Sağanak Gökyüzü

En başından başla
                                    

"Anlamadım," derken kaşlarım çatılmıştı. Banyo kapısına yaslanıp kollarını kavuşturarak muzip bir şekilde yüzüme baktı. "Kızım sen bundan sonra benim için çalışacaksın. Çalışmadan tüm imkanlarımdan faydalanabileceğini mi sandın? Oradan bakınca yardım kurumuna benzer bir halim mi var?"

Göz bebeklerim şaşkınlıkla büyürken aklıma ilk geleni söyledim. "Evet yardım kurumun var çocuklara eğitim veriyorsun hatırladın mı? Hatta ben de borcumu orada çalışarak ödeyecektim."

Tek kaşı havaya kalktı. Açıklamama gülmemek için zor duruyor gibiydi. "Düşündüm taşındım ve öğretmen maaşınla benim sana vadettiğim yeni hayatın masraflarını karşılayamayacağına karar verdim. Atanamayan öğretmenlerden haberin var mı senin?"

Az önce şaşkınlıktan açılan gözlerime şimdi de ağzım eşlik ediyordu. "Ciddi olamazsın! Sen bu kararı verirken ben neredeydim tam olarak?"

"Senin kararırın pek önemi yok desek daha doğru olur."

"Yahu sen köy ağası mısın? Dağ ayısı mısın? Bunlar nasıl sözler Bay A herifi!"

Gülmeye başladı ve gamzeleri yanaklarında bir manzara gibi belirdi. Hayır Esin! Şu durumdayken adamın yüzündeki gamzeye mi vuruluyorsun?

"Çok düşündüm Esin." İşte şimdi sesi ciddileşmişti. İsmimi dudaklarının arasından duymak her seferinde tuhaf hissettiriyordu. Cümlesine devam etmesini beklerken banyoya yöneldi. Hiç düşünmeden arkasından gittim. "Ee devam etsene, çok düşündün?"

Çekmeceyi açıp kurutma makinesini çıkarırken sözlerine devam etti. "Evimde, benimle yaşayacaksın. Kendi alanımı korumam gerekiyor ve bunu sana tavizler vererek yapamam. Bu sebeple sadece etüt merkezinde değil, evde de patronun olmaya karar verdim. Sadece Issızlar'a söylediğimiz yalana devam edeceğiz ve senin sevgilim olduğunu bilmeye devam edecekler -ki bu da senin güvenliğin için. Başka soru varsa alayım?"

Bir süre düşündüm ve söyledikleri makul geldi. Hem bu durum bir ömür sürmezdi. Benim bu durumu kafamda tarttığımı anlamış olacak ki elini uzattı. "Var mısın yıldız tozu?"

Birkaç saniye onu bekleterek fazladan düşündükten sonra uzattığı elini sıktım ve güldüm. "Varım patron. Birkaç çamaşır ve bulaşık yıkamaktan kimseye zarar gelmez herhalde..." Ben bunu söyleyip kendimi rahatlatmaya çalışırken o ise bu tezimi çürüten bir kahkaha attı. Kurutma makinesinin fişini taktı ve önüne geçmem için işaret etti. "Gel önce seni kurulayalım."

İtiraz etmeden aynanın önüne geçtim ve o saçlarımı kurutmaya başlarken aynadaki yansımama baktım. Günlerdir rahat uyuyamamış olmaktan göz altlarım çökmüş durumdaydı. Saçlarım ıslak bir şekilde yüzümü kapatıyordu. Kendi yansımamın hemen ardında olan Bay A'yı izlemeye geçtim. Vücudu benden iriydi ve arkamda sırtımı yaslayabileceğim bir duvar kadar sert duruyordu. Elimde olmadan bu görüntüye gülümserken buldum kendimi. Görünüşümüzdeki zıtlıklar hoşuma gitmişti.

Kurutma makinesini çalıştırıp saçlarımı ayırdı ve özenle kurutmaya başladı. Başta ona izin verdim fakat dakikalarca

kurutmaya çalışıp hala bir arpa boyu yol almadığını görünce kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Ver ben halledeceğim."

"Bırak kızım öğreniyoruz işte."

"Böyle öğrenmek olmaz Bay A. Sinirlerim bozuldu ver şunu." Sağa sola sıcak havayı salladığından iyice gerilmiştim.

Almaya yeltendiğimde yüzüme tuttu ve anında sinirle üzerine atladım. "Dur düşüreceksin bizi!" Kahkahalar atıyordu. Yine de dinlemedim ve elindeki kurutma makinesini zorla aldıktan sonra yüzüne tutmaya başladım. "Nasıl oluyormuş?"

Yıldız Kayarken Dilek TutulmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin