2 ₪ ''Tuna''

Depuis le début
                                    

'' Kızım kahvaltı hazır gelsene. ''deyince annem oflayarak saçlarımı arkaya attım. Yemek yememem lazımdı. Bir bahane düşünmeye çalışıyordum ama sanki beynim durmuştu. Aklıma bir yalan bile gelmiyordu. Sonunda bir şeyler bularak anneme'' Anne bugün geç kaldım. Sınıfta bir şeyler atıştırırım.'' dedim neşeli bir ses tonuyla. Annem ikna olmayınca, çantamın siyah ufak gözüne atıştırma alabilmem için bir miktar para koymuştu ama ben o parayla ip ve voleybol topu almayı düşünüyordum. En azından evde egzersiz yapıp yağ tulumu vücudumu bir şekle sokmalıydım. Hızlıca evden çıkıp okula doğru yürümeye başladım.     

***

Sonunda okula zorlu bir savaştan sonra varabilmiştim. Yağlarımın fışkırdığını hissederken yürümek kolay bir şey değildi. Çok kilolu oluğum gerçeği yine kendini belli edip ''Merhaba! ''demişti. Sınıfa girdiğimde birden oturduğum sıranın yanının boş olduğunu görünce şaşırmıştım. Normalde Ece benimle otururdu. Bugün ise sıranın yanı boştu.

Ece sıraya olan boş bakışlarımı fark ettikten sonra yanıma gelerek '' Şey, Dalya ben Tufan'ın yanına geçeceğim. Alınmazsın değil mi ?'' dedi. Aslında sınıfta mal gibi bir tek oturan ben kalacaktım. Kâbus gibi bir şeydi benim için ama verebildiğim tek cevap ''Sorun olmaz.'' deyip gülümsememdi. Sırf bu yüzden üzülmek için çok büyüktüm. Eminim ki tek oturmanın da güzel yanları vardı. Çekingen adımlarımla hemen sıranın cam kenarına yapışıp dersin başlamasını bekledim. Dakikalar yalnız başımayken saatlere dönüşüyordu. Sınıfta tek yalnız oturan bendim. Ve bu berbat bir histi ama alışabilirdim.

Öğretmen sınıftan içeri girdiğinde yanında bir çocuk daha görünmüştü. Dikkatimi öğretmene vermek yerine camdan dışarıyı izliyordum. Herkes kendi arasında çoktan fısıldaşmaya başlamıştı. Öğretmen ''Aranıza yeni nakil bir öğrenci katıldı. Onunla iyi anlaşın. '' dedi sesini tüm sınıfa duyurmaya çalışırken. Duyduklarım karşısında tüm dikkatimi öğretmene vermiştim. Öğretmen yeni gelen nakil çocuğa kafasına çevirip '' Kendini tanıtıp boş olan bir sıraya geç.'' dedi. Öğretmenin dediklerini duyunca gözlerim yerinden çıkarcasına açılmıştı. Nakil öğrenci benim yanıma geçecekti çünkü tek boş olan yer benim yanımdı. Çocuğun yüzünü görememiştim. Kız mıydı? Erkek miydi? İşte beklenen an gelmişti.

Kapıdan gelen ve gittikçe yaklaşan ses '' Benim adım Tuna Bartın. Tanıştığımıza memnun oldum.'' diyerek gözlerini devirdi. Sınıfta göz gezdirdikten kısa bir süre sonra benim yanıma doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. Ona baktığımda mavi gözlerinin arkasında saklandığını hissettiğim acı bakışları dikkatimi çok çekmişti. Saçları hafif dalgalıydı ve kahverengiydi. Üzerinde ise koyu gri sade bir tişört vardı. Tişörtü tam olarak içine sokmamıştı. Tişörtün bazı parçaları dışarıdaydı. Boynunda açlık oyunlarının kolyesi vardı. Altında da siyah yırtık bir dar pantolon giyinmişti. En son olarak da karanlığını temsil eden siyah botları dikkat çekiyordu.

İçimden ''Kötü çocuk havalarında olan ergen.'' diye mırıldanıp güldüm. Dudaklarım alayla yukarı kıvrılırken, kızlar aralarında şimdiden fısıldaşmaya başlamışlardı. En acıdığım durumda buydu. Tamam, yakışıklı olabilirdi ama karakteri kötü olduktan sonra yakışıklı olması önemli miydi? Benim için yanıma oturması tam bir kâbustu. Açlığımı saklamakta daha da zorlanacaktım. Ayrıca bir kızın bile yüzüne bakıp çirkinliği mi göstermeye utanırken, bir erkekle göz teması kuramazdım. Hayır, kesinlikle bu olamazdı. Yanımda onun oturmasını istemiyordum. Ben onun yanıma oturmaması için fikir üretmeye çalışırken o çoktan yanıma yaklaşmıştı. Keskin ve ağır kokusu olan parfümü burnumdan girip vücudumun her tarafına işlerken ''Az sıksan ölürdün sanki'' diye mırıldandım. Bakışlarını benim üzerimde sabitledikten sonra ''Cam kenarının da ben oturabilir miyim ?''dedi. Ona bakmaktan çekinerek '' Tabii olur.'' dedim. Aptal kafam yüzümden her zaman kaybeden olacaktım. Cam kenarında ben oturmak istiyordum. Âmâ bunu diyemeyecek kadar çekingen bir yapıya sahiptim.

Bedeninden Nefret EtOù les histoires vivent. Découvrez maintenant