Hayat fani, ölüm ani, beni de aranıza alsanız götten yemezdiniz ya hani. (YB)

Начните с самого начала
                                    

"İçerisinde adının geçtiği hiçbir şeyi deneme tenezzülünde bulunmadım zaten gerizekalı!"

Kavgaları ilk kez bu kadar ciddiydi. Yine de... umursamamak istemedim. hatta bay parkla olan göz temasımı asla kesmeden, taehyung'un sırtını , 'iyi gidiyorsun aslanım, tavrını böyle ortaya koy.' dercesine birkaç kez pat patladığımda, yanı başıma gelen Woo-young'un farkında dahi değildim. Zira bu tarz bir tartışmanın yaşanacağı açıktı. Nitekim Taehyung uzun zamandır aşıktı, ve Jeongguk tüm bu süre zarfında onu sadece hafife almakla yetinmişti.

"Bu kavgayla var ya" diye mırıldanmıştı, ve tam da o sırada asla yanından ayırmadığı San, beni tek bir kez dahi şaşırtmadan sevgilinin cümlesini devam ettirmişti. ''Soslu cips de çok güzel giderdi."

Gülüyordum, çünkü Taekook çiftinin asla küs kalamayacağını herkes gibi onlarda biliyor, ve olayları yumuşatmaya çalışıyorlardı. Geri plana atmak istediğim tartışmalar yüzünden, bakışlarımı bay parkın üzerinden tek bir kez olsun çekememiştim. haliyle de hızlanan kalbim beceriksizce kontrolümü kaybetmeme sebep olabiliyor, elimi ayağımı birbirine dolaştırıyordu. Ne tebessümümü silmeden karşımda ki bedene dogru ilerlerken, ne de pek de hoş olmayan o cümlemi sevecen bir edayla arkadaşlarıma karşın mırıldanırken... İstedigim tek şey öğretmenimin dudaklarımı okuyamamasıydı.

"Bence siz bir siktirin gidin Woosan sülükleri."

Siyah kalem pantolonu, bütün gününü okulda geçirmiş olmasına rağmen jilet gibi bir keskinlikle kendisini belli ediyordu, ve üzerinde ki beyaz gömleği ders anlatırken asla oturmuyormuş gibi dümdüzdü. Belki de günün yorgunluğunu üzerinde barındıran tek şey dağılan siyah saçlarıydı, ama o da siktiğimin öz güvenini yerle bir ederek gözlerime aşırı derecede seksi geliyordu.

"Bebeğim bence biz sprite alalım."

San sevgilinin koluna girerek, ona bakmadığımı bildiği halde dilini çıkartığında, hafif buğulu görüntüsü içten içe güldürmüştü. Lakin kahkaha atmama sebep olan asıl şey, onlarca adım gerimizde olmasına rağmen sevdiği içeceğin ismini duyan, ve bunu bağıra bağıra isteyen Hoseok da gizliydi.

"lan madem sprite vardı beni neden yanınıza almıyorsunuz?!"

Salaklardı, haliyle de woo'nun kulağıma doğru eğilerek "Sadece işine geleni duyuyor babasını siktiğim." diye mırıldanması, hem biraz şakayla, hem de sahici bir edayla kafasını ittirmeme sebep olmuştu. Artık gitmeleri gerekiyordu, zira dudaklarımda ki bu yalancı gülümsemeyi daha fazla uzatmadan Jackson'ı da siktir ettiğim gibi, ikisine de dalabilecek kıvamdaydım. San, benim ittirişime karşın üst düzey bir mızmızlık gösteren sevgilisini kollarının altına doğru aldığında, tehditvarı bir edayla ellerini havada sallamasına rağmen, takındığı çırtlak ses tonu, onu ciddiye almamı şiddetle engelliyordu.

"ne yapıyorsun ayol?! Sevgilime kaldırdığın parmaklarını varya idrar yoluna sokarım senin."

Yapamazdı belki ama, deneyeceği kesindi. bundan yaklaşık olarak bir buçuk yıl önce kabız olan Seokjin, etrafta şiş bir karın, ve yaşlı bir dede misali mımızlana mızmılana dolaşıyordu. Otururken dizlerine vuruyor, nefes alırken barajın sularını boşaltması misali dikkat dağıtıcı bir şekilde soluklanıyor, fazlasıyla huysuzluk ediyordu. Bir vakitten sonra bu duruma katlanamayan Choisan ''Bak o götüne kolumu sokar, çekip çıkartırım her şeyi." diye çemkirmiş, herkesin kahkaha atmasına sebep olmuştu.

molécule spéciale school / YoonminМесто, где живут истории. Откройте их для себя