57

19.4K 651 109
                                    

"Beğendin mi bebeğim?" hayatında ilk defa fast food yemekte olan kızıma dönüp Safir'in varlığına rağmen gülen gözlerimle konuşmaya çalışırken Alçin elindeki patates cipsini küçük dudaklarının arasına alıp beni yavaşça başıyla onayladı. Onayıyla birlikte kocaman gülümsediğimdeyse gözlerini biraz ilerimizde oturan Safir'e çevirip ona saniyelik bir bakış attıktan sonra çekindiğini gösterircesine hızla tekrar bana doğru döndü.

Bu kızın senden çıktığına inanamıyorum. Şu asalete bak. Bir kızına bakıyorum bir sana hanginiz 23 yaşında karar veremiyorum.

Kes Firdevs ortam zaten gergin.

Senden ötürü. Benden ötürü mü? Senden ötürü!

O ne be öyle?

Offf... Ada'yı özledim ben sen hiçbir bok bilmiyorsun Varsa yoksa sikiş sokuş.

Git o zaman Ada'na.

Olmaz. Efkan'la mutlu o mutsuz edemiyorum onu.

Mutsuzluktan mı besleniyorsun sen?

Yeni mi anladın?

"Başka vay mı?" Firdevs'le olan saçma sapan muhabbetim Alçin'in konuşmasıyla birlikte aniden sonlanırken gözlerimi hızlıca kızıma çevirdim. Elinde bitmiş patates cipsi paketini tutarak bana bakmakta olduğunu gördüğümdeyse hızlıca önüme döndüm ve çoktan patatesimi bitirmiş olduğumu fark ederek dudaklarımı büzdüm.

"Benim ki de bitmiş güzelim. Yarın alırım sana olur mu?" Alçin'i üzmek bu hayatta isteyeceğim en son şey olduğu için ona hafifçe gülümseyip gönlünü alacak bir açıklama yaparken Alçin beni başıyla onayladı.

"Bunu alabilirsin kıvırcık." patates cipsinden ümidini kesmiş kızım hamburgerine dönüp hamburgerini yemeye başlayacakken oturduğu yerden kalkıp kızımın yanına gelen Safir elindeki patatesleri Alçin'in kucağındaki tepsiye bıraktı. Alçin bir önüne koyulan patateslere bir Safir'e baktıktan sonra da tekrar bana doğru dönüp kirpiklerini bir kaç kere kırpıştırdı. Sanırım benden izin istemeye çalışıyordu.

"Yemek istiyorsan alabilirsin aşkım." Alçin'e beklediğini sandığım onayı vermek için konuşup vereceği tepkiyi beklerken Alçin patateslere bir süre daha düz bir şekilde baktı. Ardından da patatesin kutusunu minik elleriyle kavrayıp Safir'e uzattı.

"Sen ye. Anne bana aycak." dünyanın en güzel kızının dudaklarından dünyanın belki de en güzel kelimesi büyük bir tatlılıkla dökülürken kaçınılmaz sonumun geldiğini anlayarak gözlerimi yavaşça Safir'e doğru çevirdim. Safir'e döner dönmez onun önce şaşkınlıkla açılan ardından da öfkeyle koyulaşan gözlerini fark edip sertçe yutkundum.

"Anne?" Safir, Alçin yerine sorusunu doğrudan bana yöneltirken ona buraya gelmeden önce verdiği sözü hatırlatmaya çalışırcasına gözlerimle Alçin'i işaret ettim. Bunun üzerine Safir gözlerini benden kızıma doğru çevirdi ve kirpikleriyle safir rengi gözlerini örterek bir kaç saniye boyunca öylece durdu. En sonunda ise sakinleşmiş bir şekilde gözlerini aralayıp tamamen Alçin'e dönük bir şekilde hafifçe gülümsedi.

"Ben yemeyeceğim zaten. Sen ye annen yarın da alır sana." kızımın elindeki patatesleri alan Safir tekrar kutuyu Alçin'in tepsisine bırakırken Alçin bir süre kararsızlıkla Safir'e baktı ancak patatesi utandığından daha çok istemiş olacak ki bir süre sonra gözlerini patateslerden çekip elleriyle patatesleri alarak ağzına tıkmaya başladı. Büyük bir sessizlik eşliğinde patateslerini bitirdikten sonra ise hamburgerini tepsinin kenarına itip gözlerini yavaşça bana çevirdi.

"Onu sevmedim. Yeymicem." hamburgerden haz etmediğini daha tadını aldığı ilk an anladığım kızım huysuz bir şekilde konuşup yüzüme dudaklarını büzerek bakarken eğilip hızlı bir şekilde dudaklarımı yanağına bastırıp başımla onu onayladım. Hemen sonrasında da kızımı kucağıma çekip ıslak mendille ağzını ve ellerini temizleyerek başını göğüslerime gömmesini sağladım. Alçin ait olduğu yere gömülüp bir eliyle alışkanlığı gereği geceliğimin üstünden göğüs ucumu kavrayarak oynamaya başladığındaysa gözlerimi yavaşça Safir'e doğru çevirdim.

"Birazdan uyur." Safir'in ne düşündüğünü tam olarak kestiremediğimden olabilecek en kısa açıklamayı yapıp kızımın saçlarıyla oynamaya başladım. Yaklaşık on beş dakika o şekilde durduktan sonra Alçin'in iyice uykuyu daldığını fark ettiğimdeyse yavaşça kucağımdaki kızımla ayaklanıp salondan çıktım ve onu odamdaki yatağın ortasına bırakarak tekrar salona döndüm.

"Kardeşin olduğunu söylemiştin!" salona girer girmez Safir oturduğu yerden kalkıp tüm heybetiyle karşıma dikilerek sert ama düşük tondaki sesiyle bana çıkışırken gözlerimi yavaşça kapatıp bir kaç derin nefes aldıktan sonra yavaşça açtım.

"Ben kimseye kızımın kardeşim olduğunu söylemedim. Siz neye inanmak istiyorsanız ona inandınız. Hepiniz ama hepiniz Alçin'e kızım dediğim halde kardeşim olduğunu düşündünüz. Arkadaşlarım, sözde akrabalarım hatta siz bile! Siz bile kızımla ilgili attığım mesajı görmenize rağmen onun kardeşim olduğunu düşündünüz!" Alçin'i kimseye kardeşim olarak tanıtmadığım için onu kardeşim sanan herkese duyduğum öfkeyi Safir'den çıkarırken Safir bana sert bir şekilde bakıp gözlerini hızla devirdi. "Kardeşin sananlara o benim kızım diyebilirdin öyle değil mi?!"

"Diyemezdim. Kolay mı sanıyorsunuz? Yirmi üç yaşındayım. Sadece yirmi üç. Bu kız benim kızım desem sen bunu ne ara yaptın demeyecekler mi? Açıklaması kolay mı?" yıllardır içten içe vicdan azabını çektiğim konuyla Safir'in zorlamasıyla yüzleştiğim için gözlerim hızla dolarken Safir kafasını yavaşça iki yana sallayıp benden bir adım uzaklaştı.

"O mu dedi sana git hayat kadınlığı yap diye?! Bir bok yemişsen bunun sorumluluğunu kendin alacaksın kızına aldırtmayacaksın! Yok öyle bir dünya! Her haltı tek başınıza yiyip çocuklarınıza yediğiniz haltların sorumluluğunu yükleyemezsiniz!" sesinin tonuna dikkat etmeye çalışmasına rağmen yükselmesini engelleyemeyen Safir öfkeden yanan gözleriyle yüzüme bakarken gözümden damlayan bir damla yaş eşliğinde elimi havaya kaldırıp aniden onun yüzüne geçirdim. Safir'e vurmamla birlikte Safir hiç sarsılmadan karşımda durmaya deva ettiğindeyse elimin acısıyla yüzümü buruşturup gözlerimi acıyla onun gözlerine diktim.

"Sakın! Sakın anneliğimi yargılamaya kalkma. Ben onun için her şeyimden vazgeçtim. Canımdan vazgeçtim, geleceğimden vazgeçtim, gençliğimden vazgeçtim, kendi kalbimden vazgeçtim ben onun için! Yaşadıklarımın bedelini ona ödettiğimi sakın söyleme!" duyduğum cümlelerin ağırlığını kaldıramadığım için tüm öfkemle bağırıp Alçin'i uyanabileceğini bile umursamadan konuşurken Safir yüzüme alayla bakıp sinir bozucu bir kahkaha attı.

"Annelik mi? Anne misin sen? Kızını ayda yılda bir ziyaret ederek, başkalarıyla sevişmeni engelliyor diye evine gelmesine bile üzülerek anne olduğunu mu sanıyorsun sen? O kız için sokaktaki köpekten farkın yok senin!" tüm acımasızlığıyla nedenini bile bilmediğim öfkesini benden çıkarmak adına konuşan Safir kalbimin paramparça olmasını sağlarken elimin tersiyle yanaklarımı ıslatan göz yaşlarımı silip başımı şiddetle iki yana salladım.

"Defol evimden! Defol." bir gün biri bana Safir'i evinden kovacıksın dese götümle gülecek bir insanken şimdi hiç tereddüt etmeden Safir'e kapının yerini gösterirken Safir yüzüme aynı alaylı ifadeyle bakıp sinir bozucu bir şekilde gülümseyerek göstermekte olduğum kapıya gitti. Kapıyı açtıktan sonra da çıkıp gitmeden hemen önce yere yığılıp hıçkıra hıçkıra ağlamam neden olacak o cümleyi kurdu.

"Bedenini sattığın için değil ama kızını yalnız bıraktığın için gözümde gerçek bir fahişeden daha fazlası değilsin artık!"

Je te veux +18 (Texting)Where stories live. Discover now