11. BOLUM

1.1K 37 5
                                    

Gecikti kusura bakmayın. Ygs oğrencisiyim. Pek parlak puanlar almadim. Moral baya kotuydu. Anca yazabildim. Keyifli okumalar :)

11. Bolum

Kafam allak bullak olmuşken adımlarımı hızlandırdım. Ahmet amca ve Emir? Yanyana ve iş konuşuyorlar. Aklım o kadar karışmıştı ki hakkında konuştukları kızı bile daha sonra hatırlamıştım. Bir kız için trilyonlar mı harcamıştı Emir? Kimdi bu kız? İçimi saran kıskançlık ve öfkeyle direk sınıfa gittim. Kantine inseydim öfkeden kızarmış olan yüzümü görüp bir sürü şey sorarlardı. Şimdi onları cekemezdim.

Çantamı sıraya atıp cam kenarına oturdum. Bakışlarımı camdan dışarı yönelttigimde Emiri elleri cebinde okul binasına doğru yürürken gördüm. İcimdeki öfke biraz daha büyüdu. Benden bir şeyler saklıyordu. Hem Ahmet amca ile olan isini hemde şu adını bilmedigim ama ugruna trilyonlar saçtığı kızı...

Bir iki dakika sonra zilin çalmasıyla sınıf dolmaya başladı. İçeri kol kola gezen kızlar girdi , itişerek erkekler girdi , Hande ve Koray da girdi. Ve tahmin ettiginiz gibi hocadan sonra da Emir girdi.

Hocadan izin bile almadan gelip yanıma oturdu. Ben ondan yana bakmadan hocanın dedikleri not alırken o da telefonuyla uğraşıyordu. Meraktan çatlasam da bakmadım. Umursamıyormuş gibi yaptım.

Aslında içimdeki öfkenin birazıda kendimeydi. Emiri neredeyse hiç tanımıyordum ama icime biran da öyle bir işlemişti ki uzak duramıyordum. Bir aydır tanıdığım biriyle sevgili olmuş , öpüşmüş ve onunla uyumuştum bile. Tamam belki kaybedecek hicbir seyim yoktu ama bu kadar hızlı olmak korkutuyordu.

Hem sabah beni öptükten sonra kurduğu o cümle tüylerimi diken diken ediyordu.

'İlerde pancara dönersin.'

Kastettigi sey , sey miydi? Benim icin her zaman imkansız görünen o seyi umarım ima etmemiştir. Korkudan ve utançtan her seyi mahvederdim. Ahh!!

Not tutmayı bırakıp kafamı sıraya gömdüm. Daha sabah sabah bu kadar seye şahit olmuşken kimbilir beni daha neler bekliyordu. Gözlerimi yumdum. Babamı hayal ettim. Onunla şakalaşmalarımı , kahkalarımı...

O kadar özlemiştim ki çıkışta mezarlığa gitmeye karar verdim. Hatta beklememe gerek bile yoktu. Şu ders bitsin çıkıp gidecektim. Bu kafayla ders dinleyemezdim bile.

Hocanın zilin çalmasıyla sınıftan çıkmasıyla bende ayaklandım.

Emire dönüp "Ben çıkıyorum. Girmeyeceğim derslere işim var." dedim.

"Nereye gidiyorsun? Ne işin var?"

"Var işte!"

Daha fazla oyalanmadan sınıftan çıktım. Arkamda ki haraketlenmeden Emirin de pesimden geldigini anlamam uzun sürmedi. Okul bahcesinden de çıkıp minibus duragına doğru yöneldim.

Beni duraksatan da Emirin eli oldu.

"Ne yaptığını zannediyorsun? Elini kolunu sallayıp nereye gidiyorsun?"

Kolumu hızla çekip "Ya sanane! Gidiyorum işte! İsim var" dedim. Bu tavrım onu daha da sinirlendirmişti. Kurtardığım kolumu tekrar tutup sarstı beni.

"Saçmalamayı kes! Ne demek sanane?! Ben sana dün demedim mi sana hesapta sorarım karışırımda! Beni delirtme Feriha!"

"Ehh delirirsen delir! Umrumda değil! Karısma bana! Kimse karışmasın! İstemiyorum kimseyi yanımda, git!"

Şaşkınlığından yararlanıp kolumu kurtarıcakken iyice kavradı kolumu ve "Sana nereye gittigini sordum?" dedi.

Ya sabır!!

Para Avcısı 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin