Strong

102 15 215
                                    

İyi okumalarrr




Kafede hep beraber oturup yarınki grup buluşması için plan yapıyorduk.

"Herkes saat 12'de benim eve gelsin. Öğle yemeği yeriz çıkarız." dedi Liam.

"Olur, bana uyar."

"Peki."

"Herkes için uygunsa benim için de uygundur." dedim.

Sohbet edip gülüşüyorduk. Herkes vardı. Joe bile vardı. Louis Joe'ya alışıyordu. Yavaş yavaş da olsa alışıyordu.

Niall ve Ash de aralarında anlamadığım dilde garip şifrelerle bir şey konuşuyorlardı.

"Bence 3"

"Kesinlikle 2"

"Ama emin miyiz o şeyin o olduğundan?"

"Ben kesinlikle eminim. Bu kadar planlama..."

Ash ve Niall gerçekten iyi bir çift olmuşlardı. Diğer çiftler gibi -biz de dahil- her saniye öpüşüp yiyişmiyorlardı. Onlar gülüşüp eğleniyorlardı.

Taylor ve Joe da birbirlerine soğuk davranıyorlardı ama ikisi de birbirlerinin ağızlarına düşmek için zor duruyorlardı.

"Ee dersler nasıldı bugün sizin?" diye sordu Liam.

Bizim sınıftan bahsediyordu.

"Bok gibiydi." dedi Shawn. "Sırf ailemle araları iyi olsun diye iyi davranıyorum Fransızca öğretmenine. Neymiş aile dostuymuş. Iyy"

"Harry ve Joe şanslı tabii. Harry 4 yıl yaşadı Fransa'da değil mi? Joe sen ne kadar yaşadın?" dedi Ed sütünü içerken.

"8 yıl.." dedi Joe.

"Oha bee... Ne güzel. Hep Paris'e gitmek istiyordum hayatım boyunca. Bir gün gider miyiz acaba?" Liam, Zayn ve Louis'nin aksine Joe ile iyi anlaşmıştı.

"Gideriz.. Dünya turu bile yaparız." dedim. Umarım gezebilirdik. Bu arkadaş grubum çok iyiydi ve bunlarla ölüme bile giderdim.

"Off çok güzel olurdu."

Biz bunları konuşurken Louis ile Zayn fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı. Duyamıyordum.

Tam biraz yaklaşıp dinlemeye başlamıştım ki telefonum çaldı.

Babam

"Babam?" dedim garipçe bir yüz ifadesiyle.

"Amcam mı? O adam seni arar mıydı yaa?" dedi Ash.

Herkes bana bakarken masadan kalkıp telefonu açtım.

"Alo"

"Harry yine ne yapıyorsun sen?"

"Bir şey yaptığım yok"

"Magazinciler boy boy resimlerini basıyorlar her gün farklı erkeklerle yeter artık hepsine para verip resimleri kaldıtmaktan yoruldum"

"Kaldırtma o zaman insanlar beni olduğum gibi tanısınlar"

"Anne seni fazla rahat bırakıyor galiba ama hayır en kısa sürede buraya geri dönüyorsun"

"Hiç bir güç beni oraya geri döndüremez"

"O fingirdediğin erkeklere mi güveniyorsun? bakalım onlar parayı mı yoksa seni mi tercih ediyorlar"

"NE SAÇMALIYORSUN SEN YETER ARTIK BANA YAPTIKLARIN RAHAT BIRAK BENİ" bağırmamı duymuş olacak ki Louis yanıma geldi

"Bir sorun mu var bebeğim" babam Louis'nin sesini duyunca telefonun ucundan bağırmaya başladı

I Only Remember His Eyes || Larry StylinsonWhere stories live. Discover now