-34-

381 25 0
                                    

Keyifli okumalar...

"Alacağınız olsun!" sinirli sesim onları irkiltmekten başka bir şey yapmamıştı. "Demek fısır fısır konuşmanız bu yüzdendi," dikiz aynasından arkada oturan Elçin'e baktım. Oturduğu yere gömülmüş kirpiklerinin altından bana bakıyordu.

Ekinlerin evine yaklaşınca hız limitini düşürdüm. O sinirle hız yapmış 15 dakikalık yolu 7 dakikaya indirmiştim. "Kötü mü yaptık? Küs kalmayın istedik," bakışlarım Ekin'i buldu. Bir şey demeden sadece suratına baktım. "Bakma bana öyle, kendimi suçlu hissediyorum."

"Hisset bir zahmet hanımefendi!" çığlık atarcasına çıkan sesim karşısında göz devirip önüne dönmeyi tercih etti. Ben bilerek kısa kısa konuşuyor ve mesaj atıyordum. Biraz burnunun sürtmesini istiyordum akıllanır belki diye ama benim canım sevdiklerim araya girip duruyordu.

"Abla kızma bize," Elçin koltuklara tutunup kafasını öne uzattı. "Çok üzgündü. Ayrıca tehdit etti."

"Ne dedi?" sinirden ateş basmıştı. Hala, kızlar da dahil olmak üzere üçüne de sinirliydim. "Şey, Fener'in evinde oynanacak maçına götürmeyeceğini söyledi."

Gözlerim anında büyürken kısa süreliğine ona çevirdim. "Sen ciddi misin?! Tav mı oldun hemen?!"

"Konu Fenerbahçe..." vücudumdaki ateşin daha da yükselmesiyle kendi camımı açtım. "Yani biliyorsun Fenerbahçe'ye olan sevgimi."

Derin bir nefes alıp dışarıdaki temiz havanın ciğerlerime dolmasını sağladım. Fenerbahçe'ye satmıştı beni. İnanamıyorum! Onu da geçtim Ekin de dahildi bu işin içine. Tolga Bey, yakın arkadaşımı da kendi safına çekmişti. Çıldıracağım!

Ekinlerin evinin önüne geldiğimizde arabayı ani frenle durdurdum. Sinirli olmama rağmen kollarının arasına girip sıkıca sarıldım. Binadan içeri girene kadar bekleyip içeri girmesiyle gaza bastım. Elçin, her zaman olduğu gibi yanımdaki yerini almış sessizce oturuyordu.

Sessiz sakin geçen araba yolculuğundan sonra garaja park edip arabadan indim. Elçin, suçlu edasıyla kafasını önüne eğmiş kapının açılmasını bekliyordu. Bu sırada da Tolga dur durak bilmeden arıyordu, açmıyordum. Telefonunu sonuna kadar çaldırıyordu, kapanınca saniye geçmeden tekrar arıyordu.

Bizimkilere iyi geceler dileyip vakit kaybetmeden odama çıktım. Artemis yine etrafımda kuyruk sallayarak peşimden odama kadar gelirken telefonum tekrar çaldı.

Ya sabır!

Aramayı meşgule verip odama girdim. Girişte çıkarmayı unuttuğum kabanımı çıkarıp makyaj masasının koltuğuna astım. Çantam dolabı boylarken açmış olduğum dolaptan ince pijamalarımı çıkardım. Giyinme odasında üstümü değiştirdikten sonra bilgisayarımı ve Artemis'i kucaklayıp yatağıma oturdum. Artemis mutlu mutlu yüzümün her yerini yalarken ben bilgisayardan film açmaya çalışıyordum. Kızlara karşı sinirim ne kadar azalmış olsa da Tolga'ya karşı barut gibiydim şu an. İçimdeki volkan fokur fokur kaynıyordu, biri bir şey dese volkandan çıkacak olan lavlar her yeri yakacaktı.

Tolga: Güzelim, lütfen konuşalım.

Tolga: Bahçedeyim.

Cevap vermeyip telefonu sessize aldım.

Tolga: Burçin, lütfen.

Bir iki dakika geçtikten sonra tekrar mesaj attı.

Tolga: Gelene kadar beklerim. İstersen sabaha kadar gelme.

Mesajına görüldü atıp ekranı kilitleyeceğim sırada tekrar mesaj geldi.

Tolga: Hava da buz gibi oldu. Belki bilmek istersin.

KAMELYA ÇİÇEĞİM - TamamlandıWhere stories live. Discover now