su

2.5K 280 125
                                    

"Öyle biri işte, severim ben Sunghoon'u."

Felix, elindeki kahvelerle masaya otururken Hyunjin ve Jeongin onaylayarak kahveleri aldılar.

Kafe bugün bayağı sakindi, haliyle Felix arkadaşlarının yiyecek ve içeceklerini ayarlarken Sunghoon'dan bahsedebilmişti.

Changbin zaten günlerdir Sunghoon'u eşinden ve yeğeninden dinliyordu.

"Hwan da sırf gururuna sevmiyor çocuğu yani." Jeongin kahvesini içip ağzına kek attı. "Minho ağabey bunu duyduğunda kafasını kırar bak."

"Bırak kırsın, kızımı üzüyor it." Hyunjin kaşlarını çatarken Jeongin ona gülmüştü.

"Dayısı burada."

"Ya, poposuna bir sürü şaplak yedi dayısından." Felix yanına oturan eşine gülerken Changbin omuz silkti.

"Hak ediyor edepsiz."

"Bunlar hep kavga dövüş mü ya?"

"Oynaşıp duruyorlar ya, bazen beni görmezden geliyorlar." Felix gülümseyerek anlatırken bir an gözleri parıl parıl olmuştu. "Bir kere ben markete gitmiştim tamam mı? Geldiğimde ikisi koltuğa uzanmış, beraber yatıyorlardı. Hwan göğsüne yatmış Changbin'in, bak yine aklıma geldi. Tanrım, bayılacağım!"

Changbin eşine gülerek bakıp yaklaşmış, yanağını öpmüştü. "Güzelim benim."

"Changbin bu akşam yine öyle uzanın koltuğa, sizi izlemeye bayılıyorum." Changbin onaylarken Hyunjin arkasına yaslanıp kolunu eşinin arkasına attı.

"Bak, ne kadar tatlılar? Ne olurdu bizim de çocuğumuz olsa?"

"Diyene bak diyene! Sen değil miydin; Jeongin çocuğumuz olmasın, Jeongin bakamayız, Jeongin her sene gezmek istiyorum ben, Jeongin hastanelerde mi sürünsün çocuk, diyen? Döverim seni bak."

Jeongin suratını asarken Hyunjin eşini göğsüne çekip çocuk gibi sarıldı. "Hala öyle düşünüyorum. Çocuğumuz olsaydı, Seungmin ve diğerleri bizden çok bakardı. Minho büyüttü üçünü de burada, bıcır bıcır."

"35 yaşımdayım bak, hala geç değil." Jeongin dudak büzerken Hyunjin onun dudağını öptü. "Geç oldu artık, en az on yaşında biriyle ilgilenmemiz lazım." Jeongin onaylarken eşinin göğsüne yaslandı iyice.

"O zaman bir daha çocuk mevzusunu açma  içinde kaldı gibi hissediyorum ve çok üzülüyorum."

Hyunjin onun başını öperek yanaklarını okşarken kafeye koşturarak girenlerde göz gezdirdiler.

"Amca! Amca! Hwan beni mıncıklıyor imdat!"

"Koşma, düşeceksin bak." Hyunjin yeğenini sağlam kolundan yakalayıp kendine çektiğinde Hwan nefes nefese ellerini dizlerine yasladı.

"Gel buraya, hak ediyorsun. Kim o çocuk?"

"Kimse kimse! Amca ya, yemin ederim arkadaşım." Sunoo Hyunjin'in arkasından konuşurken Hwan doğruldu.

"Madem arkadaşın ne işi var yüzünün dibinde?"

"Gözüme kirpiğim kaçmıştı diyorum!" Sunoo sızlanırken Changbin yeğeninin önüne geçip onun küçüğüne gitmesini engellemişti.

"Hop, dur orada. Okuldan buraya koştunuz mu?"

"Hayır. Dayı çekilir misin?"

Jeongin kaşlarını çatarak yeğenine ve Hwan'a göz gezdirdi.

"İlk kıskançlık kriziniz bu mu?" Hwan onaylarken Sunoo kaşlarını çattı. "Hayır, iki!" derken eliyle iki yapmıştı.

"Ay! durun bir soluklanın. Çocuk kan ter içinde kalmış bak, Sunoo limonata ister misin? Hwan dayının yanına, Sunoo'nun uzağına otur." Felix sandalyeden kalkıp yerine Hwan'ı oturtmuş, Sunoo da amcalarının arasına oturunca iki gence de limonata yapmaya gitmişti.

kaçak damatlar⁴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin