II

1.1K 165 103
                                    

- never existed.

Shinichiro'nun eski motor dükkanına varana kadar kimse konuşmadı. Inui bastığı her bir kaldırım taşını sayarken, Kokonoi'nin dişleri arasındaki kürdanı ısırmaktan çenesi ağrımıştı.

Sözde 'ev' dedikleri yere varlıklarında hava kararmış, açık olan dükkanlar birer birer kapanmaya başlamıştı. İnui, peşindeki arkadaşından evvel girip ışıkları yaktı. Üst kata çıkan merdivenleri tırmandı. Ardından kendini iki koltuktan birine bıraktı.

"Aç mısın?"

Kokonoi'den herhangi bir cevap alamadı. Açık olmayan televizyona bakıyordu.

"Yiyelim."

Daha yeni oturduğu koltuktan kalkıp kutu ramenler için su doldurdu. Isıtıcıyı yerine koyacağı sırada bir el, bileğinden tutarak ona engel oldu.

"Özür dilerim. Yapmamalıydım."

Durup bir süre boş gözlerle diğerine baktı. Neyi yapmamalıydı, özür dilemek işe yarar mıydı, suçluluk mu duyuyordu? Aklına gelenlerden ilkini salladı. "Neyi?"

"Boş ver."

Sandığının aksine Inui'nin o an uyanık olmadığını düşündü. Durduk yere içinde bulundukları garip durumu yarattığı için kendine küfredebilirdi.

Daha fazla işine engel olmadan bileğini bıraktı. Mutfak olarak kullanılan bölümden uzaklaşıp koltuklardan birinin ucuna oturdu. Inui'nin yanında rahat hissetmeyeli uzun zaman oluyordu.

Inui çoktan yenip biten ramen paketlerini toparlayıp çöpe attı. Tekrar koltuktaki yerine yerleştiğinde bu sefer açık olan televizyondan yükselen kısık sese kulak verdi. Kimse umursamasa da Inui buraya gelmeyi bırakmamış, yok olmasına izin vermemişti. Ancak Kokonoi'nin buraya onun kadar derin bir bağı yoktu.

Son birkaç haftadır fazla derin düşünceler içindeydi. Bunu etrafına yansıttığını fark etmiyordu belki ama kendi içinde küçük çaplı çatışmalar veriyordu. Sabahları yüzünü yıkarken aynaya bakmıyor, ailesinin yanına uğramıyordu. Günlerdir motor dükkanının üst katındaki stüdyo dairede kalıyordu. Her gittiğinde gördüğü nergis çiçekleri sayesinde ablasının mezarına da gitmeyi bırakmıştı. Kokonoi ile en sık iki günde bir konuşuyor, çetenin toplantılarına uğramıyordu. Tam olarak mental çöküş yaşıyordu. Üstelik yalnızdı.

"Kokonoi."

"Ha?" Adının tam olarak seslenilmesiyle gerilerek sarışın olana döndü. Parmaklarını soymaya başladığını görüyordu.

"Kokonoi, mümkünse buraya bir daha gelme."

"Anlamadım?"

Oturduğu yerde küçülüp yerin dibine girecekmiş gibi hissetti. Nasıl derdi ki, hata yaptım? Hata yaptım, seni sevdim. Nasıl diyebilirdi?

"Demek istediğim, bir daha görüşmeyelim. Çeteyi bırakmaya karar verdim. Belki burayı yeniden işletirim. Ya da üniversiteye gidebilirim. Belki ikisini aynı anda yaparım. Bilmiyorum, emin değilim ama görüşmeyelim."

"Çocukluğumuzdan beri beraberiz Inupi."

Sertçe yutkundu. Kendini nasıl anlatacağını defalarca çalışmışken, Kokonoi gerçekten karşısında olunca çalıştığı her şeyi unutmuş gibiydi.

"Şu an yaşıyor olmam bile yapılmış bir hata yüzünden ve ben sana baktıkça hatandan pişman olduğunu görüyorum. Anlarsın ya, bunu bilmek insana iyi gelmiyor. Hata da olsa yaşamam için önüme bıraktığın bir hayat var ama bunu sen yanımdayken yapamıyorum. Ben Akane değilim."

Kokonoi soğuk terlerin omurgası boyunca bir yol çizerek bedeninde aşağı aktığını hissetti. Tek başına kalmaya alışkın değildi ve bunu Inui'nin suçu olarak görüyordu. Onu hiç yalnız bırakmamıştı ki yalnızlığa alışabilsin.

"Sabah yaptığım şey yüzünden mi? Özür dilerim. Hem hiçbir zaman takmadın ki, şimdi niye takıyorsun? Tek arkadaşımsın Inupi, beni kullanmayan tek insansın."

Derince iç çekti. Nedense sözleri ona ulaşamıyordu. Satır aralarını okumaktan bihaberdi. Sadece kendi açısından bakıyordu.

"Sen beni kullanıyorsun Kokonoi. Farkında değil misin?"

Sarışının dolan gözlerini gördüğünde daha fazla üstelemek istemedi. Onu ablası yerine koymaya çalışmak tamamen saçmalıktı, ona bir başkasının adıyla seslenmek daha büyük bir saçmalıktı. Kokonoi hatalarının bedelini iki kardeşi de kaybederek ödüyordu. Gerçeği kabullenecek kadar olgundu.

"İyi geceler Inui."

Hızla üst katı terk edip gittiğinde çok geçmeden alt kattaki ana kapının örtülme sesi dolandı boşlukta.

Ertesi sabah Çeteden ayrılmak için diğerleriyle buluştuğunda, Kokonoi'nin çoktan ayrıldığını duydu. Merak edenler nedenini ona sorarken, o çoktan dalıp gitmişti.

Yere oturup on dakika kadar bekledi. On birinci dakikada Inui, Kokonoi'nin hayatından tamamen gittiğini idrak edebildiğinde her zamankinden daha boş hissetti. Aldığı kararı sorgulamak içinse çok geçti.

* * *
⠀⠀⠀ ⠀⠀ ⠀ ⠀⠀

definition of home | kokonuiWhere stories live. Discover now