YENİ BAŞLANGIÇLAR

Start from the beginning
                                    

"Aman, senle mi uğraşıcam be, açım zaten."

Eve girdim ve Doğu da belindeki havluyla duştan çıkıyordu. Elindeki havluyla saçlarının suyunu alıyordu. "Mis gibi sağlıksızlık koktu," dedi sırıtarak. "Giyinip geliyorum."

Ben de o sırada masayı hazırladım. Zaten gelmeden önce ev temizlenip alışveriş yapılmıştı. Buzdolabından ketçap mayonez ve ranch sos çıkarttım. İki tane de tabak çıkarttım, hamburger, patates ve soğan halkalarını döktüm. Doğu gelince de telefondan video açıp yemeye başladık.

***

Okulun ilk günü aslında heyecanlı değildim. Sadece bizimkileri özlemiştim. Uyku sersemi yataktan kalktım ve yan odaya gidip Doğu'nun üzerine atladım. "Uyan bakalıım," diye bağırdım ve yüzünü buruşturup beni belimden yakaladı, yatağa yatırıp o üstüme çıktı. Uyku sersemiyken bile güzel görünmeyi nasıl başarıyordu bilmiyorum.

"Biz neden birlikte uyumuyoruz ki?" dedi alt dudağını bükerek.

"Çünkü biz kardeşiz," dedim sırıtarak.

"Aman ne komik, ha ha. Ciddiyim ben."

"Saçmalama Doğu, hem ben dağınık yatarım. Uyuyamazsın."

"Evlenince zaten beraber uyuyacağız. Alıştırma olur şimdiden."

"Evlenince mi?"

"Evet, ne olmuş?"

Beni bir heyecan basmıştı. Mutlu olmuştum ama evliliği düşünen biri değildim. Bu bir süreliğine değildi, ben evliliği hiç düşünmüyordum. Hayatım boyunca karşılaştığım bütün evlilikler hüsranla sonuçlanmıştı. En yakın örneği de annem ve babamdı, aldatılmıştı annem. Ne gerek vardı ki gerçekten evlenmeye? 

"Ne?" dedi Doğu kaşlarını çatarak.

"Ben evlenmek istemiyorum Doğu."

"Nasıl yani? Üniversite bitince diyorum, şimdi değil."

"Zamanla ve seninle alakalı değil. Ben hiçbir zaman evlenmek istemiyorum."

"Bu da ne demek?" Üzerimden kalktı ve yatakta oturdu. Atleti yoktu, altında da bir şort vardı. 

"Evlilik mutsuzluktan başka bir şey getirmiyor."

"Ömür boyu sevgili olarak mı kalacağız yani? Bunu mu istiyorsun? Ben evleniriz, çocuklarımız olur derken şu söylediğine bak. Sanki rolleri değişmiş gibiyiz."

"Bunun kadın ya da erkek olmakla bir ilgisi yok ki."

"Tamam, sen bilirsin." Yataktan kalktı ve dolabını açtı. "İzninle, üzerimi giyineceğim yoksa geç kalacağız."

Yataktan kalktım. "Bana kızdın, yapma bunu."

"Çık lütfen." Şortunu çıkartmaya yeltenince çıkmak zorunda kaldım. Niye kızıyordu ki? Evlenmek zorundayım sanki.

Üzerimi değiştirdim. Ev sıcaktı ama dışarısı soğumuştu. Altıma siyah dar kotumu giyindim ve üzerime siyah boğazlı kazak giyindim. Kemerimi taktım ve askeri siyah botlarımı giyinip paçalarımın üstüne çektim. Saçlarımı tepeden sıkı bir at kuyruğu yapıp minik taşlı küpelerimi taktım. Çantamı alıp aşağı indim. Doğu çoktan inmişti, o da şansa full siyah giyinmişti ve üzerine siyah deri ceket çekmişti. Arabasının anahtarlarını aldı.

"Beraber gitmeyecek miyiz?"

"Hayır," dedi dümdüz sesiyle. "Ben tek gitme kararı aldım, sen de kendi arabanla git." Ve evden çıktı.

"Aman ne güzel ya, triplere bak." Masadaki anahtarımı alıp çıktım, o çoktan yola koyulmuştu. "Senin tribinle mi uğraşıcam," diye söylenirken yan evden çıkan başka bir çocuğun beni dinlediğini fark ettim. 

ÜVEY ABİMİN TAKINTISIWhere stories live. Discover now