Bedeninden Nefret Et

2 ₪ ''Tuna''

                  

Kendimi aç bırakalı tam tamına iki gün olmuştu. İnsanlar aç olduğumu anlamamaları için çok uğraşıyordum. Onların ''Ayı ya bak, diyet yapıyor.'' laflarını duymaya meraklı değildim. O yüzden ağzımın açlık kokusunu saklamak için iki günden beri katkısız sakız çiğniyordum. Çok çiğnemekten ağzımın içinde hafif yaralar çıkmaya başlamıştı. Karın guruldamamı saklamak içinde bir tane salatalığı ortadan ikiye ayırıp yarısından daha küçük bir parçayı yiyordum ama sonra salatalığı kusarak geri çıkartıyordum. Bunu başlarda kendime yaptığım eziyet olarak görsem de artık bana zevk veriyordu. Egzersizleri de unutmamak lazımdı. Şu anlık dışarıya bu kiloyla çıkıp egzersiz yapacağıma ölürdüm daha iyiydi. Egzersiz olarak evde sürekli kahverenginin bile benimle alay ettiği merdivenlerden aşağı inip yukarıya çıkıyordum. Bu egzersizi alnımdan terler boşalıncaya kadar devam ettiriyordum.

Spor yapmaya başladığımdan beri kaslarım korkunç derecede ağrımaya başlamıştı. Garip bir şekilde bu ağrılar bana ''Kilo vereceksin dayan.'' ''Adım adım hedeflerine yaklaşacaksın.'' diye fısıldıyordu. Bunları hissetmek bile beni yolumda destekliyordu. Zamanımı boşa harcamamaya dikkat ediyordum. Kısa sürede incecik olmak hedefimdi. Laptopu kucağıma aldıktan sonra Google'yi açıp ''Nasıl hızlı kilo veririz?'' diye arattım. Karşıma en çok çıkan seçenekler şunlardı;

1- Çeşitli diyetler yaparak kilo verme (İsveç diyeti, çorba diyeti, meyve diyeti...) Ama bunlar bana uymazdı. Hiç yemek yemeyerek hızlı kilo vermem lazımdı.

2-Spor yaparak kilo verme ( ip atlayarak, çeşitli egzersizlerle vücudu destekleyerek...) Bu bana uyabilirdi.

3- Sex yaparak kilo verme. Bunu es geçiyordum çünkü bana en uygun olmayan seçenek buydu.

Bence her bana benzeyen insanın hayalidir kilo verip zayıf olmak. Düşünsenize istediğiniz kıyafeti alıp giyebileceksiniz. ''Kim ne der?'' sözlerini kafanıza takmayarak veya delici bakışlar olmadan istediğiniz yemeği yiyebileceksiniz. Utanmadan dans edip eğlenebileceksiniz. Fiziğiniz yolda yürürken ''Ben buradayım! '' diye bağıracak. Kulağa sizce de çok hoş gelmiyor mu? Âşık olduğunuz çocuğun karşısında bir şansınız olabilecek. Bunları aklıma getirdiğimde bile bir kez daha çok kilolu olduğumu anlamıştım. Artık sıkı bir spor yapmanın vakti gelmişti. Beyonce'nin Pretty Hurts şarkısında dediği gibiydi her şey. '' Güzellik incitir ve ışığı daha kötü şeyler için parlatır.'' Güzel olmak için çabaladıkça kendimi daha fazla incitiyordum.

***

Okula gitmek için yatağımdan kalktığımda içimi karartan, gözüm de bir lekeyi andıran tartı gözüme yine takıldı. İki günden beri hiçbir şey yemeyip spor yapıyordum. O yüzden üstüne çıkıp kilomu öğrenmek için sabırsızlanıyordum. Hızlıca ayaklarımı siyah terliğimden çıkarıp tartının üzerine tedirginlikle bastım. Tam tamına kilom altmış sekiz kilo yedi yüz gram çıkmıştı. Kendime inanmıyordum. Sadece bir kilo üç yüz gram mı verebilmiştim? Moralim çok bozulmuştu. Ama en azından bir kilo üç yüz gram olsa bile kilo verebilmiştim.

Peri masalından fırlamış olan beyaz dolabımın karşısına geçtim. Tahmin edebileceğim gibi rastgele seçilmiş siyah ağırlıklı olan kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Bugün bir kilo üç yüz gram olsa bile kilo vermemin şerefine saçlarımı düzleştirip siyah kalem çekecektim. Belki bu biraz çirkinliğimi üzerimden alabilirdi.

Sonunda tüm hazırlıklarım bitince, aynada kendime baktım. Ben kimdim? Ben Dalyaydım. Şu güzel kızların yanında dolaşan o yağ tulumu arkadaştım ama yakında onlar benim yanımda dolaşan kızlar olacaktı. Annemin sesi düşüncelerimin içine süpürge gibi dalıp hepsini içerisine çekerken sadece derin bir nefes almıştım.