Alfa Uzaylı

6 0 1
                                    


Evrenin Kuzeytacı üstkümesinde Duwan-f galaksisinde Hasterz-f yıldızının İstanus-f gezegeninde yaşayan Hass adı verilen genç uzaylı milletler vardı. Bunlar; 8 kollu, etkileşimli molekül beyinli, dönerek hareket eden, ışığı moleküllerden üreten, evrenin hangi bölümüne gittiler ise oranın milletlerinin şeklini alan, onların dilini konuşan, onların kültürüne adapte olan savaşçı bir ulus idiler. Bu hale gelmeleri, eski bir alfa olan liderleri Hark denen savaşçı kralın sayesinde idi.

Hass ulusu artık güçlerinin doruğuna ulaşırlar. Hass adını kendilerine verdikleri vakit sayıları 1milyarı bulmuştu. Bunlar tarihlerinin 10001. Yılında evrenin çoban boşluğunu geçmeyi başardılar.

Bu boşlukta önce su katmanı, sonra gaz, sonra da atom katmanını geçtikten sonra her biri böcek şekline dönüşmüş kadim bir uzaylı tür tarafından yollarının kapatıldığını geç de olsa anladılar Bu rastlanılan kadim uzaylılar, her bir sesin bir cümleye denk geldiği bir dil konuşmakta idiler. Bu ufak böceksi yapılar, ortak hareket edebiliyorlar, toplanıp ayrılabiliyorlardı. Sayıları on milyarları buluyordu. Bunlara Alpas deniliyordu. Dışarıya kapalı, evreni hiç merak etmeyen, tüketici olan bu Alpas'lar ile Hass'lar arasında savaş 53 yıl kadar sürdü. Hass milleti tamamen esir edildiler. Alpas'ların ise sayıları 1000'lere kadar düşmüştü. Tüm esirleri öldürülürken, Alfa Hass olan Hark, katledilmesiyle uğursuzluk getirmemesi için öldürülmedi ve evrenin çok uzak köşesine sürgün edilmesi kararlaştırıldı.

Uzun bir uykudan uyanan Hark, kendini Samanyolu Galaksisinde hareket eden bir uzay modülünde buldu. Arık ulusunu kaybetmişi çoğalma umudu kalmamış, yalnız ve mağlup olmuş bir lider idi. Geri dönüşü de bulamayacağını biliyordu. Galaksiler arası en az 1000 yıl yolculuk ettiği için de genç ömrü tükenmişti.

Kendisinden beklenen yaşamın olduğu bir gezegeni hissedip orada son ömrünü tamamlaması idi. Hisleri çok kuvvetli idi. Kendisine verilen uzay modülünün kontrolünü sağlaması için bir kitapçık bırakılmıştı. Bir alfanın dış müdahale ile öldürülmesi uzay dengelerinde bir dalgalanma yapacağına inanılıyordu. Açlık da bu tip bir öldürülmeye dahildi. Aç olarak ölmemesi için uzay kapsülleri bırakılmıştı araca. Kapsüller alfanın vücudundaki eksiklikleri algılayıp kendileri bedeni şeffafça geçip içine giriyor onu besliyorlardı. Sayıları binlerce idi. Ömrünü bu uzay aracında tüketmesi, şansı ve yeteneği olursa bir yaşam gezegeni bulup orada yaşlılıktan ölmesi gerekiyordu. Sürgünün amacı bu idi.

Uzay modülü, evrenin en muazzam şekli olan küre şeklinde idi. Dönüyor, ışık hızına yakın yol alıyor, ışık saçıyordu. Genişliği bizim dünya ölçülerinde 30 x 100 metre kadardı. İçinde modüler moleküler aygıtlar vardı. Zihinle kontrol edilebiliyordu.

Alfa her geçtiği galakside şekil değiştirdi. Samanyolu galaksisinde insana benzemeye başladı. Zekası sayesinde iki kol, iki ayaklı yapıya dönüştükçe uzay aracını bu şekle daha çok girdiği yöne çevirdi. Kendi vücuduna bakarak dünyayı buldu. Dünyaya yaklaştıkça şekli insanlaşıyor, moleküler beyninde kelimeler ve cümleler beliriyordu. Dünyaya giren uzay aracında yaşı 70'lere gelmiş bir inan vardı artık.

Dünya atmosferi, bu kadar geçilen mesafelerden başkaydı. Özel bir kuşak tarafından kuşatılmıştı. Radyasyon yüklü moleküller, uzay aracını sallamaya başladı. Bu aracın kesinlikle suya inmemesi gerektiği kitapçıkta yazıyordu. Oysa bu gezegenin çoğu sudan oluşuyordu.

Yer çekimi ve su arasında bir denge kurulamayınca araç, sürtünmenin de etkisiyle havada yavaşlamaya ve irtifa kaybetmeye başladı. Dünyanın merkez karalar bölgesinde Anadolu'nun İzmir ilinde Bozdağ denen bir yere düştü. Fazla hasar görmemişti ama kalkması için de tamire ihtiyaç vardı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 22, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Alfa UzaylıWhere stories live. Discover now