Elçin de arkamdan geldiğinde odamın kapısının açılıp kapanma sesini duydum. "Burçin?" Ece'nin ince sesi kulaklarımı doldurduğunda seslendim. "Giyinme odasındayız!"

Aceleci birkaç adım sesinden sonra kızları giyinme odasının girişinde gördüm. Abiyeyi giyerken zorlanıyordum bu yüzden de yardım edeceklerdi. Üstümü çıkartırken Ekin'in asılı duran abiyeyi alıp kılıfından çıkarmaya başladı. "Halamlarla mı geldiniz?"

Ece ortada oturduğu pufa avuç içlerini yaslarken, "Hayır," dedi. "Annem en son üstündeki elbiseyi beğenmemişti," kıkırdadım. Özel günlerde halam, hep bir telaş içinde olurdu. Giydiği hiçbir şeyi beğenmez, eniştemle Ece'yi bekletir dururdu.

Kızların yardımıyla saçıma ve makyajıma dikkat ederek abiyeyi giydim. Giyinme odasında da bulunan boydan aynanın karşısına geçtiğimde üçü de hazır ve nazır bir halde yanımda belirdi.

Aynadaki görüntüme baktığımda kalp olması gerekenden daha hızlı atmaya başladı. Birazdan, nişanlanacaktım. Bu çok tuhaf bir duyguydu. Tolga'nın da içinde bulunduğu tüm hayallerim yavaş yavaş gerçekleşiyordu. Bundan sonra kalbimde sadece o olacaktı ve ona emanet edecektim.

"Abla..." aynadan Elçin'e baktım. "Çok güzel oldun!" hayran bakışlarıyla beni süzüyordu. "Teşekkür ederim güzelim."

Pufa oturarak grinin daha kapalı tonunda olan topukluyu da giydikten sonra ayağa kalktım. Hızla kalkmamdan dolayı başım döndü ve gözlerim karardı. Sendeleyince kızlardan birisi sıkıca elimi tuttu düşmemem için. "Balım, iyi misin?"

Gözlerimi kırpıştırarak açtıktan sonra Ekin'i onayladım. "İyiyim iyiyim. Bir anda kalkınca başım döndü sadece."

Odaya geçip annemin reşit olduğumda hediye ettiği kolyeyi taktım. Parfüm de sıktıktan sonra etrafımda dönmeye başladım. Kızların beğeni dolu sesleriyle gülümseyerek onlara baktım. Umarım hepsinin evlilik sürecinde yanında olurdum.

Kapının tıklanma sesiyle etrafımda dönmeyi bırakıp kapıya odaklandım. Tolga gülümseyerek kafasını araladığı kapıdan uzattı. Kızlar Tolga'yı görmesiyle odadan çıkarken Tolga girdi. "Can şenliğim," sesinin tınısı o kadar güzeldi ki, sesine bile aşık olabilirdim. "Çok..." gözleriyle baştan aşağı beni süzdü. "Çok güzel olmuşsun."

Bir iki adımda yanına ulaştığımda kollarımı boynuna doladım. Başımı döndürecek derecede olan parfüm kokusu burnuma dolduğunda gülümseyerek kahvelerine baktım. Parıldıyordu, mutlu olduğu gözlerinden bile anlaşılıyordu. "Sen de çok yakışıklı olmuşsun hayatım."

Ellerini belime yerleştirdikten sonra beni kendine sertçe çekti. Gözlerimi kahvelerinden ayırmadan dikkatle onu süzüyordum. Sakallarını çok kısa şekilde kesmiş, saçını dağınık olmayacak şekilde bırakmıştı. Siyah takım elbisesine taktığı kravatla fazlasıyla karizmatik duruyordu. "Göğüsün fazla açık," dedi ve elini açıkta kalan bacağımdan kalçama çıkardı. "Ve bacağını tamamen gözler önüne seren yırtmaç var."

"Ama çok güzel."

"Yine de fazla dekolteli," gözlerimi devirerek ona baktığımda kaşları hâlâ bana bakıyordu. "Bir kere de dekolteli deme be adam!"

"Allah'ın bildiğini senden niye saklayayım güzelim?"

"Bana bak," işaret parmağımla abiyeyi gösterdim. "Cemiyetin ne diyeceğini umursamam bütün davetlere bunu giyer giderim."

Kaşlarını kaldırıp yüzünü ekşiterek, "Allah Alah," dedi. "Zaten bana nişandan önce niye göstermediğin belli oldu."

"Laf edecektin çünkü," aşağıda gelmediğimiz için köpüren annem aklıma gelince dudağını öptüm. "Neyse, bunu sonra konuşuruz şimdi aşağıda bizi bekleyen misafirlerin yanına gitmemiz gerekiyor."

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıOnde histórias criam vida. Descubra agora