25.ʙöʟüᴍ:"ɪ̇ʟᴋ ɪ̇ᴢ"

Start from the beginning
                                    

Onu affederek kendime olan bütün sözlerimi çiğnemiştim. Bir de üstüne benimle bu kadar ilgilenmesi bazı belirsizlikleri bana inatla hatırlatıyordu.

Onunla olan ilişkime artık anlam veremiyordum. Ona çok çabuk alıştığımın farkındaydım ama engel olamıyordum. Onu deli gibi istediğim bu kadar belliyken inat etmek boş bir çabaydı. Genelde anı yaşar, düşünmeyi sona bırakırdım ama konu Kutan olunca işler değişiyordu. Acaba onun da duyguları bu kadar yoğun muydu?

Galiba akışına bırakmak şuan için daha iyiydi çünkü ona olan hislerimle daha fazla oynamak istemiyordum.

Salondan çıktıktan sonra ilk önce sessiz sedasız banyoya girip uzun bir duş aldım. Üzerimi havluyla örtüp odama ilerlerken kapıyı ardımdan kapatıp dolabıma doğru yürüdüm. O sırada cebimdeki telefonumu çıkarıp kimin aradığına baktım. Babamın numarası gözümün önüne düştüğünde bugün onların yanına da uğrayacağımı kendime hatırlattım. Daha fazla ailemi başımdan savmak istemiyordum.

Telefonu masanın üzerine bırakıp dolabımdan kot bir etek ve bordo bir crop bir bluz aldım. Onları hızla üstüme giyip eteğimin düğmelerini iliklediğimde uzun zamandır okula gitmediğim için içimde hafif kıpırtılar vardı. Bunun heyecanımın göstergesi olduğunu düşündüğümden sakin nefeslerle hem tedirginliğimi hem de heyecanımı dindirmeye çalıştım.

Boynumdaki tılsım kolyesini çıkarıp işimin bittiğini bilerek çekmeceme koydum. Artık onu kullanmak için bir sebep bulamıyordum o yüzden makyaj masamın üzerinde olan kolyemi alıp boynuma taktım. Ucundaki simgeye bakarken dudaklarımdaki gülümsememi tebessüme çevirdim çünkü kolyedeki simge bir taç şekliydi. Bu kolyeyi lisede almıştım.

Ardından hızlı bir şekilde makyajımı da yaptığımda en son dudaklarımı bordo bir rujla renklendirdim. Her şeyi halledip banyoya geri döndüğümde saç kurutma makinesiyle saçlarımı kurutmaya başladım. Bu biraz zaman alsa da saatin çok geç olmadığını bildiğimden aceleye getirmedim. Saçlarımı kurutup taradığımda artık daha iyi gözüküyordum.

Saçlarımı salık bırakıp sırtıma dökülmesine izin verdim. Kurutma makinesini prizden alıp yerine geri koyduğumda içeriden gelen konuşma seslerini adlandıramadığım için makyaj çantamı kendime çekip sürmediğim rimeli de kirpiklerime değdirdim. Nedense bugün kendime ayrı bir özenmiştim. Geri banyodan çıktığım anda karşıma çıkan bedenle koridorda adımlarımı durdurdum.

"Bizimkilerle konuştum, Bikem için eve geri dönmüşler. Sana da tekrardan teşekkür ediyorlar," diyen Kutan'la dudaklarımı kıvırıp, "Bikem nasılmış?" diye sordum. Sorumla birlikte Kutan bakışlarını anlık bir süreyle giydiklerime çevirdi. "Gayet iyiymiş turp gibi olduğunu söylediler," diyerek beni tatmin etti.

"İyi bari sevindim," dediğim an gözleri yine yüzüme çıktı.

"Hemen çıkacak mıyız?" diye soran Kutan'a başımı sallarken aslında onun nereye gideceğini sormak da istiyordum ama yanlış anlaşılacağım korkusuyla bir şey dememeyi tercih ettim. Odama yönelip çantama telefonumu, anahtarımı ve dün gece gelen dosyayı koyduğumda arasına sıkıştırdığım kalemlerimi de unutmadım. Bugün gireceğim sınavlar vardı ve beni yeterince sıkıntıya sokuyordu.

Çantanın fermuarını çekip odadan çıktığımda kapının önünde hazırlanmış ve beni bekleyen Kutan'ı gördüm. Ben de adımlarımı hızlandırıp ayağıma spor ayakkabılarımı giydim.

Apartmandan çıktığımızda direkt taksi durağına doğru yürümeye başladık. Otobüse binmeyeceğimizi anlamış oldum. Normalde okula otobüsle gitmeye alışkındım.

KALP KIRICI: FEVTWhere stories live. Discover now