SIKINTILI AKŞAM

Începe de la început
                                    

"Talya," diye bağırdı Doğu. "İyi düşün."

"Düşünmeme gerek yok, tabi ki hayır!"

Doğu derin bir rahatlama nefesi verirken Cenk hayal kırıklığıyla ayağı kalktı. "Ben daha on sekiz yaşındayım Cenk, okul bitene kadar da nişanlı kalmak istemiyorum. Aslında biz yollarımızı ayırsak daha iyi olacak, ayrılalım."

Hayal kırıklığıyla kalktı, kutuyu kapattı ve cebine koydu. 

"Ama neden?" dedi Yasmin abla. "Kabul etmeyebilirsin elbette ama neden bunun için ayrılıyorsun?"

"Lütfen soru sormayın." Arkamı döndüm ve telaşla içeri koştum. Cenk neden yapmıştı ki bunu? Sürpriz dediği bu muydu? Her şeyi mahvetmişti. 

Her şeyi bizimkilere anlattım. Özellikle Nil resmen çıldırdı. 

"Kızım ne yaptı bu salak? Böyle konuşmamıştık. Ben onu arıyorum şimdi."

"Arama boşuna, zaten olan oldu."

"Senden hoşlanıyormuş demek ki," dedi Ela. "Sen oyunu bitirelim diyince de panikledi. Oha kızım yüzük bile almış. Manyağın tekiymiş."

"Kızım ben bilsem hiç seninle tanıştırır mıyım ya? Özür dilerim."

"Özür dilenecek bir şey yok."

"Ucuz yırtmışsın," dedi Atlas. "Gelelim mi? İster misin?"

"Hayır, kalabalık hala aşağıda."

O sırada kapım açıldı ve Doğu içeri girdi. "Sizi sonra ararım," dedim ve telefonu kapattım.

Doğu geldi ve beni elimden tutup yataktan kaldırdı. Bana sıkıca sarıldı. "Özür dilerim, her şey için özür dilerim. Her şey numaraydı, Duru ile sevgili değilim. Baban, bu numarayı yaparsam buraya gelebileceğini yoksa Amerika'da kalmaya devam edeceğini söyledi. Yapmak zorundaydım."

"Ben de numara yaptım," diye itiraf ettim. "Ama neden böyle bir şey yaptı bilmiyorum."

"Artık her şey geçti, ben yanındayım." Eliyle çenemi tuttu ve uzanıp dudaklarımdan uzun uzun öptü. "Bunu o kadar uzun süredir bekliyorum ki."

Sıkıca sarıldım ona. "Seni çok özledim Doğu."

"Ben de seni bir tanem, artık her şey geçti. O piçin senden uzak durması için elimden geleni yapacağım. Seni onun yanında görmek o kadar zordu ki. Ona saldırmamak, yumruğu basmamak için çok zor dayandım."

"Ama iyi rol yapıyor, kabul et."

"Asla şüphelenmedim, çok iyi oynuyor puşt."

Kahkaha attım. "Hadi çık odadan, birileri gelebilir."

"Lütfen biraz daha kalayım," dedi boynumdan öperek. 

"Olmaz, yarın dışarı çıkarız. Olur mu?"

"Tamam." Bir kez daha öptü ve benden ayrıldı. Ellerini cebine soktu ve sırıtarak bana döndü. Geri geri yürürken göz kırptı ve odadan çıktı.

Cenk beni aradı. Açmadım. Bir daha aradı. Bir daha açmadım. Mesaj attı.

"Lütfen konuşabilir miyiz Talya?" Cevap vermedim. Uyuyacaktım, zaten geç olmuştu. Sonunda bu karmaşadan kurtulduğum için huzurluydum. Onunla kafamı kurcalayamazdım.

Fakat gece yarısı yeniden telefonum çaldı. Saat üçtü, bu saatte Cenk beni neden arıyordu ki? Sinirle telefonu açtım. "Bu saatte niye arıyorsun beni? Daha doğrusu beni niye arıyorsun? Saatin bir önemi yok, bu oyun bitti. Her şeyi batırdın."

"Lütfen," dedi oldukça hüzünlü bir sesle. "En azından son kez konuşalım, kapıdayım. Sadece konuşmama izin ver, sonra gideceğim. Sana o kadar yardım ettim, bir veda konuşmasını çok görme ban Talya."

Bir yandan haklıydı, bana karşılıksız yardım etmişti. En azından gidip onu biraz teselli etmeliydim, sonuçta benden hoşlanması yanlış bir şey değildi. "Geliyorum," dedim ve kalktım. Pijamamın üzerine sabahlığımı giyindim ve ayağıma terlik geçirip bahçeye çıktım. Kapıyı açtım ve Cenk'in yanına, yola çıktım. Arabasının yanında duruyordu. 

"Efendim."

"Seni seviyorum Talya, beraberken çok eğleniyorum. Lütfen izin ver, biraz deneyelim." Gözleri kızarmıştı, elleri titriyordu. Harap durumdaydı.

"Olmaz Cenk, saçmalıyorsun şuan."

"Talya, hemen kestirip atma. Sadece bir gün bile olsa deneyelim. Bana biraz zaman ver, senin istediğin kişi olurum."

"İstemiyorum Cenk, ben senden hoşlanmıyorum."

Suratı ciddileşti. "Neden? Doğu'nun sevgilisi var, neden hala onun peşindesin?"

"O da tıpkı bizimki gibi numaraymış. Biz barıştık."

Cenk resmen çılgına döndü. Arabasını yumruklamaya başladı. "Gerçekten bu kadar aptal mısın? Beni göremiyor musun? Seni daha çok mutlu edeceğimi göremiyor musun?"

Korkuyla geri çekildim. "bu kadar yeter, ben gidiyorum."

Kapıyı açıp içeri koşacaktım ki beni kolumdan tuttu ve çekti. "Bu kadar yeter, fazla uzattın," dedi ve ağzıma bir bez dayadı. Nefes almamak için o kadar direndim ki... En sonunda dayanamadım ve bayıldım. 

Daha neler olacak neler.... Arkadaşlar günde en az 3 4 bölüm peş peşe atıyorum. Ne yorum var ne oy... Lütfen üzmeyin beni ama. 

ÜVEY ABİMİN TAKINTISIUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum