cennetten kovulan melek

En başından başla
                                    

Nasıl sağlam kalacaktım?

Sevdiğim insandan ayrıldıktan sonra, ona dokunmaya devam ederken nasıl yaşayacaktım?

"Daldın yine." Yoongi'nin mırıldanması beni hayata döndürdü. Dönmemiş olmayı dileyemiyordum artık, kafamın içindeki düşünce çöplüğü gerçeklerden daha ağırdı.

"Kimlerin haberi vardı?"

"Menajerim, arkadaşım, kardeşim..." Derin bir nefes aldığım sırada ekledim, "Ve onun kardeşi."

"Bu dörtlüden şüphelendiğini sanmıyorum."

"Şüpheleneceğim son kişiler."

"Oyunun baş kurbanları olduk. Olaya bak." Hayret eder gibi çıkmıştı sesi. Yurtta bizden başka kimse olmadığından konuşurken biraz daha rahattım. Yoongi'nin söylediğine göre, bu meseleden üyeler dahil kimsenin haberi yoktu. Şirket başları ve peşimize takılan adamlar hariç.

Buraya gelirken bile beni izlediklerini adım gibi biliyordum. Gizlilik konusunda öyle ustalaşmışlardı ki, kimse bilmiyor diye düşündüğümüz evin önünde öpüşürken fotoğraflarımız çekilmişti. Taehyung ile dudak dudağa yakalanmak benim için sorun olmadı. Beni gerçekten üzen tek bir ayrıntı vardı fotoğraflarda.

Bize ait olan dünyamızın keşfedilmiş olması.

Ev küçüktü. Taehyung normal hayatına kıyasla daha minimalist bir yaşam kurmuştu oraya. Ben ise kendi evime sığdıramadığım huzuru ve sevgiyi sığdırdım bahsi geçen yere. Evimize.

Hazineydi orası benim için.

"Biliyor musun, bedel ödediğimi hissediyorum," dedim ansızın. İlgisi bana döndü. "Ne için?"

"Mesleğimde en iyisi olmak için çabaladım. Tanınmak sınırsız bir heves aşılıyor insana, aldığın ilgiye bir süre sonra bağımlı oluyorsun." Derin bir nefes aldım, "Ben de oldum. Haz veren şeylerin peşine gitmekten çekinmedim ama hiçbir zaman karakterimden de ödün vermedim. Edindiğim tecrübeler haricinde düşüncelerim değişmedi. Yanlışı hiçbir zaman doğruya çevirmek için götümü yırtmadım. Olanı, olduğu gibi kabullendirdim kendime."

Yerdeki bakışlarımı Yoongi'ye çevirdim. Direkt gözlerime bakıyorken duygularımı okuyamamasını diliyordum sadece.

"Amacıma ulaştım. En iyisi değilim belki ama insanlar beni seçti. Dünya'da adımı bilmeyen yok, istediğim her şeye sahibim." Dudaklarımda beliren buruk gülümsemeyi gizleme gereği duymadım. Dışarıdan kendime baksam muhtemelen acımaktan fazlasını da yapmazdım. "İlgiye olan açlığımı doyurmak için geçtiğim yollara şimdi pişmanlık gözüyle bakıyorum. Ben o yolda deli gibi koşarken sadece enerji kaybettiğimi sanardım ama ne büyük yanılgı... Özgürlüğümü feda etmişim yolun başında." Duraksadım yine birkaç saniye. Kafamın içi karmakarışıkken bir de üzerine neden bunları Yoongi'ye anlattığımı sorguluyordum. Kendime olan tahammülüm artık yok denilecek kadar aza inmişti.

Ben resmen bitmiştim.

"Şimdi de sevdiğim adamı bırakıyorum, sırf aşkla yaptığı mesleğini mahvetmesinler diye. Pişman olsam da tanınmamın bedeli bu."

Taehyung ayrıntıları öğrenirse bana izin vermeyecekti, adım gibi biliyordum bunu. Kimin ne düşüneceğini umursamadan kendini yakardı ve bu istediğim son şey bile değildi. Bilmiyorum, doğru mu yapıyordum?

Her şeyi benim için feda etmesini istemek yerine onu düşünerek hareket etmem yanlış mıydı?

"Onun için doğru olanı yapıyorsun. Seçtiğimiz hayat bu Jimin. Sonucunu bilmeden çıktık yola, hepimiz bedeller ödeyeceğiz." Oturduğu yerden uzanıp birbirine kenetli ellerimi tuttu. Dışarıdakiler bizi sevgili sanarken bu temas pek hoşuma gitmemişti, bozmadım yine de. "Bize kurulan bu evcilik oyununu da takma kafana. Arkadaşın olarak ben her zaman yanındayım."

promaja, vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin