bir ✨

389 19 8
                                    


"Sonra birden birisi hayatımıza giriveriyor. Onun sahip olduğu bir şey, belki kokusu, belki dokunuşu, belki zekası, belki aldırmazlığı, belki kötülüğü içimizdeki boşluğun bütün girinti çıkıntılarını dolduruyor."

• • •

Kendisine ait olmayan küçük odanın içinde volta atıyor, hala saatler önce içinde hiçbir duygu kırıntısı beslemediği, istemediği bir adamla evlendiği düşüncesine inandıramıyordu aklını Fatoş.

Hem daha bir gün bile katlanamıyordu bu evliliğe daha da uzarsa ne yapardı? Ellerini saçlarının arasından geçirdi gergince. Sanki bütün hayalleri birkaç gün içinde ellerinden çekip alınmış sonra da bu zindan gibi odaya hapsedilmişti.

Kafasının içinde yığınla düşünce varken o gözlerini kapattı ve biraz olsun sakinleşebilmek için en çok ihtiyaç duyduğu kişiyi düşündü: ilk aşkını. Boz'un yüzü zihninde belirdiğinde dudaklarına istemsizce bir gülümseme yerleşti.

Oysa şimdi kalbinde, aklında yer edinmiş adamla evlenebilirdi. Düşüncesi bile yaşadığı şu cehennem hayatını bir anlığına da olsa cennete çeviriyordu.

Kapının sesiyle irkilerek düşüncelerinden sıyrılırken hala ayakta olduğunu fark etti. İçeri giren adamın yüzündeki alaycı ifadeyi görmeye tahammül edemeyeceğini bildiği için kollarını göğsünde bağlayarak arkasını duvara döndü.

"Ne o oturmak için izin almayı mı bekliyorsun?" kulaklarına dolan sesle sinirli bir nefes verirken bu adamın iğneleyici, her cümlesi alay kokan sözlerine nasıl dayanacağını düşündü genç kadın.

Onun sessizliğine genişçe sırıttı adam. Elindeki anahtarı kapı kilidine sokarken cümlesini tamamladı. "İzin veriyorum oturabilirsin"

Fatoş duyduğu kilit sesiyle arkasını dönmüş ve adamın elinde tuttuğu anahtarla kapıyı kilitlediğini anlamıştı. Şaşkınlıkla büyüttüğü gözlerini adama dikti önce sonra kendisinden tamamen zıt bir ifadeye sahip adama doğru yürüdü hızla.

"Ne yapıyorsun sen? Ver şunu!" öfkeli gözleri adamın elindeki anahtara kaydı. Bir gayretle ayak uçlarında yükselerek uzanmaya çalıştı ama adamın değil eline dokunabilmek, kollarına bile ulaşamamıştı.

Kadının bu gayretlerinin sonuç vermeyişini büyük bir zevkle izliyordu adam, tek eğlenen o olsa da. Sonunda Fatoş nefes nefese kaldığında geri çekilerek başını bu durumdan fazlasıyla hoşnut olan adamın yüzüne kaldırdı.

"Neco uğraşma benimle aç şu kapıyı" anahtarı ondan alamayacağını anlayarak pes etmiş, son bir seçenek olarak onu ikna etmeye çalışıyordu.

Birkaç adımla onun yanına yaklaştı adam "Elimde değil ki Fatoş"
Bu sefer gözlerini kadının yeşil gözlerine dikti ve onun nefesini yüzünde hissedecek kadar yaklaştı. "Sana dokunmak istiyorum, senin de bana dokunmanı"

Karşısındaki bedenin inip kalkan göğüsüyle suratına çarpan nefesinin hızlanması adamı daha da keyiflendirmişti. Şuan sadece birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. Biraz daha, biraz daha yakınlaşsalar dudakları arasında hiç mesafe kalmayacaktı.

Sertçe yutkundu Fatoş. Gözlerini adamın gözlerinden ayırmadan daha aşağıya inmemesi için büyük bir çaba sarf ediyordu. Aralarındaki yakınlığın daha da uzamasını engellemek için avuçlarını onun göğüsüne koyarak sertçe itti. "Çekil!"

Aralarındaki mesafenin uzamasını fırsat bilerek hızla uzaklaştırdı kendini ondan. Kendini toparladıktan sonra elinin işaret parmağını sırıtarak ona bakan adama doğru salladı.

"Bir daha bana yaklaşırsan, mahvederim seni Neco anladın mı?" her şeyi bilerek yaptığının farkındaydı, bilerek üstüne gidiyordu, onu zor durumda bırakıyordu.

"Hı hı" dedi Neco umursamaz bir tavırla bu kadar eğlence yetmişti ona. Bu boş tehditler savuran kızla uğraşamayacak kadar yorgundu.

"Ha bu arada istersen yanıma yatabilirsin" üstündeki siyah tişörtten kurtulurken kızın arkasını dönmesine güldü. "İstemezsen" dedi parmaklarıyla yeri işaret ederken "Yerde yat". Yatağın üstündeki ince örtüyü kaldırıp yatmadan önce arkası dönük kıza baktı.

Fatoş başını ellerinin arasına aldı. Buradan hemen kurtulmazsa ya cinnet geçirir ya da intihar ederdi. Arkasında yatan adam güzel bir uyku çekerken o tüm gece boyunca iç sesiyle cebelleşecekti.

07|17|21

UNUT | NecFatWhere stories live. Discover now