1. Bölüm

29 2 3
                                    

Güney Çin Denizi ile Filipin Denizi sınırında bir yer...

''Fırtınadan çıkmamıza ne kadar kaldı?'' diyen Kaptana seyrüsefer (navigasyon subayı) ''En az üç saat daha var efendim.'' diye cevap verdi.

''Denizi seviyorum ama şu lanet fırtınalar olmasa daha iyi olacak.'' diyen Kaptan, köşkten çıkıp geminin derinliklerine doğru yürümeye başladı. 

Önce savaş odasına gitti.

İçeri girdiğinde mürettebatın dikkatle sonarı ve radarı izleyip herhangi bir saldırıya karşı tetikte beklediği görünce memnun oldu. Sonardan görevli denizcinin yanına gitti. ''Sonarda birşey varmı?'' dedi. 

Gözleri kapalı, dikkatle sonarı dinleyen denizci birkaç saniye sonra ''Şimdilik hayır efendim, fırtına sonarı biraz bozuyor ama yakınlarda birşey algılamıyorum.'' dedi. Kaptan denizcinin omzunu sıvazlayıp ''Tamam, dinlemeye devam et.'' dedikten sonra savaş odasından çıkıp geminin dışında fırtınaya maruz kalan uçaksavar mıntıkalarından birine gitti.

Oradaki denizciler silahların üstünü su geçirmez örtülerle örtmüş ve birbirlerine sokulup vücut sıcaklıklarını yüksek tutmaya çalışıyordu. 

Denizcilerden biri maskesini açıp ''Efendim, bütün saygımla söylemek isterim ki, sizin kıymetli poponuz kaptan köşkünde sıcacık bir koltuğa otururken bizimkiler burda donmak üzere.'' dediğinde yanındaki arkadaşları kendilerini tutamayıp kahkahayı bastı.

Kaptan da yüzünde ufak bir gülümsemeyle ''Bütün gemiyi paspasla temizlemeyi kabul edersen seni buradan çıkartırım.'' dediğinde ''Yok, ben burda iyiyim efendim, hem bu güzel yavrunun işini bilen birine ihtiyacı var.'' dediğinde Kaptan kahkaha atıp köşke geri dönmek için yürümeye başladı.

Köşke geri dönünce montunun önünü açıp eski yerine geçti. 

''Tüm istasyonlar durum raporu verin.''

''Ana silahlar, herşey sorunsuz.''

''Uçaksavarlar, aynı şekilde.''

''Makineler, iyi durumdayız.''

''Sonar, ses ve görüntü karıncalı ama yakınlarda düşman yok.''

''...''

''Radar cevap verin.''

''Efendim bilinmeyen bir temas tespit ettik, onaylama çalışıyoruz beklemede kalın.''

''Anlaşıldı haber bekliyoruz.''

Köşkteki denizciler gerilmişti. Fırtına yüzünden gözetleme uçağını kaldıramamıştılar ve sonarları yine aynı sebepten ötürü sıkıntılıydı. Gemisi Baltimore sınıfı eski bir kruvazördü ve bilinmeyen temasın yeni tip Eirian'lardan olmaması için dua ediyordu. 

Radar cevap vermek üzereyken fırtınanın içinden belli belirsiz birkaç ışık parladı ve söndü. Birkaç saniye sonra geminin önünde altı patlama oldu ve altı büyük su sütunu oluştu. Radar da tam o anda köşke rapor geçti.

''Sancak pruvasında (sağ ön) birer tane 2. sınıf kruvazör ve 1. sınıf destroyer var, mesafe 22 kilometre, savaş düzenindeler. Bunlar eski taktiklerle savaşan eski Eirianlılar efendim.''

Kaptan yardımcılarına dönüp emirler yağdırmaya başladı, ''İkinci Kaptan derhal bütün mürettebata savaş çağrısı yap, seyrüsefer filoyu savaşa dahil edecek fakat görüş açımızda tutacak bir rota bulup onlara ilet, bütün silah sistemleri hazır olsun heran başka bir yerden düşman karşımıza çıkabilir.'' 

''Tüm mürettebat, tüm mürettebat; bütün görevli personel savaş yerlerine. Düşman sancak pruvasında 22 kilometre mesafede, ana silahlar muharebeye hazır olsun. Bütün gereksiz personel, dış güverte ve iç güverte birinci kat ve üstünü boşaltsın.''

Tatakai No BashoWhere stories live. Discover now