının saçını başını yolmaya başladılar. Helede beste varya nasıl saydırıyo nasıl saydırıyo makineli tüfek gibi yeminlen. Garibime giden şey ise beste hem ağlıyor hem sinirden gülüyor hemde saydırmaya gidiyordu. Egeberk ve diğer kızlarda besteyi sakinleştirmeye çalışıyorlardı. 15 dakikanın sonunda besteyi sakinleştirdikten sonra duvardaki saate baktığımızda saat 5.30 tu amileyatın yarısından fazlasını atlatmıştık. Şu amileyetıda güzel bir şekilde atlaydaydık dünyalar bizim olacaktı fakat birden bir hemşire yanımıza gelip;

(Hemşire): elina hanımın yakınları sizmisiniz???

(Hepimiz birlikten): biziz!!!!!

(Hemşire): "Elina'nın durumu çok kötüleşti herşeye hazırlıklı olun" deyip gitti.

Şuan tek yaptığımız şaşkınca sallanan amileyathanenin kapısına bakmak oldu.

Bölümmmmm sonuuu inşallah beğenmişsinşzdir. Lütfen vote ve yorumlarınızı yapmayı unutmayın bu bölümde bazı yazım yanlışlarım olabilir. Bu yüzden özür dilerim. Diğer bölümü yarına veya diğer güne yetiştirmeye çalışırım. Sizi çooook öptüm byyy :) :D

Gitme desemWhere stories live. Discover now