Önsöz

71 4 1
                                    

Alemin nasıl ahire erdiğini bilir misin?

[Evet] [hayır]


"Kehanete inanır mısın?"

"Affınıza sığınıyorum, majesteleri. Ben hurafelere inanmam."

"Ne kadar üzücü. Hurafeler oldukça muhteşemdir. Hurafeler kişinin yaşamına canlılık katar."

Etraf sessizdi.

Beş bin kişilik kalabalık iki kişi arasındaki konuşmayı sessizce dinliyordu.

Bir tarafta göz alıcı güzel bir kadın ayakta duruyordu. Her ne kadar kendisi bu şehri yöneten soylu olsa da, aynı zamanda bu kuşatmanın kaybeden tarafı da kendisiydi.

Diğer tarafta karanlık bir adam oturuyordu. Siyah bir pelerinin içinde ve benzer bir şekilde siyah kıyafetler giyinmiş olan adam sadece karanlık bir adam olarak tanımlanabilirdi. Tuhaf bir şekilde bir çiçeğin yapraklarını koparıyordu. Gül, yaprak yaprak kopartılmış ve meşum bir his vererek yere düşmüştü.

"Daha önce teslim olma şansın olmuştu."

"Doğru söylüyorsunuz."

"Dört kez."

Adam konuştu.

"Dört kez, sana teslim olma şansı veren bir elçi gönderdim. Her nasılsa, sen her gelen elçinin boğazını kestin ve cesedini geri gönderdin. Olay bu raddeye geldikten sonra hadi dürüst olalım. Senin o güzel başını gövdenden ayırıp bir mızrakta sergilemeyi arzuluyorum.

Adam umursamazca mırıldandı. Bu konuşmayı dışarıdan birinin bakış açısıyla dinleseydiniz, adamın son cümlesini söyleme şekli kulağa aynı havanın ne kadar güzel olduğuyla ilgili yorum yapıyormuş gibi gelirdi.

Buna rağmen, eğer hafifçe bile gözünüzü yana kaydırsanız bu hissin ne kadar yanlış olduğunu öğrenirdiniz. Goblinlerden orklara ve son olarak da ogre'lara, bu kalıplı canavarlar adamı en ufak bir aralık bile bırakmadan koruyorlardı. Adam emir verse bu canavarlar burada toplanmış olan beş bin insanı anında katledebilirlerdi.

'....Böylesine normal görünen bir adamın bu kadar göz korkutan bir güç yayması..'

Soylu kadının yapabileceği tek şey yutkunmaktı. Vatandaşların hayatlarını koruma sorumluluğu onun omuzlarındaydı.

'Boynumu bir mızrağa geçirmeyi arzu etmek. Gerçeği mi söylüyor yoksa beni tehdit mi ediyor. Ya da belki de sadece beni test ediyor....'

Christiane Louise Von Volfusbrook.

Imparatorluğun, 'Kuzeyin İncisi' olarak bilinen kadın kahramanı.

Şeytan Lordunun ordusunda bir isyan başlattı. Imparatorluk şeytanlar tarafından işgal edileli altı ay kadar olmuştu ve hala canavarlar tarafından yönetilmeyi sindiremeyen insanlar vardı. Bu devrimin oldukça büyük bir ihtimalle başarılı olacağı düşünülüyordu.

Ama christiane'ın önündeki adam herkesten önce harekete geçti.

Günler içerisinde diğer şehirler ile aralarındaki bağlantı kesildi, ikmal güzergahları yağmalandı ve kaleleri ele geçirildi. Christiane sonunda kendine gelebildiğinde şehri çoktan dört ay içinde düşmüştü.

'Demek bu bir Şeytan Lordu.'

Christiane Louise Von Volfusbrook sertçe dudaklarını ısırdı.


Tüm şeytanları yöneten 72'nin bir üyesi.

Sahte simya ve tüm konuşma sanatlarını idare eden lord.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 11, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Dungeon Defense-ÇeviriWhere stories live. Discover now