3; nereden geldiğini biliyorum

En başından başla
                                    

Ama nafile.

Hep bir şekilde yeniden beni kendine bağladı. Komik değil mi? Ben de yine aynı hislerimle onun yanında bulunmaya devam ettim.

O benim sevdiğim iken, ben onun arkadaşıydım.

Liseyi bitirip, üniversiteye başladığımızda hayatımın ikinci tepetaklak oluş evresiydi.

Yani Taehyung'un Jimin'le arkadaş olmadan önce yaşadığı hayatın geri dönüş evresi.

Üniversiteye başlayalı 3 ay olmuştu. Bölümlerimiz farklı olduğundan çıkışta görüşebiliyorduk sadece. İşte o günlerden biriydi, hâlâ dün gibi hatırlıyorum.

Sağanak yağmurun yağdığı günü, göz yaşlarımın akamadığı ama gökyüzünün benim için ağladığı günü nasıl unutabilirim ki?

Jimin eli kalbinin üzerinde yanıma nefes nefese vardığında ona bir şey oldu diye telaşlandığımı da unutamıyorum.

Oysa bana "ben aşık oldum" dediğinde ne yapacağımı bilemedim. Gök gürüldedi, şimşek çaktı, yağmur daha da çok yağmaya başladı ama ben konuşamadım. Bir şimşek olup kendimi çakmayı istedim.

Sanki evren benim veremediğim tepkiyi veriyordu.

Sonra her gün bana aşık olduğu kızı anlatmaya başladı.

Hyerin.

Nam-ı bir süre sonra bizim bölümler arasında da oldukça duyulmaya başladı.

Hayran olunacak bir kızdı gerçekten.

Beline kadar uzanan siyah saçları, tel tel perçemleri vardı. Gökyüzünü andıran masmavi gözlere, fındık buruna sahipti. Herkesin sahip olmak istediği bembeyaz teninden, şekilli vücudundan bahsetmiyorum bile.

Jimin ona aşık olma konusunda oldukça haklıydı.

Bana aşık olacak hâli yoktu ya.

Ben o kadar güzel değildim.

Bir kere esmerdim.

Göz kapaklarım farklıydı.

Saçlarımın, dudaklarımın ya da vücudumun anlatacak öyle farklı bir özelliği yoktu.

Ben herkes gibiydim işte. Jimin'in etrafında olan onlarca kişiden bir tanesiydim sadece.

Hayatımın üçüncü tepetaklak oluş evresi ise, Hyerin'in Jimin'in aşkına karşılık verdiği evresiydi.

O günden sonra tüm umudumu kaybettim. Tüm hayallerimi, arzularımı bir kutuya koyup rafa yerleştirdim ve arkadaşlık görevimi üstlenmeye karar verdim.

Aslında Jimin'e açılması gerektiğini söylerken zaten arkadaşlık vazifesini yerine yetiriyordum.

Benim duygularım benim için önemsizdi.

Jimin'in mutlu olması ise benim için oldukça önemliydi.

Hâlâ da öyle.

Ama tek farkla.

Onun mutluluğu benim için ne kadar önemliyse kendi mutluluğum da o kadar önemliydi.

Jimin benden gitmek isterse, onu bırakacağıma,

ve eğer giderse, onda takılıp kalmayacağıma dair yemin ettim.

23 yaşıma dek, kendimi bildim bileli yalandan nefret ettim.

Belki de birinin beni aldatmasını, bana ihanet etmesini affedebilirim. Ama yalan söyleyişini asla affedip, kabullenemem.

Etrafımda olan herkes bu konuda ne kadar hassas olduğumu biliyordu.

Jimin dahil herkes biliyordu.

•°•

"Haftasonu bir şeyler yapalım mı? Güzelim, ne dersin?

Jimin Taehyung'un göğsüne uzanmış, iki kolunu da etrafına sarmıştı. Taehyung'sa tam burnunun dibinde olan saçlara öpücük kondurmadan duramıyordu.

Ne olursa olsun, ne olursam olayım Jimin'le belki de geçireceğim son günleri pişmanlığım olmadan geçireyim diye düşünüyordu. Nasıl olduğu farketmez ona yakın olmaktan hâlâ daha vazgeçmiş değildi. Çünkü ortada tam anlamıyla, kendi gözleriyle görüp, şahit olduğu bir şey yoktu.

"Taetae, bu haftasonu çok meşgulüm. Vizeler başlıyor biliyorsun onlara çalışmam gerek, aynı şekilde senin de çalışman gerek"

"Haklısın, söylemedim say" kırgınlığı sesine yansımış olacak ki, Jimin yattığı yerden kalkarak Taehyung'un yanaklarını kavrayıp, öpmeye başlamıştı.

Taehyung bir anlığına şaşırsa da karşılık verirken bulmuştu kendini.

Gözlerini kapamadı.

Jimin onu tutkulu bir şekilde öpüp, kucağına yerleşirken bile gözlerini kapamadı.

Jimin'in dudaklarında ona ait olmayan bir şeyler olduğunu hissedebiliyordu.

Gözlerini kapamadı çünkü kaparsa ağlayacağını da biliyordu.

Gözyaşları Taehyung kadar dayanıklı olmadığından teker teker akmaya başlamış, Taehyung hâlâ itinayla direnmeye devam ederken, gözleri direncini çoktan kaybetmişti.

Jimin'de farketmiş olacak ki öpüşmeni dayandırıp, Taehyung'dan uzaklaşmıştı hemencecik. Elleri hâlâ yanaklarında dururken,

"Tae, neden ağlıyorsun?" diye sormuştu büyüğüne.

"Taetae, ağlama lütfen. Ne oldu anlat bana, sevgilim" gözyaşlarını silerken mırıldanıyordu Jimin.

"Jimin.." dedi Taehyung iç çekerek.

kendini dizginlemeye çalışarak devam etti konuşmasına.

"Nereden geldiğini biliyorum"

fic için spotify çalma listesi hazırlıyorum yakında sizinle de paylaşacağım, sağlıcakla kalın.

arcadia | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin