10. Yardım Çığlıkları

En başından başla
                                    

Demir'e bunu ödetecektim. Ben ölmeden önce onu öldürecektim. Bana bunu yaptığı için onu asla affetmeyecektim. Asla ama asla!

🖤

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, zamanın birinde, uzak diyarlarda yaşayan güçlü bir kadın savaşçı yaşarmış. Kadın savaşçı, gözü kara ve korkusuzmuş. Kaybedecek hiçbir şeyi yokmuş.

Bir gün ülkesinde çok büyük bir savaş başlamış ve düşmanlar, bütün savaşçıları esir alarak kendi ülkelerine götürmüş. Kadın savaşçı da aralarındaymış.

Padişahın emriyle, esirler zindana atılmış sonra ise tek tek çıkartılıp öldürülmüşler. Sıra savaşçı kadına geldiğinde, Zindandan çıkartıp padişahın huzuruna çıkartmışlar. Padişahın emriyle, kadının kafasındaki zırhı çıkaran askerler, savaşçının kadın olduğunu görünce, şaşırarak karşılarında duran güzel savaşçı kadına bakmış.

Genç padişah, kadın savaşçının gözlerine bakar bakmaz ona sevdalanmış. Ondan önceki bütün, askerleri gözünü kırpmadan kafasını koparmalarına emir verirken, güzel savaşçıya kıyamamış. Çünkü genç padişah, güzel savaşçı kadına aşık olmuştu.

Genç padişah, güzel savaşçı kadını öldürmek yerine sarayının en üst katına çıkartmıştı.

Savaşçı kadın, padişahın ona olan hülyalı bakışlarını fark etmişti ama güzel savaşçı, genç padişaha aynı duygular beslemiyordu ne yazık ki.

Savaşçı kadın, asker arkadaşlarını acımadan öldüren genç padişahtan intikam almak için planlar kurmaya başlamıştı.

Genç Padişah, günün sonunda savaşçı kadının yanına gitmiş ve odada yalnız kalmışlardı. Genç Padişah, güzel savaşçı kadına, sevdalandığını onunla evlenmek istediğini söylemişti ama kadın bunu kesin bir dille red edip, genç Padişah'ın yüzüne tokadı yapıştırmış.

Genç Padişah buna öfkelenirken, kadını iterek ona, ne yaparsa yapsın onu bırakmayacağını söylemişti.

Genç Padişah odadan çıkmak için kapıya yönelirken, savaşçı kadının gözü genç padişahın belindeki bıçağa kaymış ve aklına gelen fikirle, hızla adamın belindeki bıçağı alıp, adamı sırtından defalarca bıçaklamış. Genç adam kanlar içinde yere yığılırken, savaşçı kadın sinirle genç padişaha bakıp, "Beni gözünü kırpmadan öldürmeliydin. Tıpkı arkadaşlarım gibi yapmalıydın Padişahım. Bak değdi mi? Beni öldürtmediğine değdi mi?" Diye sorduğunda, yerdeki padişah silik bir gülümsemeyle, "Değdi, savaşçı güzel. Yüzünü biraz daha uzun görmeme değdi." Demiş ve gülümseyerek gözlerini kapatmış.

Genç padişah son nefeslerini verirken, dudaklarındaki tebessüm bir an bile silinmemiş. Odaya giren padişah yardımcıları, yerdeki padişahlarını görür görmez genç savaşçı kadının kafasını kopartarak, savaşçı kadını öldürmüşler.

Genç padişah, sevdiği kadının elinden ölümü tadarken, savaşçı kadın, arkadaşlarının intikamını aldığı için huzurla son nefesini vermiş.

Zümra 15 Mayıs'ta kaldırılacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin