19 - Bir Cinayet Davası

ابدأ من البداية
                                    

Flore Brazier aşağıya indiğinde, vermek istediği izlenimleri almaya kalabalığın çok hazır olduğunu gördü. Yaşlı gözlerle ortaya çıktı ve hıçkırarak yüzünden böyle bir şey yapacağı anlaşılan ressamın Rouget babadan arakladığı tablolar konusunda bir gün önce Max'la adamakıllı tartıştığını anlattı.

— Bu haydut, ki bundan emin olmak için yüzüne bakmak yeter, Max ölürse dayısının servetini kendisine bırakacağını sanıyor; sanki bir kardeş bizim için bir yeğenden daha yakın akraba değilmiş gibi! Max, Doktor Rouget'nin oğlu. Yaşlı adam bunu bana ölmeden önce söylemişti!

— Ah! Bu işi çekip giderken yapmak istemiş olmalı, iyi de ayarlamış; bugün yola çıkıyor, dedi Aylak Şövalyeler'den biri.

— Max'ın Issoudun'de tek bir düşmanı yok, dedi bir başkası.

— Zaten Max ressamı tanımış, dedi Suyu Bulandıran Kız.

— Nerede bu rezil Parisli?. Bulalım onu!.. diye bağıranlar oldu.

— Onu bulmak ha? diyenler de oldu. Mösyö Hochon'un evinden sabahın köründe çıkmış.

Bir Aylak Şövalye hemen Mösyö Mouilleron'un evine koştu. Kalabalık durmadan çoğalıyor ve çıkan seslerin gürültüsü tehdit edici bir hal alıyordu. Coşkulu gruplar bütün Grande-Narette Sokağı'nı işgal etmişlerdi. Başkaları da Saint-Jean Kilisesi önünde duruyordu. Bir topluluk da Petite-Narette Sokağı'nın sona erdiği Vilatte Kapısı'nda bulunuyordu. Saint-Jean Meydanı'nın ne üstünden ne de altından geçilebiliyordu. Bir ayin alayı kuyruğu diyebilirdiniz. Bu yüzden Mösyö Lousteau-Prangin ile Mösyö Mouilleron, polis komiseri, iki jandarma eri ile onbaşısının eşlik ettiği jandarma komutanı Saint-Jean Meydanı'na gitmekte biraz güçlük çektiler; buraya iki insan sırası arasından vardılar; bu insanların haykırışları ve çığlıkları, son derece haksız olarak suçlanan, ama koşulların karşı olduğu Parisli aleyhinde onları etkileyebilirdi, etkilemeliydi de.

Max ile yüksek görevliler arasında bir görüşmeden sonra, Mösyö Mouilleron polis komiseri ile jandarma onbaşısını hukuk dilindeki deyimiyle olay mahallini incelemek üzere görevlendirdi. Daha sonra Mösyö Mouilleron ile Mösyö Lousteau-Prangin, yanlarında jandarma komutanı olduğu halde, Rouget babanın evinden Hochon'un evine geçtiler; bu evin bahçesinin ucunda iki, kapısında da başka iki jandarma bekledi. Kalabalık durmadan çoğalıyordu. Bütün kent anacaddede büyük bir heyecan içindeydi.

Gritte adamakıllı ürkmüş durumda çoktan efendisinin evine koşup ona şöyle demişti:

"Mösyö, evinizi yağma etmeye geliyorlar! Bütün kent ayağa kalktı, Mösyö Maxence Gilet öldürülmeye çalışıldı, ölmek üzere! Hem bu işi Mösyö Joseph'in yaptığı söyleniyor!"

Mösyö Hochon çabucak giyinip aşağıya indi, ama öfkeli halkı karşısında görünce, hemen içeriye girip kapıyı kilitledi. Gritte'i sorguya çektikten sonra, konuğu gencin sabahın köründe dışarıya çıktığını, bütün gece büyük bir heyecan içinde odasında gezindiğini ve eve dönmediğini öğrendi. Ürküp Madam Hochon'un yanına gitti, gürültüden uyanmış olan kadına Saint-Jean Meydanı'nda bütün Issoudun halkını ayağa kaldıran, doğru ya da yanlış o korkunç haberi verdi.

— Kuşkusuz masum o! dedi Madam Hochon.

— Ama masumluğu ortaya çıkıncaya kadar içeriye girebilir, evi yağmalayabilirler, dedi benzi atmış olan Mösyö Hochon (mahzende altınları vardı).

— Agathe ne yapıyor?

— Mışıl mışıl uyuyor!

— Ah ne iyi, dedi Madam Hochon, keşke bu iş aydınlığa kavuşuncaya kadar uyusa. Böyle bir saldırı bu zavallı kızı yıkar!

Suyu Bulandıran Kızحيث تعيش القصص. اكتشف الآن