OBSESSION

Chapter 1

'Bir insan geri adım atabilme ihtimalinin olduğu hiçbir işe bulaşmamalıdır. Geri adım atmak baştan başlamaktır ve dünyadaki hiçbir şey yeniden başlamak kadar zor olamaz.'

       Kalbim sinirden gerilmiş bir şekilde kanımı vücuduma pompalarken sağ elim cam masanın üzerinde ritmik bir şekilde hareket ediyordu. Bekletilmekten dolmuş sinir katsayımı iyi bir kahve bile düzeltemediğinden bu rahatsız koltukta olabildiğince arkama yaslanmış bir şekilde çıkıp gitmemek için bahaneler üretiyordum. Eğer bu anlaşmaya her şeyden çok ihtiyacım olmasaydı sadece cinsiyetinin kadın olduğunu bildiğim milyondolarlık şirketlere sahip kişiyi yarım saat beklemeyeceğimi herkes biliyordu. 

''Bir kahve daha ister misiniz?'' Saçlarını gevşekçe toplamış kısa boylu bir garson elinde tepsiyle yanıma geldiğinde dikkatimi dağıtmak için birkaç yöntem bulduğumu hissettiğimden yüzümde bir gülümseme ile karttaki ismini okudum. 

''Bir kahveden çok bir arkadaşa ihtiyacım var Clarissa.'' Sol eliyle kahkülünü geriye iterek kahverengi gözlerini üzerimde gezdirdi. Birkaç saniye içinde gözleri farkındalık ile büyürken sırıtmam genişlemişti. 

''Siz benim adımı nereden biliyorsunuz?'' Keşke bu kadar saf olmasaydın diye düşündüm içten içe. Gerçi bu bir numara da olabilirdi. Bu ara erkeklerin masum kızlardan hoşlandığına dair olan inanç büyür olmuştu. Beni tanıdığına emin olduğum bu kız beni etkilemeye çalışıyor da olabilirdi. Her iki şekilde de ben eğlenecek olduğumdan sesimi çıkarmadan gülümsemeye devam ettim. 

''İçime doğmuştur belki.'' Utangaç bir gülümseme ile gözlerime baktığında fazla uğraşmama gerek kalmadığını anlamıştım. Vazgeçmeye tahammülüm yoktu ama beklemekten de bıkmıştım. Yani her an kafama estiği gibi çıkıp gidebilirdim. 

''İçinize nasıl doğabilir ki? Vampir falan değilsiniz sonuçta.'' Sanırım bu kıza da tahammül edemeyecektim. Zeki olmayan bir kız benim için ne özelliğe sahip olursa olsun yeteri kadar iyi olmazdı. 

          Bir motorun egzozundan çıkan ses ile tüm gözler kafenin dışına döndüğünde ben de düşünmeyi bırakmış camın dışında ani bir frenle duran siyah motora bakmaya başlamıştım. Motorlara ilgim olsa da henüz kendime bir tane almamıştım. Bu gördüğüm motorunda özel yapım olduğu belliydi. Üzerinde kocaman bir amblem olsa da neyin amblemi olduğunu çözemeyeceğim kadar uzaktaydı. Neredeyse cama gireceğini düşünüyorken uzman bir hamleyle durarak ayaklarını yere koydu. 

         Diğer bütün insanlar gibi ben de ilgiyle kaskını çıkarmasını beklerken vücudunun hatlarının yandan duruşuyla kadın olduğunu fark edebilmiştim. İlgim daha da artarken gözlerim bir saniye bile ayrılmayacak şekilde üzerine odaklanmıştı. 

         Kask ağır çekimde ellerinde yükselmeye başlamıştı. Birden üzerinde deri ceketin rengiyle birleşmiş saçlar ortaya çıktığında bembeyaz olduğu belli teni ortaya çıkmıştı. Saçlarını sallayarak motordan indi ve yanına gelen erkek garsonun yüzüne bakmadan eline kaskı bıraktı ve  saçlarının arasına daldırarak karıştırdı. Görüntüden o kadar memnun hissediyordum ki yanımdaki kızı ve demin neye sinirlendiğimi hatırlamıyor gibiydim. 

     Bacaklarını neredeyse ikinci bi deri gibi sarmış kotu deriden yapılmamıştı ama deri etkisi yaratıyordu. Beli kısa olduğundan üzerindeki siyah atlet göbeğini az bir ölçüde açık bırakmıştı. Deri ceketi oldukça klasik bir ceket olmasına karşın üzerinde muazzam bir parçaymış gibi gözüküyordu.  

    Yarattığı etkinin farkında olduğu belli bakışlarla gözlerime baktığında şaşkınlıkla sandalyeden doğruldum. Sol kaşı milimler ile havaya kalktığında dudaklarında samimi olmayan bir gülümseme oluştu. Biz erkeklerin kadınların karşısında basit kaldığımızı hisettiğim nadir anlardandı bu saniyeler çünkü nefesimi tutmuş öylece vereceği bir tepkiyi bekliyordum.