ANDAÇ

19 4 2
                                    


Hayallerini kaybetmiş, sevgisizliğin en büyük eserlerinden birisi olarak zihinlerde yerini edinmiş bir köylü kadınıydı Andaç. İlk önce çocukluk aşkı bırakmıştı onu. Sonrasında ailesinin baskısıyla erken yaşta evlendirilmişti. Sevmediği bir adamın yatağında onun pis nefesiyle uyuyakalıyordu her gece. Hamile kalmıştı küçücük yaşında, daha on sekiz yaşındaydı oysa ki. Çocuğunu bir parça gibi benimsemişti. Daha doğmamış hiç tanımadığı bir varlığı benimsemişti. Annelik bu muydu? Sevgisiz kalmış birisi sevgi nedir bilir miydi? Bilir derdi sevgisiz kaldığını sanan zavallı. Ama doğuştan kör birine nasıl anlatılırdı şafak vakti? Güneşin heybetinin tepelerin ardından belirişi, beyaz bulutları bir anne edasıyla sarışı nasıl anlatılırdı. Yeri geldiğinde bir baba gibi var olmayı becerip, kış soğuğunu nasıl yaşatırdı bize. Andaç'ın babası kış güneşi gibiydi, sadece orada gözüküyordu. Vardı ama ısıtmıyordu yeryüzünü. Andaç yer yüzü gibi harika bir kadındı. Gülüşünü görse ağlayan bebekler susar, Athena var olsa Medusa'ya kardeş ederdi Andaç'ı. Elleri yavrusunu hissedememişti, belki varlığını biliyordu benliği fakat dokunamamıştı elleri yavrusunun ipek gibi yumuşak bedenine. Düşük yapmıştı andaç. Bardağı taşıran son damla değildi bu. Bardak kırılmıştı artık, sabır mı? Yeterince göstermişti. Dua mı? Yeterince etmişti. Tanrı mı? Neredeydi diye sordu Andaç. Kocasından ayrılmış, çocuğunun ölümüyle lanetli bir hayatı odasının penceresinden içeri doğru akan ay ışığıyla karşılarken. 

Odasının bir ucunda duran sarkaçlı saate baktı. Zaman geçiyordu hemde onun dertlerinin geçmesini beklemeden. Zaman en büyük ilaç mıydı? Ne büyük yalandır! Zaman bir ilaçsa neden iyileştirmedi acıları?
"Neden biliyor musun?" Dedi Andaç. Sallanan saatin yanında duran, ahşap kısımları çiçek deseni oymalı büyükçe aynaya bakarken.
"Neden?" Diye sordu kendine.
"Çünkü zaman bir uyuşturucudur. İyileştirmez alıştırır. Sana ara sıra bir iki güzel anı verir. Seni kendine alıştırır. Yani seni kemik bekleyen bir köpeğe dönüştürür. Sonra beklemediğin bir an gelir ve kemik vermeyi bırakır. Sen ise umudunu kaybetmiş biri iken onun sana sunduğu umut ile yaşarsın. Verdiği umut kesildiğinde umut etmeye devam edersin. Doğrudur biraz daha yaşatır seni ama oda bittiğinde eskiden ölmek isteyen sen, yaşayan bir ölüye dönersin. Çünkü bu uyuşturucunun bağımlısı olmuşsundur."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 20, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ANDAÇWhere stories live. Discover now