GİRİŞ

27 4 7
                                    

Heyecan: Birden bire şiddetle hislenme, ürpermek. Coşkunluk. Coşmak.
Yüzüne hafifçe yaptığı makyaj son bulurken uyandığından beri diline dolan şarkıyı tekrar söylüyor genç kadın.
"Ben her bahar aşık olurum,                            rüzgar olur yağmur olurum,
filizlenir anılarda gururum,
taşar içimden ruhum..."
Şarkı hala ağzında dolanırken dün geceden ütüleyip dolabına astığı beyaz gömleği ve üzerine giyeceği ekose jileyi çıkarıyor Hatun. Üzerini giydikten sonra sağa taradığı saçlarını elleriyle son kez düzeltip odasından çıkıyor. Mutfağa girdiğinde annesini oradan oraya koştururken buluyor.
"Günaydın Müjde sultan, yine şahane bir sofra hazırlamışsın."
"Benim güzel kızımın okulda ilk günü, büyük hazırlık ona." diyen annesi ellerini önüne bağladığı önlükte hızlıca kurutup kızına sarılıyor ve çok geçmeden tanıdık olan kalın kollar ikisinide saracak şekilde dolanıyor etraflarında.
"Gün ne güzel başladı yahu! Keşke Hazal'ım da olsaydı."
"Ne yapalım baba, Doktor Hanım nöbette. Onunla akşam sarılırız artık."
"Öyle olsun prensesim. Bu arada hayırdır, senin yataktan kazınman gerekmiyor muydu?"
"Sorma babası, prensesin bugün saat çalmadan uyandı. Eh, avukat olmak kolay mı?" diyen annesine sırıtan Hatun kendini çoktan avukat olduğu hayallerinde buluyor
yine.
Kahkahalar ve huzur içinde geçen kahvaltıdan sonra heyecanlı olan genç kadın çantasını alıp kapıdan çıkıyor ve anneannesinin üniversite hediyesi olarak aldığı lüks, bebek mavisi otomobile binip harekete geçiyor.
Daha önce kayıt için ve sonrasında gezmek için geldiği yolu ezbere giderken aklında sadece okulu oluyor. Okulun önüne doğru dönüp arabayı park edecekken kaldırımdan inmiş bir adama çarpmaktan son anda kurtulan Hatun derin nefesler alıp başını kaldırdığında tek gördüğü ona korkuyla bakan gökmavisi gözler oluyor.

gökmaviOnde histórias criam vida. Descubra agora