8

23.1K 962 202
                                    

Uyandığımda karnımda hissettiğim kolla yerimde biraz kıpırdansam da esmer ve kaslı olan bu kolun Emrah babama ait olduğunu anlayınca gülümseyerek yüzüne baktım.

Hafif aralık dolgun dudakları ve ara ara çatılan kaşlarıyla huzursuz bir uykunun ortasında olduğunu anladığımdan dolayı hemen kendimi ona doğru çevirerek boynuna sarılmıştım.

Bu hareketimle kendi kendine biraz mırıldanıp burnunu boynuma gömse de uyumaya devam etti.

Dün olanlar bir bir beynimde dönerken ikisine de ne kadar zorluk yaşattığımı düşünüp sıkıntıyla nefes vermiştim.

Kendimi şu an sanki dün yaşanmamış gibi güzel hissederken Emrah babamın huzursuz uykusundan onların benim tam tersi durumda olduğunu anlıyordum.

Aklıma gelmişken Sefa babam neredeydi ki?

Son kez yanımdaki bedene sarılıp saçlarını öperek ayaklandım. Üzerimdeki katlanmış ve ne ara giydiğimi bilmediğim mavi pofidik pijamamı düzelterek kapıya doğru adımlamıştım.

Emrah babamın uyanmaması için yavaşça aralayıp odadan çıkınca önce banyoda yüzümü yıkayıp ardından da mutfağa doğru ilerledim.

Hem babamın orada olduğunu düşünüyordum hem de gerçekten acıkmıştım artık. Dün hastalığımdan dolayı bayılınca bir şey yemediğim için karnımdan acayip acayip sesler geliyordu.

Mutfağın kapısından girdiğimde tezgaha yaslanmış babamı görmemle mutlulukla gülümsemiştim.

Beni gördüğünde yudumladığı kahvesini tezgaha koyup gelmem için kollarını açtı. Onun talimatına uyarak hızla ilerleyip kaslı kollarının arasına girerek beni sarmasını sağladım.

"Nasıl hissediyorsun kendini bebeğim" derken sesi endişeli ve bir o kadar da şefkatli çıkmıştı.

"Çok iyiyim babacığım sanki hiç hastalanmamış gibi hissediyorum kendimi" dediğimde saçımı şefkatle öptü.

"Çok sevindim kuzum benim. Hadi otur da sana bir şeyler hazırlayayım" dediğinde kafamı sallayarak boynunu öpüp sandalyeye yerleşmiştim.

"Emrah babam çok huzursuz uyuyordu endişelendim" diyerek dudağımı büktüğümde yanıma gelip büzülmüş dudağıma bir öpücük kondurup kalbimin bir kuş gibi pır pır kanatlanmasına neden olmuştu.

"Gece uyuyamadı o pek, ondandır bebeğim merak etme"

"Benim yüzünden uyuyamadı değil mi?" Diye hüzünle sorduğumda saçımı karıştırmıştı.

"Senin yüzünden değil sana bakmak için"

"Ne farkı var ki? Benim yüzümden uykusuz kaldı işte"

Söylediklerimden sonra dudağımı bükerek ağlama moduna girmişken yaptığı tostu makineye koyup önümde diz çöktü. Bir eli elimi sararken diğeriyle de dudaklarımı okşuyordu.

"Bebeğim senin için bir şeyler yapmak bize zor gelmiyor ve gelmeyecek. Seninle ilgilenmeyi seviyoruz" demişti.

"Ama" diyip devam edecekken dudaklarımı örten dudaklarla susmak zorunda kalmıştım.

Önce diliyle alt dudağımı okşamış ardından da dişlerinin arasına almıştı. Bu hareketiyle inlerken şefkatle emmeye başladığında onu taklit ederek üst dudağını yakalamaya çalışmıştım.

Nefeslerimiz birbirine karışırken elini belime atıp yerinde doğrularak kucağına aldı beni. Sandalyeye oturup elini kalçama atarak dudaklarını ayırıp bu sefer az öncekinin aksine sert bir biçimde öpmüştü.

İMZA / DADDYKINK / [BxBxB] Where stories live. Discover now