"Sonunda gelebildin." dedi Jeongin alayla. "Öldün sandık."

"Daha çok öldürüldün." Felix tarçınlı sütünü sevgilisinin göğsüne kedi gibi sokulmuş bir halde yudumlarken Jeongin ellerini gencin sarı ve kabarık saçlarının arasına geçirmiş, hafifçe okşayıp alnını öpmüştü. Felix sıcacık bir gülümsemeyle gözlerini kapatarak Jeongin'in eline başını yaslarken Minho onların haline gülümsedi.

Uzun süredir bu şekilde görüyordu onları. Hatta görüntülü konuşmalarda ya da tatil kaçamaklarında bile böylelerdi.

Sevgilisinin yanındaki boşluğa oturduğunda Chan ona hala sinirli olduğu için onu görmezden gelmiş ve arkadaşlarına anlattığı şeye devam etmişti. "Çok tatlı bir rüyaydı bence."

"Kanka sen o romantizmi anca rüyanda yaşarsın. Bu hödük çok öküz." dedi Jisung gülerek.

"Yavaş lan."

"Ne var oğlum? Hayatta Chan'la dans etmezsin sen."

"Ediyorum, etmiyor muyum?" Minho şaşkınlıkla gence dönerken Chan omuz silkti. "Etmek istemiyorsun."

"Yok anasının gözü."

Chan cevap vermediğinde Seungmin araya girmişti. "Bingo oynayalım mı?"

"Dede misin?"

"Eğlenceli lan." Changbin sevgilisini savunurken Seungmin gülerek ona baktı. "İstemiyorlarsa zorlamaya gerek yok."

"Hayır, sen istedin bir kere. Oynuyoruz." Changbin çantalarının derinliklerine kaybolan bingoyu bulurken Chan ağzının içinde söylenerek Jisung'ın koluna sarıldı.

"Tamam, başlıyorum." Changbin sayı yazan kartları dağıtmayı bırakmış tek tek sayıları çekmeye başlamıştı.

"12."

"Bende."

"28."

"Bende."

"88."

"Bende!" dördü aynı anda seslenirken Changbin Chan, Minho, Hyunjin ve Felix'e baktı. "Hanginize vereyim?"

"Tabii ki bana, en küçük benim." Felix gencin elinden sayı taşını almış, kartının üstüne yerleştirmişti. Diğerleri de gülerken başka şeyler koydu.

"69... 56... 48..."

Uzunca süre oynadıkları oyunda herkesin bingo yapmasına birer sayı kalmıştı.

"Tanrım, lütfen artık." Chan hevesle sayısını beklerken Changbin çekti. "30."

"Bingo!" Jisung heyecanla bağırınca kafedekiler o tarafa kısa bir bakış atıp önlerine döndü.

"Ben de bingo, yavaş lan hayvan." Seungmin gülerek arkasında kalan sevgilisine yaslanmış, Changbin kolunu onun beline sarıp boynunu öpünce kıkırdayarak ona dönmüştü.

"Uslu dur."

"Ama çok şirinsin." Changbin gencin yanağını ısırırken hepsi gülmüştü. Seungmin sevgilisinin yüzünü avucunun arasında sıkıştırmış, büzdürdüğü dudaklarını öpüp ona yaslanmıştı.

love with fight [MinChan] Where stories live. Discover now