Chris'in sorusuna yorgunca cevap verdim.

"Hayır, çoktan bedenine yayılmış. Boynundan yapacağım."

Chan Hyung başını salladı.

Bense boynuna eğilip güzel kokusunun beni oyalamasına izin vermeden ısırdım.

Olduğunu düşündüğüm zaman başımı geri çektim.

"Onu eve götüreceğim."

Dönen başımı umursamadan Felix'i kucağıma alıp hızla konferans salonunun çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladım.

Aniden kolumun tutulmasıyla durup kolumu tutan kişiye baktım.

"Tanrı aşkına, ne olduğunu söyle artık!"

Jisung ısrarla kolumu tutuyordu.

Haklıydı, arkadaşı yaralanmıştı ve ne olduğunu bilmiyordu. Ama ilk önce Felix'i götürmeliydim.

"İlk önce Felix'in kurtulduğundan emin olmam gerekiyor, Jisung. Sonra anlatacağım."

Jisung çaresizce kabul etti.

Böyle olmasını istemezdim ama elimden daha fazlası gelmiyordu şu an.

"Chan sen Jisung ve Seungmin'i eve getir. Orada açıklarız."

Chan kaşlarını kaldırdı.

"Sen?"

"Ben koşacağım."

Chris başını salladıktan sonra hızla salondan çıktım ve saatin geç olmasından dolayı tenha olan yolların bana verdiği güvenle koştum.

Evin önüne geldiğimde hızla kapıyı çaldım.

2-3 saniye sonra açılan kapıyla hızla içeri girdim.

"Hyunjin, Felix'i laboratuvara götür."

Annemin talimatıyla hızla laboratuvara indim ve biraz yüksekte olan beyaz minderli tedavi koltuğuna Felix'i yavaşça bıraktım.

Kenarıda duran mendilleri alarak hızla yüzündeki makyajı ve dudağından ve boynundan akan kanları sildim.

Odaya giren annem ve babam sayesinde biraz olsun toparlanabilmiştim.

Babam elindeki şırıngaya bağlı olan iğneyi Felix'in koluna batırdığında derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

"Hanbin neden bunu yapıyor?"

Sinirli bir şekilde sorduğum soruya karşılık annem sakince yanıma geldi.

"Güçsüz insanlar, ancak gücünün yetebileceğine inandığı insanlara zarar vermeye çalışır.... Sadece aklınca intikam almaya çalışıyor."

Babam gülerek bana döndü.

"Ama karşı karşıya geldiğinizde korkudan altına yapacağına eminim."

Babam aldığı kanı kenarda duran ve sadece bir kısmının ismini bildiğim makinelerin yanına gitti.

Onu izlerken annem omuzuma dokundu.

"Sen yapman gerekeni yaptın. Kendini suçlama."

Olmuyordu işte.

"Ama, anne, o...o çok masum ve temiz. Şimdi kendime kenetledim. Bana çok kızacak."

Annem ve babam Felix'e olan hislerimi biliyorlardı. O yüzden bu kadar rahattım.

Annem saçlarımı şefkatle okşadıktan sonra gülümseyerek baktı.

Dear vampire 🍷 / HyunlixМесто, где живут истории. Откройте их для себя