6

314 37 7
                                    

4 ve 5.bölüm aynı gün içinde yayımlandı o yüzden bildirimler karışmış olabilir, doğal olarak bağlantılı olduğu için o bölümleri okumanızı tavsiye ederim. Ayrıca bayadır bölüm atmadığım için umarım beni unutmamışsınızdır kjsdfnsjf

TW// Cinsellik, mommy kink 

Minho gördüğü garip rüyalardan sonra okula gelmişti ve şimdi daha arkadaşları gelmediği için tek başına kantinde oturuyordu. Felix olmadığı için kendine kahve almak zorunda kalmıştı, Hyunjin olsa onun kekini çalardı ama ne yazık ki saat daha 8 bile olmamıştı ve etrafta sadece sabah dersine gelen ölü gibi gezen öğrenciler vardı.

Minho sinirle zaten soğumuş su gibi olan kahveyi dikti. Kahve dışında her şeye benziyordu. Şekerli su gibiydi hatta.

Kantinde etrafa baktındı cidden gelen öğrencilerin hepsi ölü gibi geziyordu. Bir kişi dışında, geçen gün tanıştığı Chan adındaki kişi dışında. Parlak gülümsemesi bu saatler için çok fazlaydı.

Chan kafasını çevirip ona doğru döndü ve tek başına oturan çocuğu fark etti. Minho ya el salladı ve hızlıca yanına geldi.

"Merhaba Minho nasılsın?"
Chan yanına otururken söyledi.

"İyiyim siz nasılsınız?"

Chan gülmeye başladı.
"Rahat ol hyung diyebilirsin, sabah sabah burada ne yapıyorsun? Sizinkiler yok ortada"

"Tamamdır Hyung, gece uyuyamadım da sonra da evden attım kendimi"

"Hımm dinlemek isterim ama 10 dakika sonra dersim başlıyor, numaramı vereyim sonrasında konuşalım "

"Olur Hyung"

Minho telefonunu çıkarmış ve söylenen numarayı tuşlayıp çaldırmıştı. Chan da kafasını sallamış ve derse gitmek için uzaklaşmıştı.

Minho arkasından bakarken o tarafa doğru giden bir beden daha gördü. Jisung dersliklerin olduğu yöne doğru yayıla yayıla gidiyordu.

kıyafet tanımı artı görseli

Minho aklına gelen fikirle çantasını kaptı ve o tarafa doğru yürümeye başlamıştı.

"Hey " Jisung un yanına gelirken seslendi.

Jisung onu fark edince gözleri büyüdü ve kafasını çevirip daha hızlı yürümeye başladı.

"JİSUNG KAÇMASANA"

"BIRAK PEŞİMİ BE "

Minho koştu ve Jisung u kolundan yakaladı.

"İki saniye sakin kalır mısın ?"

Jisung kolunu kurtardı ve tamamen Minho ya döndü.

"Hızlı konuş"
Minho iç çekti.
"Böyle ayakta nasıl anlatayım, neden sana kahve ısmarlamama izin vermiyorsun daha düzgün bir konuşma olur."
"Hayır sağol" Jisung kolunu kurtarmış ve ortamı koşarak terk etmişti. Minho şaşkınlık içinde kaldı. Bugün ne olursa olsun Jisung ile konuşacaktı, pes etmek tarzı değildi.

......................

Jisung tuvalet kapısından kafasını çıkardı ve etrafına bakındı. Etrafta çok az kişi vardı ve Minho orada olan kişilerden biri değildi. Rahat bir nefes verdi ve sınıfa doğru temkinli adımlarla ilerdi. 

Minho sabah onu bulup konuşmaya çalıştığında Jisung kendini kötü hissetmişti. Evet Minho'yu beğenmişti ama şu an onunla konuşmayı isteyip istemediğinden emin değildi.  Duygularından emin olmak istiyordu, ikisi de birbirlerini olduğu gibi kabul etmeliydi ama buna hazır olup olmadığını bilmiyordu.

Uygulama sınıfına geldiğinde oh çekti. Sınıfı en üst katta olduğu için kimse yoktu. En azından kısa bir süreliğine Minho dan uzak durabilirdi. Uzak durmalıydı hatta, kendi zarar görmek istemiyorsa.

Kapıyı kapadı ve aynadaki yansımasına baktı, kaç gündür makyaj yapmıyordu? aynadaki yansımasını görmek istemediğini fark etti ve kafasını çevirdi. Kapıdan gelen kilit sesi ile kafasını kapıya çevirdi. 

Kapıyı kapatan kişiyi görünce içinden küfür etti. Minho  kapıya yaslanmış kollarını bağlamış gevşek gevşek sırıtıyordu. Jisung bu seferde kurtulursam tavuk kesip bizimkilere yedireyim de sevap olsun diye düşündü. Hiç kurtulabilecekmiş gibi durmuyordu, bir kere Minho'nun libidosu çok yüksekti, doğal olarak Jisung karşı karşıya gelince içinden baygınlık geçirip dışarı yansıtmıyordu.

"Yakaladın" Minho sırıtarak söyledi.

"Tüh bende tam pratik yapacaktım hahah" Jisung gergince kapıya ilerledi ve açması için Minho ya baktı.

"Dersin olmadığını biliyorum Hyunjin Jeonginden aldı"

"Hainler bir gül yüze yapılır mı bu, tamam yakışıklı ama" Jisung kendi kendine söyledi.

"Hyunjin'i yakışıklı buluyorsun yani?" Minho tek kaşını kaldırıp söyledi.

"Hımm sence de değil mi?"  Jisung kafasını sallayarak söyledi. Açıkça konuşma iyi yere gitmiyordu çünkü Jisung onu sinirlendirdiğinin farkındaydı ama istemeden yapmıştı.

"Eh sanırım bana yakışıklı yerine güzel demeni tercih ederim"

"Dersem çıkmama izin verecek misin?"

"Düşünürüz, yeteri kadar iyi dersen olabilir."

Jisung aklına gelen fikirle sırıttı.

"Peki... sen zaten herkesten daha güzelsin annecim " 


Jisung'un ağızından çıkan sözlerden sonra Minho donup kalmıştı. Yüzünde ifade akışı yoktu, bütün kan akışı farklı bir tarafa doğruydu zaten.

Jisung alay etmek için söylediği cümlenin Minho'nun ne kadar hoşuna gittiğini fark etti. Anahtara ulaşmak için Minho'nun eline doğru elini uzatmıştı ve o yöndeki şişkinliği görünce yutkundu. Bu sefer sıçtım diye düşündü. 

"Yeteri kadar etkileyiciydi ama maalesef " 

Minho elini Jisung'un ensesine attı ve kendine doğru çekti. İkisinin de kalbi deli gibi hızlı atıyordu ve Minho en başından beri onunla konuşmaya çalışmasının nedenini bile unutmuştu. Aklındaki tek şey Jisung'un dudaklarıydı.

Jisung bu yakınlığın aklını karıştıracağını biliyordu ama yine de çekilmedi. Çekilse bile Minho buradan çıkmadığı sürece ona geri gelecek gibiydi zaten.

Yüzleri birbirlerine çok yakındı ve ikisi de birbirinin nefesini hissedebiliyordu. Ortamdaki cinsel gerginlik çok yüksekti ama ikisi de ilk hareketi kimin yapağını bekliyordu. 

Minho  hareket etti ve dudaklarını birleştirdi. Saniyeler içinde karşılığını almıştı.

Birbirine çarpan dudaklar öpüşmeyi derinleştirirken bedenleri birbirine yaslandı. Jisung elini kaldırdı ve Minho'nun yüzüne koydu.  Minho'nun eli karşısındaki bedenin beline gitmiş ve sıkıca sarmıştı.

Minho dudaklarını ayırdı ve Jisung'un boynuna doğru eğildi, bu hareketi yaparken aynı anda Jisung u bacaklaından tuttuğu gibi kucağına almıştı.

Bir anda kendini havada bulan Jisung küçük bir çığlık attı ve koala gibi Minho ya yapıştı. 

"Düşücez şimdi " Jisung kısık bir sesle söyledi. Zaten aralarında boşluk olmadığı için Minho'nun duyacağından emindi.

"Korkma annecik düşmene izin vermez." 

Minho Jisung'un kulağına fısıldadı ve kucağındaki bedeni iyice kucağına yerleşmesi için tekrar zıplattı.

Jisung kısık sesle inledi ve içinden küfür etti. Bu durum hiç iyi yerlere gitmiyordu. Minho'nun ellerini bacaklarından yukarıya doğru kaydırdığını hissetti. 

Minho cinsel çekimi hissediyordu ancak sadece onu değil duyguda hissetmek istedi. Sadece şehvet duygusu ile yaşadığı bir çok öpüşme olmuştu, bu sefer başka duygularında kırıntıları vardı. 

Dudakları tekrar buluştu ama belki de Minho'nun bir anda gelen duygusallığının karşılığı olarak öpücük yavaşlamış ve yumuşaklaşmıştı. Jisung herhangi bir dominatlığı alma derdinde değildi ve yumuşak bir öpücük onu şaşırttı. Beş saniye önce şehvet içinde öpüşürken şimdi öyle bir öpüme değildi. Minho onu sanki aşıkmış gibi öpüyordu. Jisung bu öpücük ile eridiğini hissetti. Minho büyük ihtimalle öyle hissetmiyordu ama Jisung olayın başında akışına bırakmaya karar vermişti.

Nefessiz kalınca Jisung geri çekildi.

"Neden buna evde devam etmiyoruz, annecim."

............................

Bundan sonra bölümler cuma günleri düzenli olarak gelecektir. vote ve yorum yapmayı unutmayııııın 





yourwarmth.com /MinsungWhere stories live. Discover now