"ee hocam cezamızı söyleyin de gidek, para mı istiyorsunuz ne?" diyen dorukla kendime gelirken bizim gibi telefonuna bakan müdür doruğa kapıyı göstererek " toplantı varmış, okul başkanı seni yanında istiyor hadi git sonra cezanı vericem" demesiyle doruk sırıtırken ulaş göz kırpıp " Amk ne ballısın bugünde yırttın" dedi.

Ee yuh ama müdür'ü ne zaman takıcak acaba?
Doruk çıktığında hoca hepimize tek tek göz gezdirip "Yalçın müdürünle konuştum cezan okulda vericekmiş tek bildiğim maçın yarın olacak kalan yarısına katılamıcaksın seyir-" derken gülen ulaşa öfkeyle Yalçın " hocam ben girmezsem takımımız biter yedek oyuncuda yok" dediğinde istemsizce heyecanlanmıştım oldum olası maça bir sempatim vardı.
Mahallede pek Yalçın'a yansıtmasamda elime verseler saatlerce topu sektirebilridim.

"Yalçıncım sen olsanda olmasanda biz zaten iyi hazırlanmıştık, sende artık bizim kalan maçlara seyirci olursun" of ulaş hiç ayarın yok.
Yalçın ulaşın yakasına yapıştığında müdür yardımcısı ikisini ayırarak küfreden Yalçını odadan çıkarmıştı.
Köşede aynı ben gibi seyirci olan sercan ne zaman geldiğini anlamasamda koltuğumun başında oturarak " ulaşta çok gaza getiriyor" derken kafa sallayıp "ay evet biraz abarttı, ama izlemek güzel" dememle Sercan koluma bir tane geçirip " kız düşünsene elimizde de bir kola çiğdem" dediğinde gülerken bunu kesen müdür oldu.
"Allah aşkına siz naapıyorsunuz?" demesiyle Sercan koltuk başından inmiş ikimizde ciddi bir hal almıştık.

"her ey gelelim size, ulaş sen basketbol sahasını, Sercan ve balımda yanyana olan voleybol ve futbol sahasını yarın için temizliyor... Şimdilik ailenize haber vermiyorum ama bir daha olmasın" derken aklına bişey gelmiş gibi eline aldığı kağıtları tekrar yere bırakıp " ilk sınavlarınızın hepsi 95 üzerinden hesaplanacak - 5 puan veriyorum, çıkın şimdi" dediğinde ağzım açık kalırken Sercan yerinde tepinip "ama hocam mesela matematikten zaten topu topu beş alıyordum oda olmazsa napayım 0 mı olsun" derken hoca istemeden de olsa anlık gülüp " evladım çalış sende on al bu sefer geri beş olsun" dediğinde Sercan biraz düşünür gibi yapıp " çok mantıklı" dedi.

"hocam neden onlar iki kişi ben tek kişi temizliyorum, Sercan  oraları tek yapar balım benle yapsın" yine ulaş ve itirazları başladı.
"çocuğum sadece yer olarak ikisi aynı yerde ama aslında tekler, uzatma çık" demesiyle hepimiz hızla odadan ayrılırken koridorda bana dönen gözleri umursamamaya çalıştım.

Ece merdivenden inerken bir anda ulaşın koluna yapıştı.
"basketbol alanını temizleyecekmişsin, tırnaklarımı daha dün yaptırdım yoksa emin ol yardım ederdim, tatlım istersen yanında durabilirim" totlom yonondo dorobolorom, ay sen çok biliyon.
Ulaş ecenin kolunu geriye itip " senin yanımda durmanın bana yardımı yok, darlamada bi git ece kalbini kırmayayım" ulaş baya sert çıkmıştı.
Ece anlık bozulsada hemen kendini toparlayıp saçlarını geriye atarak indiği merdiveni kıvırta kıvırta geri çıktı.

"neden bu kadar kabasın" diyip yüz buruşturuken ulaş göz devirip bana bakmadan " çok konuşmada sen işine bak parsı ayart" dediğinde açık havanın yüzüme çarpması tokat gibi gelmişti, parsı ayart ne kadar itici bir kelime.

Ulaş bir anda bileğimden tutup önden giden sercana bakarak sessizce " zaten pars paşazademiz seni kucağında bile taşıdı yakında belliki tongaya düşer... Ama bak sakın bir daha ne o sana dokunsun nede sen ona bu kadar yakın ol, ha aşık olmayı hiç düşünme bile kandırır seni safsın sen" dedi ve gitti.

"TERBİYE YOKSUNU" öfkeyle arkasından bağırsamda ulaş umursamadan giderken dolan gözlerimle yerimde tepindim, yok balım ağlama sakın, sırası değil.

💨💨💨💨💨💨💨💨

Dün bütün akşam odama kapanıp kulaklığımla müzik dinleyerek olanları düşünmüştüm.
Başta ulaşın dediğine hayır diyemediğim için çok ama çok pişmanlık duyuyordum, hele hele dün dedikleri insanın gururunu belki en fazla bu kadar kırardı.

Şimdi okula gelmiş hiç bişey yok gibi maçın başlamasını bekliyordum. O kadar erken gelmiştim ki bu sefer ilk ders olacak olan maça en önden yer kapmıştım.
Yavaş yavaş dolan insanların arasında bomboş bakan gözlerim duyduğum seslerle kendine gelmişti.

"Yalçın Amk bir kız için tartışma çıkaracak zamanmıydı? Elemelerden kalıcaz ilk defa"

"bak uğur sinirliyim uğraşma benle o zaman çık az sende güzel oyna hepiniz bana bel bağlamışsınız"

"yalço knk onla bu birmi bizim için ne kadar önemli maç biliyorsun"

"acar önemli demi, bak hep sen ön plandasın diyordun al işte sıra sende kaptanda sensin kendini göster, siktirin gidip oynayın başımda bir saat caz yaptınız"

"lan o kadar kolaymı takımın en iyi oyuncusu yerine bir sünepeyi aldık, yedek Ahmet hani şu top oynayamayan" diye arkadan biri bağırırken yalçının yüzündeki çökmüşlüğe baktım.
Suçu yoktu ama benim yüzümden şuan herkesten laf yiyordu.

Daha fazla dayanamazdım, hızla yerimden kalkıp hocalarının yanına giderek durumu anlattım.
Hocaya maç başlamadan bilmem kaçıncı ısrarımı ederken en sonunda hoca "tamam bir on dakika deneyelim ama dediğin gibi iyi değilsen hemen çıkarırım ona göre" dedi.
Sevinçle yerimde zıplarken elime arkasında 7 yazan bir forma verip tek kaşı kalkık bir şekilde " bu yalçının forması üç senedir 7 yi kullanıyor ona hep uğur getirdi umarım sanada öyle olur, formaya iyi sahip çık" dediğinde kafa sallayarak hızla kadın soyunma odasına girip üstümü değiştirdim.

Beli neredeyse düşecek gibi olduğundan lastikli şortu bir iki kez kıvırmıştım.
Geldiğim yoldan çıkarken kız erkek hepsi bana şaşkınca bakarak peşime takılmıştı.. Belliki bir kızı formalı görüp maç yapacağı düşüncesi bile onları merağa sokmuş olsa gerek.

Merdivenden sahanın oraya çıkıp girişte saçımı bağlarken bütün herkesin gözü tamamen bana dönmüş yalçının grup çatık kaşlarla ulaşların grupta gülüşerek bakıyordu.

SERSERİ (ulba) Where stories live. Discover now