BÖLÜM 24 : VIDEO

64 43 44
                                    

Aynamın karşına oturmuş başıma pansuman yapıyordum. Düşerken acı hissetmemiştim ama şimdi çok ağrı veriyordu. Ve çok kanıyordu. Çantadan çıkardığım pamukla önce güzelce kanı temizledim, yarayı görebiliyordum. Aynaya daha çok yaklaşarak kesiğin derinliğini ölçmeye çalışıyordum. Tahminen üç santim kadar bir kesikti ama neyse ki derin değildi. Yani fazla derin değildi. Mikrop kapmaması için yarayı dezenfekte ettim ve üzerini kapattım. Biraz daha aynaya baktıktan sonra yavaş hareketlerle yerimden kalkıp kullandığım eşyaları toparladım ve çantaya doldurdum. 

Ev çok sessizdi. Saate baktım, gece yarısını çoktan geçmişti ve Vera bana tek bir kelime bile etmeden ortadan kaybolmuştu. Benim bilmediğim bir arkadaşında kaldığını söylüyordu. Ve buna inanmamı bekliyordu. Yatağın üzerinde duran telefonuma uzanıp bir kez daha aradım ama yine kapalıydı. Telefonumu yatağa fırlatıp ilk yardım çantasını aldım ve alt kattaki banyoya doğru yürümeye başladım.

Bu kattaki ilk oda Nora'nındı. Önünden geçerken yavaşladım. Biraz dinledim ama hiçbir ses duyulmuyordu. Banyoya kadar gelip elimdekileri yerine bıraktım.  Varya'nın odası bu koridorun en sonundaydı. Banyodan çıkıp biraz bekledim. Daha sonra yavaş adımlarla Varya'nın kapısına kadar gittim ve kulağımı kapıya doğru uzattım. İçeriden mırıltı gibi kısık sesler geliyordu. Biraz daha yaklaştım. Telefonla konuşuyordu sanırım ama konunun ne olduğunu anlayamıyordum. Duyamaya çalışıyordum. Varya'nın sesi gittikçe yükseliyordu. Sinirlendiğini düşünüyordum. Son duyduğum şey bunu ona ödeteceğim olmuştu. Sonra ses kesildi. Artık çıt çıkmıyordu. O an dövmemde bir sıcaklık hissettim. Gittikçe artan bir sıcaklık. Etrafıma baktıktan sonra hızlı adımlarla banyoya girdim. Ben banyoya girer girmez Varya odasından çıktı. Ucuz atlatmıştım resmen. Beni o şekilde yakalaması hiç iyi olmazdı. Hemen aynanın karşısına geçtim. Elimi ıslatıp yüzüme sürdüm aceleyle. Sonra da saçlarımla oynuyormuş gibi yapmaya başladım. Kapı sertçe açıldı. Aynadan gelenin Varya olduğunu gördüm ve hiç dönmeden konuşmaya başladım.

"Klozetin suyu gözlerini bozdu galiba banyo dolu görmüyor musun?!"

Ellerimi göğsümde kavuşturup sakince arkamı döndüm. Sinirle bana bakıyordu. Ama onu umursamayacaktım.

"Neyse zaten işim bitmişti "

Kapıya doğru ilerledim. Yanından geçerken de omzuna çarptım. Gerilemek zorunda kaldı ve bu beni memnun etmişti. Mutlu bir şekilde sakince odama kadar çıktım. Odama girip kapıyı da kapattıktan sonra yüzümdeki ve tavırlarımdaki  her şey değişmişti. Mutsuz, umutsuz ve endişeli halimle kendimi yatağa bıraktım.

Ormandaydım hava karanlıktı. Ayaklarım... ayaklarıma baktım. Benim değillerdi ve yerden de daha yüksekteydim. Bu ben değildim Vera'ydı. Vera'nın bedenindeydim. Bu bir rüya olmalıydı. Ormandaydı ve karanlıktı her yer. Koşuyordu ama ben koşmuş gibi hissetmiyordum. Birine yetişecekmiş gibi acele ediyordu. İleride kimseyi göremiyordum. Ağaçlar çok fazlaydı. Önümü bile göremiyordum. Yavaşlamıştı artık koşmuyordu. Yukarı doğru baktı. Gökyüzü görünmüyordu. Ağaçlar birbirine çok yakındı. Etrafımızdan gelen sesler duymaya başladık. Temkinli bir şekilde etrafına bakıp seslerin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu Vera. Hızlı bir rüzgar hissettik, etrafımızda dönüyordu. Ne yapacağını bilemez halde sağa sola bakınıp duruyorduk. Sol taraftan gelen bir el gördük ve bizi rüzgar çemberinden çekip çıkardı. Yüzü görünmüyordu. Çok karanlıktı. Ama sesini duyuyordum.

TOUCHWhere stories live. Discover now