Bölüm-18 - Bangkok

En başından başla
                                    

"Ulan nikahlı karına da mı sahip çıkamadın!? Rezillik yemin ediyorum rezillik!"

Babasının sözlerine karşı Emir kendini savunmak için tam ağzını açmıştı ki bu defa Ömer girdi araya.

"Analarınızdan yıllar sonra sert bir darbe yedik sayenizde ahmak herifler!"

Emir bu defa da Ömer'e doğru dönerek konuşmaya çalıştı.

"Ömer ba.."

"Darbe ki ne darbe! Penaltı vuruşu yaptılar resmen!"

Yunus'un sözü ile Emir tekrar konuşmaya çalışmıştı ki bu defa Mehmet girdi araya.

"Anası ayrı dert kızları ayrı dert! Ah Sahra ah! Ulan nikahlı kızı kocasından kaçırmakta nesi!? Ulan topunuz beni imamın kayığına bindirmeye çalışıyorsunuz be!"

Sahra'nın ismini duyması ile Emir tekrar öfkesinin körüklendiğini hissederken bu defa Kenan girdi araya.

"Tövbe de kardeşim. Anaları senaryoyu yazıyor kızları oynuyor. Burada tek suçlu Sahra değil netice de. Biz gafil avlandık."

Diğer erkekler orta yaşlı adamların kendi aralarında durum tespiti yapmalarını şaşkınlıkla izlerken Yusuf girdi araya.

"Kenan haklı! Biz gafil avlandık. Sessiz kalışlarının ardından bir fırtına kopacağını anlamalıydık. Yıllar önce bize yaptıklarının jübilesini yaptılar adeta!

Selçuk karşısındaki orta yaşlı adamların anlam veremediği sözleri karşısında onlara bakarak bakışlarını Ali'nin üzerinde sabitleyerek temkinli bir şekilde konuştu.

"Ali amca." Ali'nin bakışlarının kendisine dönmesi ile sözlerine devam etti. " Anladığım kadarı ile Zeynep'in ortadan kaybolmasında Ayşe teyzelerin de parmağı var. Ve anladığım kadarı ile Emir'in burnunu sürtme amaçlı yapılmış bir plan bu." Selçuk'un sözleri ile Ali ve diğerleri onu başını sallayarak onaylarken Selçuk aldığı onayla devam etti sözlerine. "Ve belliki bu sizin eşlerinizle aranızda uzun yıllardır süre gelen bir çekişme. Şimdi bunları bir kenara bırakıp Zeynep'in nereye gittiğini öğrenmeye çalışsak daha doğru olmaz mı?"

"Zeynep'in nereye gittiğini drğil kardeşim! Sahra ve annemlerin ve onların yardımcısı kızların karımı nereye kaçırdıklarını öğrenmemiz lazım!"

Emir'in öfkeyle sıktığı dişlerinin arasından dökülen sözlerinin ardından Mehmet alayla homurdandı.

"Ayşe teyzen ve tayfasını biraz olsun tanımış olsaydın bu sözleri söylemek yerine biz dört koldan Zeynep ve Sahra'yı arayıp bulalım derdin hafız efendi. Zeynep,Sahra ile bir yola çıktıysa o ikisini aramak samanlıkta ki iğneyi bulmaktan daha zor olacaktır. Ben malımı biliyorum çünkü!"

Mehmet'in sözlerinden sonra diğerlerinin ağzından onu onaylarcasına homurtular dökülürken Selçuk tekrar konuştu.

"Bende onlarla konuşup yerlerini öğrenin demiyorum zaten amirim. Öyle bir şey söylemeyecek kadar eşlerinizi tanıyorum. Ayrıca Zeynep'in yol arkadaşının neler yapa bileceğini de en az sizin kadar iyi biliyorum."

Kayra,Selçuk'un sözlerine alayla gülerek cevap verdi.

"Ablamı iyi tanımışsın diyordum ama tanıyamamışsın be Selçuk abi. O Şeytan Emine'nin torunu! Lakabını ondan aldı. Biz onla aşık atarken o bize pabucumuzu ters giydirir şu an olduğu gibi."

Kayra'nın konuşmasından sonra Selçuk ona muzipçe göz kırparak tekrar konuştu.

"Şeytan ne kadar şeytan olursa olsun yanına geldiğinde pabuçlarını saklayacağı biri elbet vardır!" Selçuk'un sözleri ile herkes anlam veremeyerek ona bakarken o sözlerine devam etti. "Sen ablana Ayaz'ın,Emir'e hediye olsun diye balayı ayarladığını söyleyerek ona ihanete uğramışlığın hissini tattırdın. Eee bu durumda ablan Ayaz'ın bu yaptığını sineye çeker mi?"

İKİ DİLDE AŞK (DAVA  SERİSİ 3) FİNAL OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin