Hükümran | Özel Bölüm

55.6K 5K 12.8K
                                    


Herkese selam!
Heyecanla beklediğiniz Aybars'ın anlatımından özel bölümü nihayet getirdim. İlk defa onu dinleyecek ve hislerini bir nebze anlayacaksınız. Bu bölüm normal bir bölümümüzden çok daha kısa ancak geçiştirmeden, anlayarak ve hissederek okumanızı rica ediyorum. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar! 🖤

Cem Karaca - Ömrüm
Cem Yıldız & Zeynep Yıldız - Teslim

Bir zamanlar uzaktan bakıp küçümsediğim hayatın tam ortasındayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Bir zamanlar uzaktan bakıp küçümsediğim hayatın tam ortasındayım.

O sırrı ruhumda bir yara gibi taşıdığım günden beri, onlarca kalabalığın içinde yapayalnızım.

Yılların omuzlarıma bıraktığı ağrılarla dönüp geriye baktığımda gördüm; yapmam dediğim ne varsa yapmışım, düşmem dediğim her çukura düşmüşüm, söylemem dediğim her söz dökülmüş dudaklarımdan, bıçak olup saplanmış yüreklere ve kan olup akmış sırtlardan.

Sadece farkına varmamışım.

Ama o sabah ya da o gece kendimle yüzleştiğimde, artık büyüdüğümü anladım.

Doğduğum günden bugüne kadar tattığım bütün mutluluklar, kahkahalar, acılar, kayıplar, hüzünler ve ölümler... Yirmi yedi yıllık bir ömre sığdırdığım tüm anılar, elimde tuttuğum büyük fotoğraf albümünün içindeydi. Zaman öyle hızlı, öyle acımasız ve öyle riyakârdı ki, her şeyden geriye kalan tek bir karenin içinden sana gülümser, tek gücün kendisinde olduğunu gösterirdi.

Mutlu bir çocukluk yaşamanın temel kuralı, seni seven bir anne ve babaya sahip olmaktı. Ben her ikisine de sahiptim. Annem sevgi dolu bir kadın, babam ise dağ gibi bir adamdı. Doğup büyüdüğüm o büyük evden neşe, kahkaha ve mutluluk hiç eksik olmazdı. Annem ve babamın kavga ettikleri anlar nadir sayılırdı. Annem bir erkeği nasıl idare edeceğini bilen kadınlardandı, babam ise ona dört evlat vermiş bir kadını başında gezdirecek kadar vefakâr bir adamdı.

Biz dört kardeştik ama hiçbirimiz, birimizin diğerinden daha çok sevildiğini hissetmemiştik.

Abim Savaş, en büyüğümüzdü. Annemin onunla ilgili hüzünlü bir hikayesi vardı. Evliliğinin ilk yılında ve gencecik yaşında onu doğururken ölümden dönmüştü. Annem, doktorların bu sebepten ona bir daha hamile kalmayı yasakladığını anlatırdı. Eğer bir kez daha doğum yapmaya kalkarsa bünyesi bunu kaldıramazmış. Savaş abim sekiz yaşına basana dek, koca bir evde tek çocuk olarak yaşamanın tadını çıkarmış. Annemse doktorları hem dinlemiş, hem de dinlememiş. Zaman içinde başka doktorlara gitmiş ve bir çocuk daha doğurabilmek için çareler aramış. Günün birinde yeniden hamile kaldığında babam çok korktuğunu, Kartal dünyaya geldiğinde annemi kaybedeceği düşüncesiyle dokuz ay boyunca kahrolduğunu söyler dururdu. Ama korkulan olmamış ve annem, sağlıklı bir şekilde Kartal'ı da kucağına almış. Üç yıl sonra da ben doğmuşum. Annem benden sonra başka bir çocuk istemediğini söylerdi. Ben sekiz yaşındayken Renan'a hamile kalması, hepimiz için büyük bir sürprizdi.

HÜKÜMRAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin