4. BÖLÜM "D İ L H U N"

Start from the beginning
                                    

"Sen karışma ana hallederler ikisi."

Yavuz'un sesi ile dışarıda olan gözlerim hızlıca onu bulurken, o bana değilde annesine bakıyordu.

"Ağa karısı olacak, yakışı kalmaz!"

Masaya gelen garsonla konuşma bir süreliğine kesilirken, Yavuz bardağındaki suyundan bir yudum almıştı, ve yeniden konuşacak gibi duruyordu. Annesi ile arasına girmek istemediğim için ondan önce dudaklarımı araladım.

"Zümrüt Hanım haklı, birlikte gitmemiz daha doğru olur."

Kısık sesimle Zümrüt Hanımın keskin bakışları aniden beni bulmuştu. Konuşmamı bile istemiyormuş gibiydi hareketleri, bu durum içten içe sinirimi bozarken hepimizi susturan Yavuz'un sesi olmuştu.

"Yakışı kalıp kalmaması kimseyi ilgilendirmiyor, konu kapandı."

Gözlerimde olan kahve harelerini çekmeden önce önümdeki tabağı işaret etmişti havaya kaldırdığı kaşıyla, yemeğini ye demek istiyordu.

Elime aldığım çatal ile ağzıma zorla bir kaç lokma attım ama yediğim şeyler boğazıma diziliyor, canım hiç bir şey istemiyordu.

"Yarın müsaitsen eğer sende bizimle bebek görmeye gelir misin yenge?"

Masadaki sessizliği yeniden Mihrimah'ın sesi dağıtırken sorusu ile gözlerimi tabağımdan kaldırmıştım.

"Ne bebeği?"

O soruma cevap vermeden önce, annesi ağzında bir şeyler homurdanmıştı ama kısık sesinden dolayı anlayamamıştım. 

"Miraç abimin bebeği, Berivan yengem doğum yaptı. Yarın da Karadağ'lı kadınları olarak görmeye gideceğiz, sende bu ailenin gelinisin artık, gelmelisin."

Kaç kardeş olduklarını bile bilmiyordum ve kısa bir süre sonra gelinleri olacaktım. Gözlerimi üzgünce yüzüne çevirerek, kafamı salladım, gitmek istemiyordum.

"Mihrimah teşekkür ederim ama uygun kaçmaz."

Dedim, çok fazla dikkat çekmemek adına ama bu onun için yeterli gelmişe benzemiyordu pek. Israrla yeniden konuştu.

"Neden uygun kaçmasın, abim getirir seni. Değil mi abi?"

Gözleri umutla Yavuz'a dönerken, tatlı tatlı gülümsemeyi de ihmal etmiyordu.

"Hem daha iyi tanımış oluruz seni, lütfen gel."

Zümrüt Hanımın sert bakışlarının altında teklifi kesinlikle kabul etmek istemiyordum ama Mihrimah'ın ricasını da umursamıyormuş gibi davranamazdım.

"Gelir gelir merak etme kızım."

Ben daha konuşamadan yengem konuşmuş, benim yerime teklifi kabul etmişti. Gözlerimi devirmemek için direniyordum ve o esnada Yavuz'un sesini duymuştum yeniden.

"2'de almaya gelirim seni."

Şu anda onu reddedeceğim bir ortamda değildim, o yüzden cevap vermeden su dolu olan bardağı elime aldım ve dudaklarıma götürdüm. Gitmek istemediğimi ona söyleyecektim. İçtiğim soğuk su bile içimdeki yangını söndüremezken, bıkkınlıkla kollarımı önümde bağlayıp arkama yaslanmıştım, fikrimi alsalar hiçte fena olmazdı.

K A R A D A Ğ L IWhere stories live. Discover now