15. Bölüm: "Duvarlar ve Yıkılışı"

22.5K 1.6K 4.6K
                                    

21.11.2021
Bölüm müziği: Barış Manço - Dönence

Şükür kavuşturana. 🎊🎊🎊

Sizi çok özledim yahu.
Siz de beni özlediniz mi?

Uzun bir bölümle geldim. Güzel güzel yorumlar yapın da motive olayım zaten motivasyona çok ihtiyacım var şu sıralar. Oy vermeyi de unutmayın lütfen.

Sizi çok seviyorum.
İyi okumalar...

"Bazen bazı şeyler insana ağır gelir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bazen bazı şeyler insana ağır gelir." demişti Beyefendi. "Lakin seçim hakkın olmadığında yutmak zorunda kalırsın."

Bu durumu açlık yüzünden çöpten yemek yemek zorunda olmaya benzetirdi.

"Yutar insan; insan yutar, yutar. Ama insanın unuttuğu bir şey vardır ki o da bazı şeylerin kişinin fıtratına aykırı oluşudur."

Hani bazen bir yemeği midemiz kabul etmez ya, kokusu bile öğüttür bizi... işte öyle bir yemeği zorla yutmak gibidir bu durum. Midenizin kabul etmediği bir yemeyi zorla yutarsanız ne olur?

"En sonunda kusar insan." derdi ve eklerdi. "Ama unutmamak gerek; insan bünyesine ağır geleni kusar."

"İnsan neyi yutarsa onu kusar."

Şimdi çok daha iyi anlıyorum ne demek istediğini. Bilhassa da çocukken gördüğümüz muameleler bizim ruhumuzu besler. Şiddetle büyüyen, gördüğü şiddeti yutan bir çocuk bir gün mutlaka bunu kusar. Çabuk öfkelenen insanların çok büyük bir çoğunluğu çoçukluğunda sevgisizliği yutmuştur.

Mesela Beyefendi'ye bakıyorum da ne de çok kibirli ne de çok yenilmez bir adam. Oysa çocukluğuna dönüp baktığımda hep güçsüz olmuş, hastalığı ona hep bir kambur hep bir kelepçe olmuş. Acaba diyorum, acaba kimin kibri altında ezildi de şimdi onu kusuyor?

Gözüm masanın üzerinde duran halata ve hemen onun yanında duran keskin bıçağa kaydı. Gözümden bir yaş aktı.

Peki ben neden kusamamıştım?

Fıtrat demişti Beyefendi. Ben fıtratıma o kadar ağır gelen şeyler yutmuştum ki direkt olarak zehirlenmiştim zaar. O yuttuklarım, bana yutturdukları o kadar ağır gelmişti ki içimden atacak gücüm bile kalmamıştı.

Şimdi tek bir seçim hakkım vardı; halat mı yoksa bıçak mı?

Yine de, ölümün kıyısındayken bile bir parçam hala hayal kuruyor. Keşke diyorum; ah keşke o gece onun dudaklarından dudaklarıma ecel şerbeti aksaydı da şu dünyada en mutlu olduğum an veda etseydim.

BEYEFENDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin