1-Operasyon

17 2 0
                                    


-Operasyon için emirlerinizi bekliyorum yüzbaşım.

Bir solukluk süre tanıdı kendine Kenan. 10 askerini Reşko Tepesindeki Uludoruk Buzul'unda neden ölüme gönderdiğini kendine bir kere daha hatırlatarak derin bir nefes aldı.

-Giriş için izin verildi.

Önünde artık 3 dakika 40 saniyelik bir süre vardı. Bekleyecek, temiz mesajını alacak ve sonra operasyonu tamamlayacaktı. Bütün bunların hepsi tam 5 ay önce başladığında Kenan yalnızca bir rütbeliydi. Kendisini böylesi bir görevde bulması hepi topu 10 günde olmuştu.

5 Ay önce

-Yüzbaşım bir kadın geldi.

-E ne istiyorsun oğlum. Köy muhtarı mıyım ben?

Kenan köy karakolunda çayını içerken erlerden birinin acil durum girişiyle gerilmişti. Yüksekova'da acil olmayan bir durum mümkün değildi hali hazırda. Bir terörle mücadele ekibinin operasyonunu telsizinden takip ediyor, bu duruma destek istenilip istenmeyeceğini bilmiyordu.

-Bir ihbarı varmış. Şiwan Rejik'le ilgili olduğunu söyledi.

Kenan kendini masasında aniden doğrulmuş buldu, aynı anda kadını içeri alması gerektiği işaretini de vermişti. Şiwan Suriye'den Dizge'den Çukurca'ya giriş yaptığında izi kaybedilen çok önemli bir örgüt üyesiydi. Buralarda rütbeli pek çok kişi kendisini tanır onu yakalamayı düşünürken Kenan onunla hiç karşılaşmayacağına emindi. Bir ailesi olmadığını, kaçak sigara adı altında uyuşturucu taşıdığını, Suriye'den Türkiye'ye insan ticareti yapmaya köprü olduğunu elbette biliyordu. Ancak o yalnızca bulunduğu bölgede görev süresini tamamlayıp Ankara'ya dönmeyi planlıyordu. Elbette onun yaşında başkente dönmek çok zordu, elbette doğuda bunca karmaşa varken dönüş yolu çok açık olamazdı. Elbette sınırdışı operasyonlar çıkacaktı. Askerliğin şanındandır derler...

İçeriye başında kırmızı yazmasıyla bir kadın girdiğinde yüzünün de bir kısmı kapalı olduğu için kimlerden olduğunu seçememişti Kenan. Güllüce Köyünde nüfus yıllarca 1000 kişi civarında seyir etmiş. Yaşayan ailelerin çoğu birbirini tanıyarak yaşamış. Kenan tam 2 yıldır burada görev yaptığı için köyün geniş ailelerini ve ileri gelenlerini büyük ölçüde tanımıştı.

-Gel kardeşim kimlerdensin?

Kadın arkasında bekleyen erin çıkmasını istercesine huzursuzlandı. Yüzbaşı bir hareketle kendisini gönderdi.

-Komutanım kimlerden olduğumu demesem ben.

Yüzünü saklamak ister hali saçlarının zülüf kısımlarını özellikle gözlerine getirmesi yazmasıyla ağzını burnunu saklaması Kenan'ı iyiden sıkıntıya sokuyordu. Bahsi geçen ismin önemli olduğunu bildiği için ilk etapta kadının kim olduğunu sorgulamaktan vazgeçti. Güvenini kazanacağı anı beklemeye başladı.

-Tamam otur soluklan.

Kadın gösterilen koltuğa ucundan iliştiğinde gözlerini yerden kaldırmadan mırıldanmaya başladı.

-Bombalar gelecek. Çok kişi öldürecekler.

Kenan iyiden meraklanmış ama kadını bölmek istememişti.

-Ama iş bomba değil. Yoldan adam götürecekler.

Artık müdahale etmesi gerekiyordu.

-Biraz sakin. Tane tane lütfen yüzüme bakarak anlat.

O zaman kadın gözlerini diktiği yerden ağır ağır kaldırdı. Siyah zülüfleri gözüne girse de yemyeşil gözlerinin parlaklığını örtmemişti. Kırmızı yazmasının ucu burnundan aşağıya doğru kaydı. Ancak buna engel olmadı. Komutan onu tanımazdı. Köydeki herkes komutanı, doktoru, öğretmeni tanırdı çünkü onlar bir taneydi. Ama onların hiçbiri kadınları tanımazdı. Köyde örf bunu gerektiriyordu.

Kenan dikkatlice yüzüne baktı kızın, yaşının çok da büyük olmadığına kanaat getirdi. 20 sinde var yok bir genç kız vardı karşısında ve çok önemli bir suçluyu ihbar ediyordu.

-Gece geldiler, dedemin traktörünü aldılar. Uludoruk'a çıkacaklar. Bir yerden sonra yayan devam edeceklermiş. Hepsini duydum. Penceremin altında konuştular. Uludoruk'ta bir mağara, mağarada bombalar hazırlayacaklar. Malzemeleri Şiwan getirecek. Yavaş yavaş dedi diğer adama, her gün birazını. Kışın kimse uğramaz buzuldur oralar. Barınırız dedi.

Tek solukta anlattıkları çok önemli bilgilerdi. Kızın yüzünün tamamı açıkta olmasa da gözleri cesaretle parıldıyordu. Kenan bu kızı sahiden tanımıyordu.

-Kim senin deden?

-Ayvazdır dedem. Ayvaz Emmi derler.

Ayvaz Emmi'yi biliyordu. Ama torununu bilmiyordu işte.

-Neden verdi traktörü?

Kız sinirlenmişti, ellerini yüzünden çekip yazmasının yüzünü açığa çıkarmasına müsaade etti.

-Sence izin mi alıyorlar komutan?

Kenan kızın yüzüne karşı onu kışkırttığı için mahcup olmuştu. Ama bir yandan da bu cesaret hoşuna gitmişti.

-Peki, planın tamamını duydun mu?

Kız geldiğinden beri ilk defa çekindiğini belirtir gibi oldu. Burnu kırıştı, gözleri yeniden yere dikildi.

-Annemi alacaklarını söyledi. Dedeme bu olanlardan birine bahsederse annemi alacaklarmış. Annem âmâ benim görmez. Benden haberleri yok. Köyde dolanmam pek ama annemi herkes bilir. Şiwan gelmiş önden dolaşmış köyü. Her bişeyi öğrenmiş. Annemi de öğrenmiş. Anneme kimse ilişmez benim görmediğinden kimse de onu görmez. Yetimim diye dedem beni koymaz dışarı.

Kenan klasik bir örgüt işiyle karşı karşıya kaldığını anlamıştı. Kızı daha fazla korkutmak istemiyordu.

-Adın yok mu senin?

Gözlerini yeniden kendisine dikmesine sebep o soruyla dikkatini kendisine vermişti kız.

-Zeyno, Zeynep yani. Köyde Zeyno derler.

Şimdi

20 saniye kaldığında artık sayamayacağını düşünüyordu Kenan. İçeriye gönderdiği 10 askerini düşündü. 5 aydır sıkı bir operasyon yürüttükleri için onları bu duruma kendisiyle birlikte nasıl hazırladığını. Sonra Zeyno'yu... O günden sonra sürekli gördüğü Zeyno'yu. Algıda Seçicilik... Algıda seçiciliği etkileyen dış etmenler; uyarıcının şiddeti, aşırı zıtlık, hareketlilik, süreklilik, tekrar, alışılmışın dışındaki uyarıcılar ve tanışıklıktır. İç etmenlerse; beklenti, ilgi, gereksinim ve inançtır. Kenan için dış etmenler ne kadar etkili bilinmese de beklenti oldukça önemli bir iç etmendi. 2 yıl sonra köyde dikkatini verebildiği yegâne kişi Zeyno. Operasyonun sebebi Zeyno. Kaçırılan Zeyno!

Son 3 saniye..

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 04, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Başka Bir YolWhere stories live. Discover now