TANITIM

423 55 85
                                    

Güneş gökten varlığını çekip almak üzereydi. Bulutlardaki kızıllık arttığında ateş kıskanırcasına daha da büyümüştü. Küçük bedenler kutsal ateşin etrafında toplandığında Bilge Babanın oturmasını beklemişlerdi. Herkes yerini aldığında oluşan renk değişimleri hepsinin gözlerinden parlayıp daha fazla değişerek birbirilerine karışıyordu.

"Bugün ne anlatacaksın Bilge Baba?" Dedi kızıl saçlı, kahverengi gözlü çocuk.

"Kutsal Ruhu anlatacağım. Shechina'yı." Bilge Baba asasından destek almak isteyerek ucunu toprağa gömdü.

"Medusa." En köşedeki çocuk konuşmuştu. Ancak anlaşılan sesinin duyulmasını beklemiyordu ki gözler ona dönünce dehşete düşmüş gibi gözlerini iyi açmıştı. Diğer çocuklarla yaptığı bakışmalardan bu soruyu sormak için anlaşma yaptıkları açıktı.

"Bize Medusa'nın hikayesini anlatır mısınız efendim? Bizim Prensesimizin de saçları ve vücudu yılandan mı?"

Tüm sesler kesilmişti. Sadece kutsal ateşte kavrulan odunların çatırdaması duyuluyordu. Derin bir iç çekti ihtiyar ve gülümseyerek başını "hayır" anlamında salladı.

"Siz Tanrıça Medusa'nın hikayesini biliyor musunuz?" Senkronize olmuş tüm başlar sağa sola sallandığında yutkunarak başını göğe kaldırdı Bilge Baba.

"Evlenen Tanrı ve Tanrıçadan dünyaya gelen Medusa, kardeşleri arasındaki tek ölümlüydü. Büyüdükçe güzelleşen ve alımlı bir kadın haline gelen Medusa, herkesi kendine hayran bırakıyordu. Tanrılar bile onun güzelliği karşısında büyülenip ona aşık olmuşlardı. Hatta Denizler Tanrısı Poseidon bile..

Bu sırada Medusa kendini sadece Tanrılara hizmet etmek için adamış, Athena Tapınağında hizmetkar olarak yaşamaya başlamıştı. Zaman ilerledikçe Poseidon artık Medusa'ya olan aşkını engelleyemez hale gelmişti. Ve bir gün Athena Tapınağında Medusa'nın yanına giderek onunla zorla birlikte oldu.

Bu durum herkes tarafından duyulduğu gibi Poseidon'un eşi, tapınağın sahibi Athena'nın kulağına gitmesi de uzun sürmedi. Kıskanan Athena ise deliye dönerek cezalandırmak istedi ancak cezayı yalnızca Medusa'ya verdi. Masum olmasına rağmen...

Medusa'nın hayran olunan her yerini bir canavara çevirmeye ant içmişti. Ahenkle dans eden ve herkesi hayran bırakan saçlarını yılanlara dönüştürdü. Korkunç gözleri, sivri dişleri ve pençeleriyle ürkütücü bir canavar haline gelmişti. Ancak bununla da yetinmedi Athena. Onun gözlerine bakan herkes taşa dönüşecekti. Yani bu eşsiz güzellik yerini, artık bakıldığında insanları taş eden bir yaratığa bırakmıştı. Medusa'ya tüm bunları yapan Athena'nın öfkesi dinmedi. Onu ve kardeşlerini sürerek bir süre sonra da öldürttü.

Medusa'yı öldürmesi için Perseus'a güzel atlar, kalkan ve kılıç verdi. Bunları alarak yola çıkan Perseus, Medusa'nın olduğu kente gittiğinde taşlaşmış insanlar ve hayvanlarla karşılaşmıştı. Yaşayan kişilerden onun bir mağarada yaşadığını öğrendi. Medusa ise bahsedilen lanetten farklı olarak insanları korkunç bir şekilde öldürmek yerine, onları öldürmemek için kendini bir mağaraya kapatmıştı. Yani bahsedilen gibi korkunç bir canavar değildi.

Medusa, onu bulup yaklaşarak  öldürmek isteyen Perseus'u fark etti ve onu bakışlarıyla taşa çevirmek istedi. Kendini kalkanla koruyan Perseus bakışlarından kurtulup Medusa'nın başını kesti. Orada can veren Medusa'nın başını alarak Athena'ya götürmek için yola çıkmıştı. Bu sırada Medusa'nın başından damlayan her damla kan yeni bir zehirli yılan türünü oluşturdu. Bu yılanlar ise gelecekteki Medusa'ları seçecek yılanlar olacaktı. Uzun yollar geçerek Athena'ya gelen Perseus, Medusa'nın başını kaldırdı ve ona öldüğünü kanıtladı. Ancak Athena'nın bilmediği bir şey vardı. Medusa ölmese bile bakışlarının laneti hala varlığını sürdürmekteydi. Athena, Medusa'nın gözlerine bakar bakmaz taşa dönüştü ve Medusa ölü bile olsa intikamını almış oldu."

Bilge Baba sustuğunda gökten bir uğultu yükselmişti sanki. Bu, çocukları daha da ürpertirken hemen yanındaki küçük kız söze atıldı.

"Bizim Prensesimizi o yılanlar mı seçti yani Bilge Baba?"

Hepsi heyecanlı, meraklı ve sorgulayıcıydı. Çünkü yarın yaşayacakları o olay bin yılda bir yaşanacak bir olaydı. Kralları, yıllardır sakladığı Prenseslerini halka tanıtacaktı. Ve bu Prenses, 18 yaşına girecek olan Medusa'ydı.

"Bundan 18 yıl önce Prensesimiz doğduğunda büyük gelenek gerçekleştirildi. Kraliyet bebeği ortaya bırakılır ve hayvanlar etrafını sarardı. Aralarından ise sadece bir hayvan bebeği seçer ve ölümüne kadar onun yanında olup, onun özelliklerini almasını sağlardı. Bildiğiniz üzere bu bilinen bir Avira geleneğidir."

"Tıpkı Prenslerimiz gibi değil mi Büyük Baba? Büyük Prensimizi bir Tilki, Küçük Prensimizi ise bir Şahin seçmişti."

Başıyla onayladı Bilge Baba. İki elini asasına yaslayarak başını da ellerine yasladı.

"Hayvanlarının onları hiç yalnız bıraktığını gördünüz mü?" Yeniden tüm başlar sağa ve sola sallanmıştı.

"Tıpkı Prenslerinizin seçildiği gibi Prensesinizde bir hayvan tarafından seçildi. Fakat bu, bu ırkın varlığından itibaren bir ilkti. Onu bir yılan seçmişti. Ve herkes anlamını biliyordu. O Medusa'ydı. Bu yüzden düşmanların bunu bilmesi sakıncalıydı. Kimse bu kadar güçlü düşman istemeyeceği için ve onu öldürecekleri için bu yaşına kadar gizlendi. "

"Siz onu gördünüz mü? Gerçekten o kadar korkunç mu görünüyor?" Başını kaldırarak dikleşti ihtiyar ve gözlerini ona bakan bakışlarda gezdirdi.

"Tarihteki Medusa ile aralarında çok önemli bir fark var çocuklar. O lanetlenmişti. Bizim Prensesimiz ise ödüllendirildi. Ve evet.. Onu gördüm. Sandığınız gibi pençeleri ya da sivri dişleri yok. O çok güzel bir kadın. Yılan saçları ve taşa dönüştüren renkli gözleri sadece öldürmek istediği zaman ortaya çıkıyor. Vücudu ise bir yılan gibi değil. O, yenilmez güçleri olan harika bir savaşçı sadece."

Gözlerindeki rahatlama dışarıdan anlaşılabilecek kadardı. Hepsi, yarın bir yaratık görmeyecekleri için mutlu bile sayılırdı.

"Peki ya yarından sonra? Onun varlığını duyanla ona zarar vermek isterse?" Dudaklarını alaycı bir şekilde kıvırarak başını göğe kaldırıp sonra karşıya dikti Bilge Baba. Parlayan simsiyah saçlardan onun orada olup kendilerini dinlediğini anlamıştı. Gördüğü parlaklığın gözleri olduğunu düşünerek mırıldandı. Bu kısık sesi bile duyacağına emindi.

"Öyleyse onlar için üzülmeliyiz. Çünkü Medusa hiçbirini canlı bırakmayacaktır."

~Yakında~

MEDUSA Where stories live. Discover now