Harry ile birlikteliklerinin ilk yılı harika geçmişti. Hafta sonları yapılan küçük kaçamaklar, dışarıda geçirilen güzel vakitler, gece yaşanan tutkulu dakikalar... Hepsi mükemmeldi ve ilk yıllarını kutladıları göl kenarında Louis ona bakarken geleceğini bu adamda gördüğüne çoktan karar vermişti. O geceden sonra da evlilik teklifini ve düğünlerini planlamaya başladı.

Sırf bu iki şeyi kabataslak planlaması bile günlerini almıştı. Organizatör olmanın faydaları ile her şeyi en ince ayrıntısına kadar ayarladığında ilk önce evlilik teklifiyle harekete geçti.

Evlilik teklifinin başlangıcı onu gördüğü ilk yerde, kaza yaptıkları o köprüde başlıyordu. Her yeri mumlarla süslemiş, kavisli köprünün tepesine masa kurmuştu. Güzel bir akşam yemeği yedikten sonra onunla gece sohbet ettikleri göl kenarına gitmişlerdi.

O akşam her şeyden habersiz olan Harry bütün bu olup bitenleri bir an bile sorgulamamıştı. Her şeyi sadece onu mutlu etmek için yaptığını düşünüyordu. Çünkü Louis ona hep böyle sürprizler yapardı ama Louis'nin planı apayrıydı.

Liam'ın ailesinden izin alıp banliyönün anahtarlarını da almıştı Louis. Gölün kenarında bir süre oturduktan sonra onu banliyöye götürüp salonda dans etmiş, ardından yukarı çıkıp ilk defa öpüştükleri ve ilk kez uyudukları o odaya çıkmışlardı.

Louis, ayarladığı plaktan o gece söyledikleri iki şarkıyı çaldığında Harry bütün bunlarla mest olmuş bir şekilde ona yaklaşıp yüzünü kavramıştı ve "Biraz eskileri yâd edelim." dedikten sonra onun dudaklarına kapanmıştı. Küçük bir teşekkür etmişti bu hareketiyle.

O güzel akşamı Liam ve Zayn'in düğünü boyunca kaldıkları odada tamamlamışlardı. Harry odaya girip her köşesinde yaşadıkları anıları gözünde canlandırırken Louis arkasında diz çökmüş yüzük kutusunu tutuyordu.

Yüzük aynı Harry'nin rüyasında gördüğü gibiydi. Geniş bir gümüşün üstünden daha kısa bir şerit  geçiyordu ve o çıkıntının üstünde 'söz' yazıyordu.

Harry bu güzel sürprizden dolayı mutluluktan dolan gözleriyle Louis'ye döndüğünde onu öyle, diz çökmüş yüzük tutarken görünce bir an gerçekten yaşadığını bile unutmuştu. Gözleri bu sefer şaşkınlıkla açılmıştı. Konuşmak istedi, beynine komut verdi ama kelimeler bir türlü dudaklarının arasından çıkamıyordu. Tam anlamıyla şok olmak ne o zaman öğrenmişti işte. Öyle ki Louis'nin, heyecandan titreyen elleriyle sorduğu soruya kadar bırakın ses çıkarmayı nefes dahi alamamıştı.

"Benimle defalarca evlenir misin Harry?"

O an Harry yaşların bir bir intihar ettiği gözleriyle ona sarılıp ayağa kaldırdı ve art arda söyledi. "Evet... evet, evet, evet.. Tanrım! Evet Louis seninle evlenirim!" Büyük bir coşkuyla kelimeleri birbiri arkasına dizdikten sonra sarılan vücutlarını birbirinden ayırıp dudaklarını birleştirdi.

İkisinin dudakları yaşadıkları sevinçle dans ederken Harry'nin yanaklarını ıslatan sadece kendi göz yaşları değildi. Louis de mutluluktan ağlıyordu.

İşte o gece karşılıklı uzanıp birbirlerinin gözlerine baktıkları tek kişilik yatakta Louis söylediği 'defalarca' kelimesini açıklamıştı.

"Harry sana en güzel düğün bizimki olacak demiştim hatırlıyor musun?" Harry onun yanaklarını okşayıp onayladı. "Hatırlıyorum sevgilim, noldu ki?"

Louis onun yastığa dağılmış buklelerini sevip yüzündeki sırıtmayla devam etti. "Hah işte ben aslında onu biraz yanlış söylemişim. En güzel düğün bizimkiler olacak demeliymişim."

Wedding Organization//Larry StylinsonWhere stories live. Discover now