8 - Analık Duygusu Nasıl Körelir

Start from the beginning
                                    

— Dışarıya çıkacak mı? Kalacak mı? diye birbirlerine soruyorlardı bakışlarıyla. Kalırsa, mahvolur.

Philippe şanslı bir gününde olduğuna inandı ve kaldı. Sabahın üçüne doğru yüz elli bin frank yeniden oyun kasasına girmişti. Oynarken çok miktarda grog[32] içmiş olan bizim asker sarhoş bir halde dışarıya çıktı, soğuğa yakalandığı için sarhoşluğu en yüksek dereceye varmıştı, ama salonun görevlilerinden biri onu izledi, kapısındaki fenerin altında "Burada gecelik müşteri kabul edilir" yazılı o korkunç evlerden birine götürüp bu iflas etmiş oyuncu hesabına ödeme yaptı. Philippe giysileriyle bir yatağa yatırıldı, Noel akşamına kadar orada kaldı. Kumarhane yönetimi sürekli müşterilerine, hele büyük oyunculara saygı gösterirdi. Philippe ağzı yapış yapış, yüzü şişmiş ve sinirli bir durumda ancak saat yedide uyandı. Güçlü bünyesi sayesinde annesinin evine yayan olarak varabildi; buraya istemeden yas, üzüntü, yıkım, ölüm getirmişti. Bir gün önce akşam yemeği hazır olduğunda Madam Descoings ile Agathe, Philippe'i yaklaşık iki saat beklediler. Sofraya ancak saat yedide oturuldu. Agathe neredeyse her zaman saat onda yatıyordu, ama gece yarısı ayinine katılmak istediği için yemekten hemen sonra yatmaya gitti. Madam Descoings ile Joseph, birçok amaçla kullanılan küçük salonda, ateşin karşısında yalnız kaldılar, yaşlı kadın da üçlü numarasına yatıracağı parayı, o büyük parayı hesaplamasını Joseph'ten rica etti.

Çeşitli kombinezonları oynamak, tüm şanslara sahip olmak istiyordu. Madam Descoings bu tarz oyundaki şiirselliğin tadına iyice vardıktan, o iki tür kombinezonu Joseph'e anlattıktan ve kesinlikle kazanacağını gösterip, yalnızca böyle bir mutluluğu sürdürmenin ve bu mutluluğu gece yarısından ertesi gün saat ona kadar beklemenin güç olacağı düşüncesiyle kaygılanarak düşlerinden söz ettikten sonra, onun oyuna yatıracağı dört yüz frankı ortada görmeyen Joseph'in aklına bunu söylemek geldi. Yaşlı kadın gülümseyip onu şimdi yatak odası olan eski salona götürdü.

— Göreceksin! dedi.

Madam Descoings oldukça çabuk davranıp yatağını bozdu ve şiltenin dikişlerini sökmek için makasını eline aldı, gözlüğünü taktı, bezi inceledi ve deşilmiş olduğunu görünce şilteyi bıraktı. Piyango düşkünü bu yaşlı kadının göğsünün derinliklerinden gelen ve sanki kalbine taşınan kanla boğulmuş iç çekişini duyan Joseph, içgüdüsel olarak kollarını uzattı ve onu baygın halde bir koltuğun üstüne bırakırken bağırarak annesini çağırdı. Agathe kalktı, sabahlığını giyip koştu, bayılmış olan yengesine mum ışığında halk arasında yaygın o basit tedaviyi uyguladı: Şakaklarını kolonya ile ovdu, alnına su serpti, burnunun dibinde bir kuştüyü yaktı ve sonunda onun kendine geldiğini gördü.

— Bu sabah oradaydılar; ama o, o canavar onları almış!

— Ne? dedi Joseph.

— Şiltemin içinde yirmi Napoléon altınım vardı, iki yıldır biriktirdiğim para; onları ancak Philippe almış olabilir...

— Ama ne zaman? dedi zavallı, bitkin anne, kahvaltıdan bu yana eve dönmedi ki!

— Yanılmış olmayı çok isterdim, dedi yaşlı kadın heyecanla. Ama bu sabah Joseph'in atölyesinde, piyangoya yatıracağım paradan söz ettiğimde içime doğdu; oyuna hemen yatırmak üzere paracıklarımı almak için aşağıya inmemekle hata ettim. İnmek istiyordum, ama bilmiyorum beni ne engelledi. Ah Tanrım! Ona puro almaya gitmiştim!

— Ama, dedi Joseph, dairenin kapısı kapalıydı. Zaten bu o kadar utanç verici bir şey ki, inanamıyorum. Philippe sizi gözetlemiş, şiltenizi deşmiş, her şeyi önceden planlamış olsun ha... Hayır!

— Bu sabah kahvaltıdan sonra yatağımı düzeltirken paralarıma dokunduğumu hissettim, dedi Madam Descoings.

Ürkmüş olan Agathe aşağıya inip gün içinde Philippe'in eve dönüp dönmediğini sordu, kapıcı kadın da Philippe'in marifetini anlattı. Yüreğinden vurulmuşa dönen anne, tümüyle farklı biri olarak geri geldi. Yüzü gömleğinin kumaşı gibi beyazlaşmıştı, insanüstü ama neredeyse mekanik bir gücün etkisiyle, hayaletlerin yürüdükleri düşünülen biçimde, sessizce, ağır ağır yürüyordu. Elinde onu tümüyle aydınlatan ve dehşetten sabitleşmiş gözlerini gösteren bir şamdan vardı. Saçları ellerini alnına götürmek için farkına varmadan yaptığı bir hareketle dağılmıştı. Bu durum onu dehşet içinde o kadar güzelleştiriyordu ki, Joseph bu pişmanlık acısının ortaya çıkışı, bu Dehşet ve Umutsuzluk heykelinin görüntüsü karşısında olduğu yere çivilenip kaldı.

Suyu Bulandıran KızWhere stories live. Discover now