KALP KIRICI: FEVT

24.ʙöʟüᴍ:"ʏɪᴛɪʀɪʟᴍɪş ᴅüşʟᴇʀ"

Merdivenlerden indiğim anda salona girdiğimde karşımda kalan dört beden dalgınca oturmuş konuşuyorlardı. Kapı pervazına yaslandığımda tek tek dördünü de bir süre izledim. "Orada mı duracaksın?" diye sorarken bana bakmaya bile zahmet etmeyen bedene şaşırmadan edemedim çünkü beni fark ettiğini bile farkında değildim.

Şaşkınlığımdan sıyrılıp en sonunda bana dönen bedenlere karşı ukala bir gülümseme takınıp cevap vermeye koyuldum. "Sizden uzakta kalmak gibi bir kural koydum kendime," diyerek dudaklarımdaki gülümsemeyi yavaş yavaş yok ettim.

Kehribar gözler her zaman ki hâli ile gözlerime değdiğinde dudaklarını oynatıp sesini duyurdu. "Kurallar çiğnenmek içindir kalp kırıcı," dediğinde sesindeki muziplik bıkkınca göz baymama neden oldu. "Bakıyorum da öfken dinmiş," deyince bana haylazca bakmaya devam etti. Bakışlarını takip ederek beni baştan aşağı süzdüğünü görünce başımı sağa sola sallayıp bakış açısından çıkıp onlara yöneldim.

Baş köşedeki yerin boş olduğunu görünce de hemen oraya oturmuştum. Yan tarafımdaki bedenlere göz gezdirdiğimde bir yandan da dudaklarımı ısırıyordum. Kutan ve Alkan sağımda otururken Bars'la Beker'de sol tarafımda kalmıştı. Onlara göz ucuyla bakıp parmaklarımla masada ritim tuttuğumda Bars'ın tekrar konuşacağını genzini temizlemesinden anladım. "Hâlâ kızgınım ama bunu bugün değil zamanı gelince göstereceğim," dediğinde önüme gelen saç tutamımı kulağımın arkasına attım ve bu hareketimle birlikte onu takmadığımı belli ettim.

"İlk ona bakan gözlerini oyup götüne mi soksam yoksa dilini kesip geri sana mı yedirsem bilemedim." Kutan'ın sesi araya bomba gibi düştüğünde eliyle ensesini ovalamasını izledim.

"Çok yaratıcısın Kutan Kılıç," diye eğlenen bir tavırla Kutan'a baktığında oldukça keyfi yerindeydi. Bars'ın cesareti takdire şayandı."Daha hiçbir şey görmedin Bars Saraç."

"Sidik mi yarıştırıyorsunuz oğlum?" Beker'in çıkışıyla hafifçe kıkırdadığımda Alkan'da bana katıldı. "Seni de o sidikle boğacağım merak etme,"diyen Kutan hala agresifti. Her an birinin yakasından tutup masaya yatıracak gibi görünüyordu. Az önceki olaylara rağmen birbirine olan toleranslarına şaşırmadan edemedim.

"Harbi yaratıcıymış." Beker'in Bars'a hitaben söylenmesi bir tepki görmedi. En sonunda o da sesini kesince bir süre kimseden çıt çıkmadı. Konuşmak için can atan tarafımı durdurmak zor olmuştu.

O sırada gözlerim anlık ela gözlere kaydığında konuşmaktan geri kalmadım. "Neden birlikte oturuyorsunuz?" diye sorduğumda tebessüm ettiğini fark ettim. "Artık siz kızların sorunlarını çözmek için bu yola başvurmak zorunda kaldık." Sesindeki alay uzun zaman sonra yerine tekrar gelince gözlerimi devirmeden edemedim.

Masada duyulan gülme sesleri dördünden de aynı anda geliyordu. Nedense bununla eğlenmeleri sinirimi bozmuştu ama çaktırmadım. "Bir gün bu sorunlarımız size de patlarsa şaşırmayın," diyerek parmaklarımı masaya daha sert vurdum.

"Bu kesin olacak gibi zaten," dedi sadece.

"Kızlar nasıl?" diye sorarak koluma dokunan Alkan'ı başımla onaylayıp cevabını aldığında tebessümde bulundu. Ben de hemen sandalyede geriye yaslandım. "Barlas'la Ladin nerede?" deyip bu sefer ben sorduğumda hiç beklemediğim bir diğer isim cevap verdi. "Barlas mutfakta, kızlara bitki çayı yapıyor. Ladin'de odasında dinleniyor," diyen Beker'e başımı salladığımda artık onlara kabalık etmeyi bırakmıştım.

"Ladin'le konuşmalısın," derken kollarını kavuşturan Kutan'a sertçe bakmaya engel olamadım. "Bu meseleye karışma Kutan," deyip masadan kalkmaya çalıştığımda eli bileğimi kelepçe gibi sardı. Öfkeli bakışlarımı ortaya çıkarınca tekrar sandalyeye oturmamı sağlamıştı.