12. Bölüm (Malum soru.)

Beginne am Anfang
                                    

Cani yanıyor muydu acaba? Elimi karnına koyduğumda beni daha çok sarmaladı.

Bir süre geçtikten sonra sessizliği bozarak "Daha iyi misin?" diye sordum.

Kolumu sıvazlayarak "Sen yanımda olduğun sürece iyiyim." dedi. Gözlerimi kapatıp ona sıkıca sarıldım.

"Bu hastalığının bir ilacı, tedavisi yok mu?"

"Var." dediğinde "Niye kullanmıyorsun?" diye sordum. Sorumun cevabını merakla bekliyordum.

"Kullanıyorum zaten." Cevabı beni oldukça şaşırttı.

"Kullanıyorsan neden bu haldesin?"

Ben de ne çok soru soruyormuşum ya...

"O ilaçlar bir işe yaramıyor. Benim ilacım sensin." dedi saçlarıma bir buse kondurup.

"Doğru ya ben mafyanın ilacı'yım." dediğimde gülmüştü.

•••

Ne kadar geçti bilmiyorum ama çok uzun bir süredir birlikte uzanıyorduk. Kafamı kaldırıp Emir'e baktığımda gözleri kapalıydı. Büyük ihtimal uyuyordu. Kolumu karnından çekip, belimdeki elini yavaşça yatağa koydum. Yataktan kalkmaya çalıştığımda koluma sarılan elle yeniden Emir'in göğsünde yerimi aldım.

Uyumuyor muydu bu ya?

Başımı kaldırdığımda bir çift siyah gözle karşılaştım. Hafif gülümseyip "Niye uyandın?" dedim.

Sorum cevapsız kalıp "Nereye gidiyordun?" diye sordu.

Kendisi soruya soruyla karşılık vererek benim sorumu geçiştiriyordu.

"Valizler odanın ortasında duruyor. Gidip düzenleyeceğim."

"Sen yorma kendini güzelim. Hatice yapar." dedi. Şuan gözlerimi devirmek istedim ama pek başaramadığım için vazgeçtim.

"Eşyalarıma istediğim an ulaşmak istiyorum. O yüzden ben yaparım."

Tamam diyerek yataktan kalkıp dudağıma bir buse kondurdu. Ayağa kalkınca "Nereye?" dedim.

"İşim var." dediğinde kaşlarımı çatarak sahte bir gülümsemeyle "Müstakbel karına da o işinin ne olduğunu söyler misin?" dedim.

O da sahte gülümsemeyle "Müstakbel karım, o işin adı iş." dedi. Sohbeti uzatmamak için daha fazla konuşmadım. Gitsin bakalım 'işine'.

Kapıdan çıkıp Emir'in odasına girdim. Yani odamıza.

Giyinme odasına girdiğimde Emir'in eşyalarının olmadığını gördüm. Diğer kapıyı açıp içeri girdiğimde eşyalarının burda olduğunu gördüm. Derin bir nefes alıp valizleri yavaşça giyinme odasına taşıdım.

Dört saat sonra kıyafetleri, ayakkabıları ve çantalarımı yerleştirmiştim. Şah eserime bakıp gülümsedim. Giyinme odasından çıkıp makyaj masasının önüne geldim. Sırada makyaj malzemeleri ve aksesuarlar vardı. Banyo için olan malzemeleri alıp banyoya yerleştirdikten sonra her şey hazırdı. Eşyalarımın içinden yeni alıp da giyinmediklerim ve kullanmadığım kıyafetler vardı. Yenileri Bengüye vermeyi düşünüyordum.

Kendimi yüz üstü yatağa attığımda, bedenimdeki tüm ağırlıkların gittiğini hissettim. Yorgunluğumla baş-başa kalmışken kapı iki kez tıklatıldı. "Gel." dediğimde sırt üstü uzanıp gelenin kim olduğuna baktım.

Sessiz itirafWo Geschichten leben. Entdecke jetzt