13. Bölüm: "İhtimaller"

Start from the beginning
                                    

Yoksa ister miydi?
Belki de çok iyi bir oyuncuydu.

Düşünmekten başımın ağrıdığını hissettiğimde derin bir nefes alarak odama gittin. En azından burada hizmet vermek zorunda değildim ve bu da bana herkesten uzaklaşarak kendi kendime dinlenme lüksü veriyordu.

Ne kadar süre odada oturdum bilmiyorum ama kapı tıklatıldığında hızla yerimden kalkıp bir umut Beyefendi olabilir mi diye kapıyı açtım. Ezra önce etrafına bakıp sonra hemen içeri girdi ve kapıyı kapatıp derin bir nefes aldı. "Ay biri görecek diye gizli gizli geldim, çok riskli oldu."

Ben hiçbir şey demeden beni hafifçe ittirip odanın içinde ilerledi ve kendini koltuğa bıraktı. "Kesin Cemre yaptı dün sofrada zaten garip garip konuşmuştu." Keyifle bacak bacak üstüne attı ve gülümsedi. "Bu durumda Avram ağabeyim de karşı çıkar bu evliliğe ve o karşı çıkarsa babam da asla onay vermez."

Ezra... sen mi yaptın Ezra?

Mimiklerimi kontrol etmeye çalışarak onun karşısına, yatağın üzerine oturdum ve hareketlerini analiz etmeye hazırladım kendimi. "Bence o değil." dediğimde kaşlarını çattı ama hal ve hareketlerinde korku ya da endişeye dair bir emareye rastlamadım. "Aptal bir kadın değil, eğer niyeti atı öldürmek olsaydı sofrada atlar üzerine bir tartışma olduktan sonra öyle kinayeli konuşmazdı."

Ezra kaşlarını iyice çatarak düşünceli bir şekilde boşluğa baktı ve sonra gözlerini oradan çekmeden "O da doğru." dedi ama sonra aniden başını kaldırarak bana döndü. "Ama belki de niyeti atı öldürmek değildir de mesela hasta etmektir?"

Üzerinde düşünülmeyi hakkeden bir ihtimaldi ama bu teoriyi Ezra'nın ortaya atması ona duyduğum şüpheyi de güçlendiriyordu. Belki de Gümüş'ü sadece hasta ederek Beyefendi'yi bizim yanımıza çekmek istemişti ama işler istediği gibi yürümemişti. Ezra'nın merakla cevap bekleyen yüzüne baktım. Eğer böyle bir şey olsaydı bu kadar rahat olabilir miydi? Bence biraz olsun vicdan azabı çekerdi. Ya da bu ihtimal gerçek olsaydı böyle rahat bir şekilde dikkati çekmek ister miydi?

"Bilemiyorum." dedim, kısık ama huzursuz bir sesle. "Bence ne yaptığını bilen bir kadın." Ezra dudaklarını büzerek gözlerini devirdi. "Cemre'yi mi övdün sen şimdi?" Sorusunu es geçip gözlerimdeki şüpheyi kamufle etmeye çabalayarak gözlerine baktım. "Kimin yaptığını bilmiyorum ama Beyefendi eninde sonunda o kişiyi bulacak ve eminim ki o zaman bunu yapanı pişman edecek."

Ezra'nın gözlerinde bir korku emaresine rastlamadım ama heyecanla ellerini birleşirdi. "Umarım Cemre yapmıştır da Avram ağabeyim bizim takıma transfer olur." Onun olmadığına emin olmanın verdiği gevşeme ile omuzlarımı serbest bıraktım ve derin bir nefes aldım. "Bu bir oyun değil Ezra, mevzu bahis olan Meryem Hanım'ın hayatı, o yüzden lütfen ciddi olalım."

Ezra hemen boğazını temizledi ve omuzlarını geriye iterek ciddi bir ifadeye bürünüp "Haklısın." dedi. Ses tonu küçük bir kız çocuğunun annesini taklit ettiği gibiydi. "Zaten ben buraya sana bir dediko-" Aniden durdu ve kelimeleri dağıtmak ister gibi elini havada savuşturdu. "Aman işte havadis vermeye geldim." Sakince devam etmesini bekledim ama o benim bu halime burun kıvırarak "Bari biraz heyecanlansaydın böyle konuşmaya hevesim kalmıyor." dedi ama sonra hemen kendine gelerek asıl mevzuya geçti. "Neyse. Sen yine benden duymuş olma ama haftaya Cemre'nin doğum gün ve Çırağan'da büyük bir parti olacak; bütün yüksek sosyete orada olacak."

"Buradan ne çıkarmalıyım?"

"Kendini iyi gösterirsen iş kapısı açılabilir." Anlam veremeyecek kaşlarımı çatınca gözlerini devirdi ve "Şaka yapıyorum şapşal şey." dedi. "Gece yarısından sonra after parti olacak ve sadece gençler kalacak. Yani diyeceğim o ki çok uzun bir gece olacak ve bizim bunu kesinlikle değerlendirmemiz lazım. Belki Kıraç ya da ailesi hakkında bir koz bulabiliriz; ne bileyim belki illegal bir yatırım, bizim tarafın hoşuna gitmeyecek herhangi bir şey."

BEYEFENDİWhere stories live. Discover now