17

258 14 7
                                    

Düğün başlamış babam ve deniss sahneye çıkmıştı. Deniss mavi gözlü güzel bir buruna sahipti , babam ise kahverengi esmer bir adamdı burnu estetik gibiydi benim burnumda onunkine benziyordu.

"Sevgilim ne zaman yapıcaksın yapacağını." dedi kaan kafamı ona çevirdim ve

"Nikah kıyıldıktan sonra." dedim ve kafamı masaya yasladım, kesinlile masada uyumak>>>yatakta uyumaktı.

Yarım saat sonra nikah kıyıldı ayağa kalktım ve organizatörden bir mikrafon istedim. Salonun ortasına geçtiğimde babam beni fark etmiş ve yanıma gelmişti.

" Çağan yapma. "dedi babam onu ittim ve konuşmaya başladım.

"Hé, je m’appelle Çağan.(Selam çağan ben)" dedim herkesin dikkatini üstüme çekerek.

"Çağatay C’est mon père. Nous sommes réunis ici aujourd’hui pour leur mariage, et j’ai quelque chose à vous dire. (çağatay babam oluyor bugğn onların düğünü için burada toplandık ve benim size söylemem gereken şeyler var." dedim herkes bana dikkat kesilmişti.

" Mon père a tué ma mère quand j’avais 7 ans. (Ben 7 yaşımdayken babam annemi öldğrdğ) "herkesten 'aaa', 'what' nidaları döküldü.

" C’est parce que je suis tombée amoureuse d’un homme quand j’avais 7 ans. (bunun nedeni bir erkeğe aşık olmamdı daha 7 yaşımdayken) " dedim denisse bakarak gözkeri dolmuştu.

" Ma mère était très amoureuse de mon père, et mon père était très amoureux de ma mère. (annem babama çok aşıktı babamda anneme) "

" Mais mon père a tué ma mère ce jour-là avec des blasphèmes devant moi.(Ama babam o gün gözümün önünde küfürler ederek öldürdü annemi) " deniss in gözünden bir kaç yal düştüğüne şahit oldum. Ama ben sakindim.

" Et il y a une semaine, mon père m’a appelé et m’a dit qu’il allait se marier.(ve babam 1 hafta önce beni aradı evleniyorum dedi. "

" Elle n’a pas dit qu’elle épousait un homme.(bir erkekle evlendiğini söylemedi)"

"Il me l’a dit quand je suis arrivé ici.(geldiğimde söyledi)" dedim herkes şok olmuştu tabi.

"Vous allez dire maintenant, est-ce important à partir de maintenant? Oui, c’est important.(şimdi diyeceksiniz bu saatten sonra önemlimi? Evet önemli)" dedim kafamı sallayarak deniss ağlıyordu Michael onu sakinleştirmeye çalışıyordu pişmanmıydım? Hayır.

"Je sais que c’est absolument cruel de ma part de gâcher le mariage de quelqu’un qui ne sait rien, mais j’ai beaucoup souffert et ma colère est écrasante.(Bu yaptığım acımasızlık biliyorum hiçbirleyden haberi olmayan birinin düğününü mahfetmek fakat ben çok acı çektim öve öfkem ağır basıyor.)" dedim gözümden bir damla yaş düşmesine izin verdim.

" J’étais à l’école primaire, et j’ai rencontré quelqu’un ce jour-là, et elle avait les cheveux blonds comme moi, et elle m’a donné du chocolat.(ben ilkokuldaydım o gün biriyle tanıştım benim gibi sarı saçları vardı bana çikolatasından vermişti)" o günü hatırlayınca kaana döndüm gözleri dolmuştu ne dediğimi anlamıyordu ama muhtemelen ağladığım için üzülmüş tü

" Je suis tombée amoureuse de lui ce jour-là (o gün ona aşık oldum) " dedim gülümsedim.

" Mais mon père était homophobe, et je ne le savais pas parce que j’étais si jeune, je suis rentré à la maison et j’ai dit à ma mère que c’était normal. (Fakat babam homofobikti daha çok küçüktüm eve gelip anneme anlattım bunun normal olduğunu söyledi)" dedim.

" Deux semaines plus tard, j’ai dit que j’étais amoureuse de quelqu’un. (2 hafta sonra birine aşık olduğumu ağzımdan kaçırdım.) " dedim gülümsedim acı bir gülümsemeydi.

" Et c’était le jour de la mort de ma mère. (ve işte o gün annemin ölüm günüydü)" dedim ve sözümü sonlandırıp deniss e döndüm.

" Je me suis excusé auprès de vous un million de fois, mais cet homme ne mérite pas d’être heureux.(senden milyonlarca kez özür diliyorum fakat bu adam mutlu olmayı hak etmiyor) "dedim babamı gösterim deniss koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı benden uzun olduğu için beline sarıldım.

" Je suis tellement désolé de ne rien savoir.(ben çok ügünüm hiç bir şeyden haberim yoktu) "gülümsedim ve sıkıca sarıldım.

" Ce n’est pas de ta faute, je suis désolé d’avoir gâché ton mariage, mais c’était pour ma mère.(senin suçun değili asıl ben özür dilerim düğününü mahvettim ama annem içindi) " dedim benden ayrıldı ve göz yaşlarını silip gülümsedi.

"Ne vous excusez pas, je ferais de même. (özür dileme bende aynısını yapardım)" dedi be gülümseyerek baktı ve devam etti.

"Mais... J’aime tellement ton père s’il te plaît laisse-moi avoir une vie avec lui(ama ben babanı çok seviyorum lütfen izin ver onunla bir hayatım olsun)" dedi yalvarırcasına kafamı salladım ve buna izin verdim. Sonra arkamı döbdüm ve koşarak kaanın kucağına atladım.

" Sevgilim seni çok seviyorum" dedim duygu yüklü bir sesle. Kalçalarımı kavradı ve boynumdan öptü.

"Bende seni bende seni çok seviyorum sevgilim" boynundan ayrıldım ve düğün salonunun ortasına geçerek bağırdım.

 "JE L’AI FAIT! J’en suis arrivé là, même si de mauvaises choses ont été faites.(ben başardım! Buraya kadar gelirken kötü şeyler olsada başardım" dedim herkese doğru.

"Başardım! Dedim türkçe bir şekilde.

" Artık ona sahibim! Duy baba biz mutluyuz! Hayatımı mahvettin ama toparlandım! Artık mutluyum ve bunu asla bozamazsın! " diye bağırdım babamın yüzüne karşı.

" Ve ayrıca 1 hafa otelde kalacağız tatil niyetine ağrıza çıkarsa kötü olur." dedim ve göktuğyla erene kafa haraketi yaptım kaanın elinden sıkıca tutup kendimi binadan dışarı attım. Artık özgürdüm. Özgürdük.

.
.
.
Sevdim bölümü ÇAĞATAY SURATINA SIÇAYIM OROSPU ÇOCUĞU

𝙺𝙰𝚁𝙳𝙴𝚂̧ ~𝙶𝚊𝚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin