"En büyük Pamir."

Ben de onun gibi ifadesizce dururken konuştum.

"Memnun oldum Pamir. Beni tanıyorsundur." Dediğimde kafasını salladı.

"Merhaba Pamir ben de Melisa. Annemin dediğine göre biyolojik dayım oluyormuşsun." Diye araya giren kızım beni öldürmek istiyor olmalıydı.

Pamir ona dönerek daha yumuşak bir ifade ile konuştu.

"Memnun oldum küçük hanım. Evet öyle oluyorum."

"Pamirciğim küçük lafından pek hoşlanmam. Bana Melisa diyebilirsin."

"Peki Melisa. Sen de bana dayı diyebilirsin , Pamirciğim pek olmadı sanki?"

"Haklısın annem büyüklerime isimleri ile hitap etmememi söylemişti , dayı." Dedikten sonra abim ve babamla da kısaca tanışmışlardı. Abim fazlası ile gergindi Melisa'nın onlara dayı demesinden.

Hilal Hanım bu sefer Deniz ile yan yana duran adamı gösterdi. Hayli tedirgin ve sinirli gözüküyordu.

"Üçüncümüz Ertunç."

"Memnun oldum." Dediğimde o önce bana sonra Melisa'ya bakmış ve konuşmuştu.

"Ben de... Ben de..."

Yaptığı imadan Melisa'nın yanında ters konuşmak istemediğini anlatmıştım.

"Ertunç merhaba. Cuğum demeyeceğim çünkü dersem patlayacak bir hava var sende. Dayı'yı da geçelim şimdilik. Memnun oldum."

Ertunç kalkan kaşları ile Melisa'ya bakmıştı.

"İstediğin gibi seslenebilirsin bana. Bunun için kızmam Melisa." Dediğinde benim aksine kızıma ılımlı yaklaşmaları beni memnun etmişti.

Melisa , Deniz ile tanışırken Hilal Hanım tip tip bakan bir çocuğu göstermişti.

"Bu dördüncü oğlum Pusat."

"Ne diye geldiler ki sanki?" Diye konuştuğunda Hilal Hanım dirseği ile karnına vurdu.

"Ablan ile düzgün konuş Pusat."

"Bir , abla istemiyorum hele ki bunun gibi bir abla asla. İki , yeni yeğen de istemiyorum hem de bunun çocuğu olan. Allah bilir kimden peydahladı? Babası da yok." Dediğinde bir anda aklı başına gelmiş gibi tekrar konuştu.

"Ben öyle demek is-" derken Melisa Pusat'ın önüne giderek birden ona bağırmaya başladı.

Herkes zaten şok olmuşken Melisa'nın bağırışı ile daha da şok olmuşlardı.

"Bana bak pis çocuk , annemle düzgün konuş. O ne demek bilmiyorum ama çok kötü bir şey olduğunu biliyorum ve sen kötü kelimelerin denmeyeceğini bilmeyecek kadar pis birisin. Hem benim babam var ve gelecek! Eğer bir daha böyle konuşursan anneme buradakilere saygılı olacağım dememe rağmen senin o pis saçlarını tek tek yolarım." Diyerek salondan çıkmıştı.

Suna onun peşinden giderken , bu sefer Melisa'nın azarı ile öylece kalan Pusat'a döndüm. Abimler de sinirle benim vereceğim cevabı bekliyorlar , benden önce davranmıyorlardı. Biliyorlardı ki en doğru cevabı ona ben verirdim.

Hızla Pusat'ın yakalarından tutup kendime çektim ve konuşmaya başladım.

"Bana bak 23 yaşına gelmesine rağmen bir bok öğrenemeyen ve ergenlikten çıkamayan Pusat , namusuma ve kızıma uzattığın o dilini kopartırım! Buraya adam gibi tanışmaya geldik , bak az önce piç olduğunu ima ettiğin kızım buraya sizinle tanışmak için güle oynaya geldi. Ayrıca az önce senden daha akıllı ve zeki olduğunu kanıtladı. Bence 4 yaşında bir çocuk eğer 23 yaşındaki senden daha zekiyse ve bunu kanıtlıyorsa o kıt beynini bir sorgulaman gerek.

Şah Mat | ♠️ (✅)Where stories live. Discover now